ONLAR İDEALİST ÖĞRETMENLERDİ AYNI ZAMANDA İLÇENİN İLKLERİ İDİ

ONLAR İDEALİST ÖĞRETMENLERDİ AYNI ZAMANDA İLÇENİN İLKLERİ İDİ

Sevgili dostlarım,
Saygıdeğer sayfa arkadaşlarım,
Bugünkü sohbet konumuz; benim ortaokuldan öğretmenim olan ve bizlerin bugünlere gelebilmesi için karanlık yollarımıza ışık tutarak aydınlatan, idealist öğretmenlerimizden birisinden söz etmek istiyorum…
Adı: Filiz (Gürel) Temür…
Dereli Ortaokulunun ilk öğretmenlerinden.
Öyle ki; yeni açılan ortaokulun ilk dört öğretmeninden birisi..
Sosyal Bilgiler Öğretmeni…
Evet, Sosyal Bilgeler Öğretmeni ama -derslerin boş geçmemesi- için Filiz öğretmenimizde, diğer üç öğretmenimiz gibi branşları olmayan derslerimize girerek de, bizlere bilgi kaynağı oluyorlardı…
Yani mümkün olduğu kadar derslerimizin boş geçmemesi için fedakarlık üstüne fedakarlık yapıp ve bizlerin daha iyi yetişmesi için çırpınıp duruyorlardı…
Adeta birbirleriyle yarış ediyorlardı!
Kim bilir; belkide ilçeye açılan Ortaokulun ‘ilk öğretmeni’ olmanın heyecanını taşıyorlardı…
Belki de ‘iz bırakmak’ için ‘ilk olmanın’ onurunu yaşıyorlardı!
Ama ortada gözüken ve herkesin bildiği bir şey var ki; ilçemizin ilk göz ağrıları olan bu öğretmenlerimiz gece-gündüz demeden öğrencilerine bir şeyler öğretmeye ve kazandırmaya çalışıyorlardı.
Ki, bu eylemsel yolculuklarında da başarılı oluyorlardı…
Şimdi burada izninizle çok kısa süreliğine tekrar azcık gerilere dönerek ve Giresun il merkezinin -burnunun dibinde- olan Dereli ilçesine ‘eğitimin’ çok geç girmesinden söz etmek istiyorum…
Dereli ilçesinde ortaokul 1965 yılına kadar yoktu…
Ortaokul ve liseyi okumak isteyenler ilçe dışına çıkarak okurlardı.
Örneğin ‘öğretmen’ olmak için okumak isteyenleri örnekleyecek olursak;
1930-1954 arasında 15 kişi Köy Enstitüsünde eğitim görerek ‘öğretmen’ oluvermiş…
1954-1962 yılları arası öğretmen olanlar Samsun Ladik Akpınar Öğretmen Okulunda eğitim görüp ‘öğretmen’ olmuşlar…
1965 yılında da Dereli ilçesine de Ortaokul açılınca, bu tarihten sonra -her meslek alanında- eğitim hızlı bir ivme kazanmıştır…
(Tekrar öğretmenlerimiz konusuna geri dönecek olursak)
Dereli ilçesine Ortaokul 1965 yılında açıldı…
İlk kurucu müdürü ve öğretmeni: Niyazi Turgut Kalafat..
Ardından bir-iki ay sonra Erkan Akdağ ve daha sonra eşi Rahşan hanım…
Ve aynı tarihlerde de Filiz Gürel öğretmenimiz tayip olup geldi..
(Temür) soy adını Kemal Temür öğretmenimizle evlendikten sonra aldığı için (Gürel) ismini kullandım…
Ve birde biz o dönemin öğrencileri olarak, diğer öğretmenlerimize ‘soy isimleriyle’ hitap ederken,-niyedir bilmem- Filiz Gürel öğretmenimize bizler hep “Filiz Öğretmenimiz” diye hitap ederdik.
Her neyse…
Burada yine küçük bir parantez açmak istiyorum;(Dereli ilçesinde ortaokul olmadığı için ben 1961 yılında Giresun Sanat Okuluna gitmiş ve sınıfta kaldığım için okula devam etmemiş ve tam dört yıl ara verdikten sonra Dereli ilçesinde yeniden başlamış ve benden en az üç-dört yaş küçük öğrencilerle birlikte okumuştum)
Sizlerde çok iyi bilirsiniz ki; bizde önce ‘kurumlar’ açılır ve daha sonra o ‘kurumun’ fiziksel donanımı ve binası yapılır…
Bizim ilçemizde de bu kural bozulmamış ve aynen öyle olmuştur.
Yani önce 1926 yılında Dereli Nahiye iken yapılan çürük bir bina olan ‘Maliye Binası’ denilen bir binada ortaokul açılmış ve daha sonra -derenin karşı tarafına- Ortaokul yapılmıştır…
Ve o tarihlerde sadece bu olumsuzluklar olsa; öp de başına koy!
Dereli ilçe merkezi çamurdan-çoraktan geçilmediği gibi;
İl merkezine gidip-gelinecek doğru dürüst bir yolda yok!
Şimdi olduğu gibi herkesin altına bir araba dersen; o hiç yok!
Saat başı kalkan külüstür bir otobüsle, iki-üç tane feka markalı minibüs görüyor ilçenin ulaşım gereksinimlerini…
Birkaç tanede tomruk kamyonu var…
Ancak birkaç kamyon var ‘var’ olmasına da…
Her zamanda ‘şoför muavini’ denilen şoförün oturduğu kabin boş olmuyor…
Eğer katlanabilirseniz; kamyonun kasasına çıkacaksınız ve gitmek istediğiniz yere ancak öyle ulaşabilirsiniz!
İşte böyle zor koşullar altında görev yaptı bizim öğretmenlerimiz.
İyi ki böyle idealist öğretmenlerin öğrencileriyiz…
Eğer bugün içimizden birisi, bir yerlere gelmişlerse; bizlere ana-baba olan bu öğretmenlerin sayesinde gelmiştir…
Örneğin (ben hiç uzaklara gitmeden kendimi örneklemek isterim) Eğer ben bugün bir yere gelebilmiş isem;
Elimden geldiği kadar bir şeyler üretebiliyor isem;
Bu öğretmenlerimin bana kazandırdıkları değerlerle yapıyorum…
Daha doğrusu yapmaya çalışıyorum…

İşte sözünü ettiğim bu değerli öğretmenlerimden birisi de hiç şüphesiz Ortaokul öğretmenim; Filiz Gürel Temür…
O yıllardaki öğrenci tabirimizle “Filiz Öğretmenim”
Ki, ne derseniz deyin, neden sayarsanız sayın; ben sözünü ettiğimi bu sevgili öğretmenimi tam elli yıl, yani yarım asırdır yüz-yüze hiç görmedik…
Ta ki; iki-üç gün öncesine kadar…
Ve iki-üç gün önce sevgili öğretmenim bana bir sürpriz yaptı…
Beni telefonla aradı…
Hatta bir anlamda “Beni siz aramıyorsunuz, bari ben arayayım” diyerek,kendisi arayıp utandırdı!
Ve yarım asır sonra da olsa buluştuk…
Yarım asır öncesine dönerek, eski günleri yad-ederek konuştuk.
Kısacası yüz-yüze görüşmekten her kimizde mutlu olduk…
Son söz;
Bu benim özelim olan sohbete katlandığınız için sizlerden hep özür diliyor ve hemde teşekkür ediyorum…
Böyle güzel mutluluklar sizlerde yaşayın diliyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?