RANDIMAN VE MAKET BIÇAĞI

RANDIMAN VE MAKET BIÇAĞI

Ülkede tarım politikasının bitmiş olması, ürün politikasının bitişini beraberinde getirirken; tarım kooperatiflerinin işlevinin öyle veya böyle bir şekilde yok olmasına sebebiyet vermiştir.Bu sebepten  olacak ki!  bölge ürünü olan fındığın alımını üslenen TMO üreticiye alımlar sırasında  mağduriyet  yaşatmaktadır. Bölgemiz ürünlerinden olan fındığın alımının TMO eline bırakılmış olması tüccarın fındık üzerindeki tutarsız fiyat politikası yanında ,TMO’nun bölgeye gelmesi iktidar tarafından kaçınılmaz olarak değerlendirilmiştir.

Bunu mazot fiyatının sürekli artış göstermesinden ve yapılan et ithali, saman ithali gibi şeylerden de  anlayabiliyoruz. Ayrıca ülkemiz idarecileriyle fındık üreticilerin seçim sandıklarında barışık olmasına karşın, iktidarın fındık da ve fiyatında hatta! alımında üreticilerle pekte barışık olmadığı gözlenmektedir. Buna Fiskobirlik’in işlevliğini yitirmesini ve iktidarın fındık üreticisinin kooperatifi olan Fiskobirlik’in görmemezlikten gelip bu kuruma sahip çıkmamasını örnek verebiliriz.Bu gün fındık üreticisi ,kendi birliği olmasına karşın TMO’nun kapısında deyim yerinde ise Çin işkencesi çekiyor. İşin en acı tarafı da, bu kurumunun başında olan beyefendinin de fındık bölgesinden olması.

Hani, derler ya ….adam kral olmuşta, önce kendi babasının asmış. Şu randımancılar  randımana aldıkları fındıkların tamamını maket bıçağı ile keserken, inanın üreticileri kesiyor. Üreticilere karşı içlerinde sanki karşıtlık  duygusu varmışçasına,.bu duruma yetkili yetkisiz herkeste seyirci kalıyor. Dağılmış alım yerlerine fındık üreticisi kırk elli km uzaklıktan araba kiralayıp, üç kuruş fazla para alırımın hesabını yaparak TMO ‘ya fındığını getiriyor…Fakat, her şey randımancının insafında olduğunun farkında bile değil. Fındığı kırılıp randımanı bin bir işkence sonucu maket bıçağı ile kesilerek mecalsiz hale düşürülüyor. Üretici randımanda mecalsiz kalan fındığını  yükleyip  gerisin geriye tüccara… ya da evine götürüyor. Perişanlığına kahredip TMO’ ya hem de bin bir ah ederek.bunu yapıyor. Peki çekilen zahmet, üreticinin  ahı, TMO’ yu ne denli etkiliyor .Bana göre hiçte etkilemiyor, neden etkilesin ki? Çünkü çarkın başındakiler öyle istiyorlar.

Şu iktidarın çok güzel yaptığı işlerin yanında  bu durum şık olmuyor. Bazı tüccar ve  fabrika sahibeleri, bu sömürü düzeninin çarkında üreticiyi ezip iyice efendilerine köleleştirirken; bu duruma bir son verecek babayiğit yok mu? Gariban üretici sesini duyuramıyor, duyursa da nafile. Halbuki… Denetim mekanizması çalışsa, yanlış yapanın kulağı çekilse,  daima üreticiden yana bir tavır oluşmuş olsa, belki bazı aksaklıklar ortadan kendiliğinden kalkacaktır.Halbuki,hiçbir işte ben yaptım oldu anlayışı olmamalı. Bu anlayış olduğu sürece bu durumun pekte düzeleceği gözükmüyor.Öyle ise;  fındık üreticilerinin sesine kulak verip TMO kapısındaki zulmüne kulak tıkamamak lazım. Olumsuz söylentilere çay ocaklarının kapılarında konuşulanlara da kulak kabartmalı, sözü geçen yediren içiren akşamları buluşma yerlerinde durum ayarlayanlar kazanç içinde deniyorsa…. Bu dikkate alınmalı, daha doğrusu hafiye olup denetilmeli. İnsaf yahu! sorsam hepiniz camiye koşa  koşa gidip imamın kul hakkı vaazına kulak tıkayıp da onu duymazdan gelirsiniz. Ama   biri size sorsa Allah’tan korkarım, dinimin emirlerini yerine getiririm demekten de vazgeçmesiniz….Ayıp ayıp…. Açıkçası  söylenenler doğruysa TMO gibi bir kuruluşun, fındık alımında söz sahibi olması, fındık üreticilerini perişan etmiştir.Bu böyle bilinmeli.

Fiskobirlik bu bölge üreticilerinin kooperatifi… hala ayakta kapanmamışken ,çeşitli vesilelerle devre dışı bırakılmış olması,  üreticileri yetim yoksul  ve öksüz etmiştir.

Eğer bölgede  fındıkta çürüme ,küflenme, veya başka sebeplerle kalite düşükse, bunun çaresini üretici değil, bizi yönetenlerin bulması gerekiyor. Çözümü onlar bulmalılar. Geçmişte  topluma çeşitli salgın hastalıklar yayılmıştır. Bunun çaresinin bulunmasını devlet, halkta aramamıştır. Devletin asli görevleri arasında üreticisinin,çiftçisinin dertlerine çare bulmakta vardır. Soruyorum?  Bahçelerde oluşan küflenme ile ilgili devlet politikası var mı dır? Bu hastalıkla ilgili hangi ilaç geliştirilmiş? Ziraatçıların şu iyi geliyor…

Şu ilacı vurun bahçenize demekle bu iş çözüm bulmaz. Devletin bilimsel çalışması neticesinde, çareyi çiftçilere açıklayıp yönlendirmesi gerekir.  Yoksa, TMO’ nun eline ver maket bıçağını… fındığın sağlamını da  çürüğünü de kes, randımanını öyle al demekle…  Bu iş olmaz. Üreticinin ahını alıyorsunuz. Ne yani! Karadeniz Bölgesi topyekun fındık bahçelerini kesip odun mu yapsın?  Yerine ne dikip, hangi ürünü alsın. Fındık ürünü üretene, üreticisine zehir zıkkım…. Üretici köleliğini yapsın… Biz böreğini yiyelim anlayışı…  Öyle mi!  Kapısından günde on kişi geçmeyen esnafın vergide tepesine biniyorsunuz , çok acı.. ….Birde bazı fındık tüccarları ve devasa işletmelerin tepesine bininde bir görelim.Ama! onların kapısına da satın alınamayan nemalanmayan memuru gönder,  kısaca…. fındık alımında görevlendirdiğiniz TMO, üreticiye randımanda işkence çektiriyormuş. Ne  üretici, ne de fındık bunu hak etmiyor.Yetkililer üreticinin fındığını değil… Kendi   ekibini denetlemeli.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?