RABITA’dan günümüze…

RABITA’dan günümüze…

Uğur Mumcu’nun “RABITA” adlı kitabını anımsarsınız. Okumadıysanız dikkatlice okumanızı öneririm.
Okurken de ülkemizde o günlerden bugüne atılan adımları düşünmenizi öneririm.
Şöyle resmin tamamına bir daha bakalım.
24 Ocak 1980 kararlarını anımsayalım.
O kararlar, küresel güçlerin önerileri üzerine hazırlanmış ve Turgut Özal imzası ile yayınlanmıştı.
Ülkemiz bu kararlar ile ekonomik olarak küresel sisteme ‘rabıta’ oldu!
Yani bağlandı…
Ardından bu kararların uygulanması için 12 Eylül askeri darbesi gerçekleştirildi.
Diyeceksiniz ki, ’12 Eylül yaşanan terör olaylarını önlemek içindi.’
Tam tersi, o sağ- sol kavgası 12 Eylül’e zemin yaratmak için bilerek çıkarılmış ve desteklenmiştir.
***
12 Eylül darbesi gerçekleşti. Siyaset ve siyasi partiler tasfiye edildi. Askeri yönetim, bugün sık dile getirilen ‘Yeni Türkiye’ için adımlar atmaya başladı.
Özal, yeni hükümette görev aldı.
24 Ocak kararlarına uygun yeni ekonomik modeli yerleştirmek için çaba harcadı.
Siyasal ortamı ise Kenan Evren hazırladı.
O günlerde önemli bir adım daha atıldı. ‘Yeni Türkiye’ “Ilımlı İslam” anlayışına göre yapılandırılacaktı.
Muhafazakâr- dinci bir toplum oluşturulacaktı.
İşte bu konuda devreye ” rabitat ül a lem ül İslam ” adlı kuruluş devreye girdi.
Bu kuruluşa Uğur Mumcu kısaca “RABITA” adını verdi.
Bu kuruluşun arkasında kim vardı?
“ARAMCO” adındaki Arap-Amerikan Petrol Company adlı şirket vardı!
RABITA ne için kurulmuştu?
Suudilerin İslam anlayışını desteklemek ve tüm İslam ülkelerinde yayılması için çalışmak. Bu yolla bir bakıma ‘Vahhabi İslam Birliği’ kurmak!
Tüzüğünde yer alan, “Müslüman ülkelerinde İslamcı yönetimlerin kurulmasına çalışmak.”
Ayrıca yine tüzüğünde bu amaç için “İslamcı yayın organlarını desteklemek” de yer almaktadır.
***
12 Eylül sonrasında bu örgüt ülkemizde harekete geçirildi. Ülkemizden ‘özel’ seçilmiş 73 din adamı(!) , ARAMCO destekli “rabitat ül a lem ül İslam ” adlı kuruluşun maddi desteği ile yurt dışına gönderildi.
Bu konuda, 17 ağustos 1980 ve 28 Nisan 1981 tarihli iki ayrı bakanlar kurulu kararı çıkarıldı.
Rabıta (ARAMCO üzerinden ABD) maddi desteği ile ve bakanlar kurulu kararları ile yurt dışına gönderilen bu çekirdek kadro, ülkeye döndüklerinde üniversitelerde, Milli Eğitim Bakanlığında, Diyanette ve diğer kamu kuruluşlarında önemli görevlere getirildiler.
Dini örgütler kurdular. Daha sonra bu örgütleri tek çatı altında birleştirmek için TGTV (Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı) kuruldu.
TGTV çatısı altında bir araya gelen vakıflar, ülkemizin ‘Rabıta’ anlayışına uygun olarak dönüştürülmesi için çalışmaya başladılar.
ANAP ile siyasete de girdiler.
Sonra Refah Partisinde yer aldılar.
Şimdi AKP’yi destekliyorlar. AKP’de siyaset yapıyorlar.
Çalışmaları ile iktidara ‘sivil toplum’ desteği veriyorlar. Gazeteleri ve televizyonları ile medya desteği veriyorlar.
Okulları var, yurtları var, kreşleri var.
Her alanda çalışıyorlar.
Bazıları Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzaladılar. Okullarda birlikte faaliyetler yapıyorlar!
***
ABD, küresel sermaye adına ülkemizi dönüştürmek için üç önemli adım attı. İlk adım ekonomik kontrol için 24 Ocak 1980 kararları idi.
İkinci adım, bu kararların uygulanması amaçlı siyasal sistem için 12 Eylül darbesi idi.
Ve üçüncü adım ise toplumu dönüştürmek, “ılımlı İslam” anlayışına uygun bir toplum yaratmak adına atıldı.
ARAMCO desteğinde RABITA üzerinden atıldı son adım.
Ve geldik bugünlere…
Rabıta desteği ile yurt dışına gönderilen 73 kişi, Graham Fuller ‘in yazdığı “Yeni Türkiye” kitabının gerçek olması için küresel oyunun figüranları olmuşlardır.
Başrol oyuncusu ise ABD’ dir. Küresel sermayedir.
Ülkemizde tüm İslam ülkeleri gibi sahnedir.
Şimdi bu pencereden resmin tamamına bakabilirsiniz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?