ORMANCI MEHMET AL

ORMANCI MEHMET AL

Babam; 1936 yılında Evrenköy’den yürüyerek Kayadibi’ne gidip gelerek  ilkokulu bitiren iki kişiden  biri..

6 erkek ve 4 kız kardeşi var.. Gençlik yılları yoksulluk içinde geçmiş.. Kışın bile askılı kısa pantolon giyermiş.. Babam ve kardeşleri için, “Bu Ayvaz’ın çocuklar bu kışı nasıl geçirecek?” diye çevrede söylenenler bile olurmuş..

Ayvaz (Çömezoğlu) dedem 1876 doğumlu. Şallı’dan (Beşikdüzü) 4 kardeş yola çıkmışlar.. İkisi yolda Ruslara esir düşerek, Harşıt Deresi’ni geçememiştir. İki kardeş de Giresun’da Yukarıalınlı Köyü’ne (Evrenköy) yerleşmiş. Gelinkayası, Erimez, Kulakkaya, Eğribel ile Anadolu’ya açılan yol güzergahı Evrenköy’ün ortasından geçiyor.. Evi yolun kenarında.. Yaylaya gidenlere, yoldan gelip geçenlere, şişelerden gaz lambası yapıyor.. Ayakkabı tamiri yapıyor.. Ailesi (Hayriye’de) çevre köylerin ebesi..

Babam 14 yaşında içkiye başlamış.. 80 yaşına kadar durmadan içti.. Sohbetlerde 70 ton içki içtiğini söylerdi.. Hiç hasta olmadı.. Hastaneye gitmedi.. Sorduğumuzda ismini dahi duymadığını söylediği Cerrahpaşa Hastanesi’nde bir kez muayene oldu.. 3 Ay sonra da vefat etti (2004)..

15 yaşında köyde kumar oynamaya da başlayan babam. Askere giderken , dedemin tüfeğini gece evin penceresinden uzanarak taflan ağacına asmış.. Sabaha karşı tüfeği alıp, yolda satarak askere gitmiştir..

Hatay ve Siirt’te 36 ay gümrük askeri olarak vatani görevini tamamlamış. Biraz da Arapça öğrenmiş.. Asker dönüşü dedemden korkusuna köye uğramadan Espiye’ye geçmiş.. Orada Orman İşletme Şefliği’nde görev alarak memurluk hayatı başlamış. .Orada evlenmiştir..

Gümrük askeri olması onun memur olmasını sağlamış.. Mesleğe Yağlıdere ağzında depo memuru olarak başlamış.. Daha sonra Orman Muhafaza Memuru olarak 30 yıl görev yapmıştır.. Paşakonağı ile Sisdağı arasındaki vadiler, yaylalar  ile Giresun Merkezi Bulancak, Espiye Dereli, Piraziz, Şebinkarahisar, Yağlıdere’de görev yapmıştır.. En uzun görev yaptığı yer Giresun Merkez ile Bulancak olmuştur..

İki tabanca ve bir de Fransız üçlüsü tüfeğiyle gezerken, çok renkli bir hayat sürmüş.. Atıcı olması ile arkadaşları ve takipçileri her tarafta artmış, Giresun’da en tanınan Ormancılardan biri olmuştur.. Onun dönemimde Garıncalı Mehmet Ali, Oflu Osman Çavuş, Deli Hakkı, Yavaş Mustafa, Kara Mehmet, Ahmet Durak gibi tanına ormancılar da görev arkadaşlarıydı..

Giresun’da tüm ağalar ve kabadayıları tanırdı.. Çoğu masa arkadaşıydı.. Türkü söylemeyi seven, bol bol fıkra anlatan sofra muhabbetleriyle  gününü gün etmiştir..

Zaman zamanda görev aldığı köyleri Korucuya teslim edip, “ Bir çamış pisliğinden 4 tane gürgen ağacı bitiyor.. Benim dönemimde herkes evini, ahırını, tamını, serentisini yapsın” diye de Korucu ile köylülere haber göndererek, aylarca köylere, ormanlara da uğramamıştır.. 12 yıl içinde hiçbir orman köylüsünü mahkemeye vermediği için devlet babama soruşturma açmış.. Giresun Orman İşletme Müdürlüğü’nde kavgalı olduğu mühendisler ve şefler ile anlaşamayınca sürgünden sürgüne gönderilmeden kurtulamamıştır..

Hovardalığı ve içki alemleri başına belalar açmış.. Vurulduğu, kesildiği zamanlar olmuş.. Bu durumlarını çocuklarına bile duyurmamıştır..

Babasından kalan arazileri, kendi aldığı arsaları, yaptırdığı evleri satmış.. Espiye’de merkezde Esentepe’de eşinden kalan araziye sahip çıkmamış.. ‘Dünya yansa, bir kalbur samanı yanmaz’ şekilde hiç kimseye muhtaç olmadan vefat etmişti..

Hoş sohbet yaşantısı içinde Giresun’da lakabı ‘Adına Dolanduğum’ olarak kalmış.. Her gördüğüne; “Bıyıkların goluma dolim ağam” sözünü söylemesi de ona has bir söylemdi.. Onu en çok meşhur eden ve tanınmasını sağlayanda içki sohbetlerinde herkesin ondan duymasını bekledikleri; “BENİM ADIM MEHMET AL.. AZI DA AL, ÇOĞUDA AL.. NE BULURSAN AL” sözü dilden dile hala dolaşmaktadır..

Kıyak kafa ile havada uçan kargayı mermi ile vuracak kadar da nişancı olan babamım, Giresun Kalesi’nde zaman zaman yaptığı davullu-zurnalı eğlentileri, Giresun Orman Bölge Müdürlüğü’nü de rahatsız etmiş. Bu eğlentilerden birinde silahlar konuşmuş.. Bu olay Giresun’dan Yavuzkemal İkisu’ya sürülmesine neden olmuştu.. Bu sürgünde görevi bırakarak, 1971 yılında emekliliğini istemiştir.. Mekanı Cennet Olsun!

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?