PAZAR GÜNÜ SANDIK BAŞINA GİDİLECEK NİHAYET KÜFÜR DOLU ŞOVLAR BİTECEK

PAZAR GÜNÜ SANDIK BAŞINA GİDİLECEK NİHAYET KÜFÜR DOLU ŞOVLAR BİTECEK

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Şunun şurasında bir şey kalmadı…
Yüzdük yüzdük kuyruğuna getirdik…

Uzun süredir siyaset tüccarlarımızın şovlarını izliyoruz…
Bu zamana kadar duymadığımız en renkli hakaret ve küfürleri dinlemek zorunda kaldık ve de kalıyoruz…

Ancak şunun şurasında daha bir şey kalmadı…
Bu zamana kadar direndik, az daha direnelim…
31 Mart gününe kadar az daha tahammül edelim…
Pazar günü sandık başına gitmeyi de ihmal etmeyelim…
Ve o gün “küfür dolu şov yapanların’ şovlarına bir son verelim…
Yani o gün bu işe bir ‘son’ verip, bu işi sandıkta bitirelim!…

Gerçi ben iyi niyete yönelik düşüncelerimi öne sürerek ‘bitirelim’ diyorum demesine de…
Benim ‘bitirelim’ dememle de ‘biter mi, bitmez mi’ açıkçası orasını da bilemiyorum ya…
Umut işte!..
Ye yiyebildiğin kadar!
Yavan-yavan gevele geveleye-bildiğin kadar!

Onun için umudumu yitirmek, bitirmek istemiyorum…
Hatta kendi-kendime umudumu tazeleyip şöyle düşünüyorum;

“Siyaset tüccarlarımız, inşallah pazar gününden sonra hakaret dolu konuşmalarına ve küfürlerine bir son verirler… Ve çoluk çocuğumuza daha fazla kötü örnek olmazlar” diyerek;
Umudumu hep zirvede tutmak istiyorum…

Yok eğer, siyasetçilerimiz bundan sonrada sürdürürlerse küfür ve hakaret dolu şovlarını; işte o zaman sonumuz kötü olacağına inanıyorum…

Ve işte o zaman ya hep birlikte; “vay başımıza gelenler” korosunu oluşturacağız!
Yada “kendim ettim,kendim buldum” türküsünü seslendireceğiz!

Veya da ne bilim ben; yediden-yetmişe, toplum olarak siyasi efendilerimizi kendimize örnek seçip ve birbirimizle onlar gibi diyalog kurmaya başlayacağız;

“Sen bir şerefsizsin”
“Seni gidi adi adam seni”
“Ahlaksızlık yapma ulan”
“Onlara oy veren günahkardır”
“Teröristtir, namussuzdur”
“Ulah Allahsızlar, vicdansızlar”
Vesaire, vesaire…
Listeyi uzatın uzatabildiğiniz kadar…

Üstelik (onların kötü örnek olmasından şikayet ederken, birde ben kötü örnek olmayayım diye, daha ağır küfürleri sizlerle bu sayfa üzerinden paylaşmak istemiyorum bu kıyağım da biline)

Sohbet konumuzu yavaş yavaş toparlayıp, özetleyecek olursak;
Dünya ülkeleri arasında -canı sıkılınca- sürekli seçime giden bir başka ülke daha var mıdır onu bilemiyorum ama…
Ki; benim bildiğim kadarıyla yok…

31 Mart Pazar günü; Köy Muhtarlarını ve diğer yerel yönetimleri belirlemek için bir kez daha seçim sandığına gidiyoruz…
Ve sizlerinde bildiği gibi aylar öncesinden başladık biz bu yerel seçim şamatalarına…
Ve cici demokrasimizin keyfini yerine getirmek için;
Liderlerimiz aylar öncesinden belirledi bizi yönetecek olan yerel yöneticilerimizi…

Ve aylar öncesinden tüm siyasi parti liderlerimiz;
Gece demeden, gündüz demeden!
Bir bardak su içip, bir kaşık yemek yemeden!
Bizleri daha fazla zahmete sokmamak için;
Yerel Yönetici Adaylarımızı birer-birer belirlediler…
Ve önümüze getirip, meydanlara sürdüler!

Yani şimdi bize 31 Mart Pazar günü sandık başına gidip, sadece ‘Oy’ kullanma işi kaldı…
Eh, bu kadar zahmete de katlanalım artık öyle değil mi?
Yani sizinde çok iyi bildiğiniz gibi, işin zor kısmını siyasi liderlerimiz halletmiş!

Ve bize kala kala;
Sadece ‘sandık başına gitmek’ ve ‘ikisinden-birisini’ seçme işi kalmış!

Ancak son sözlerimi söylemeden belirtmek isterim ki;
Ben bu “31 Mart” tarihi bana her nedense çok soğuk geliyor!

Nedendir bilmem…
Ne zaman birileri ’31 Mart’ tarihini anımsatsa, her nedense birdenbire irkilirim…
Ve birdenbire ’31 Mart’ denildi mi;
Aklıma 1909 yılında meydana gelen ‘Gerici Ayaklanması’ olarak bilinen ’31 Mart Vakası’ geliverir…

1925 yılında meydana gelen ‘Gerici Şeyh Sait Ayaklanması’ ve Divan-ı Harp mahkemesinin idam kararlarını onaylaması aklıma gelir…

Yani bu 31 mart tarihi sözü geçince -her nedense- aklıma hap ‘Gerici Ayaklanmalar’ geliveriyor…
Daha açık bir ifadeyle ne zaman 31 Mart tarihi yaklaşsa; hep yeni bir ‘gerici ayaklanması’ başlar mı,başlamaz mı diye hep tedirgin oluyorum!…

Kısaca…
Ve son söz…
31 Mart Pazar günü herkes oyunu kullanmak için sandık başına gitmeliyiz…
Ve oyumuzu -kime kullanacaksak- kullanmalıyız…
Ve en önemlisi de;
Provokasyonlara gelememek için çok dikkatli olmalıyız…

Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Ne kadar şikayetçi olursak olalım;

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?