Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
RESİM BULUP GÖNDERECEKTİ SABAHLEYİN ACI HABERİ GELDİ
  • 0
  • 169
  • 27 Temmuz 2020 Pazartesi
  • +
  • -

Dün saat; 23.30 dolaylarında…
Yani, günün devrine yarım saat kala;
Sosyal medya sayfamızdan yazışıyoruz….
Yazıştığımız konunun içeriği;
Kümbet-Aymaç Yerleşkesinde, İsmail Bektaşoğlu’nun yaptığı çevre temizliği için;
“Bu güzel davranışını herkesin görmesi dileğimle” bir temenni yazısı yazıyorum..
Hasan Önder Altundaş’da benim iletime şöyle bir yanıt veriyor;
“1999 yılında Çevreci gençler olarak, Çadır kurup Aymaç’ta faaliyet yapmıştık.
Çöp poşeti dağıtıp, temizlik anlamında dikkat uyandırmaya çalışmıştık.
O yıllardan bugüne çok değişen bir şey yok hocam.
Sizin öncülüğünüzde yapmıştık…
Hocam aynı zihniyet devam.
Arabanın bagajı dolu olarak gidiyor çöpleri bırakıp boş olarak dönüyor. Yazık!!!”
Ben bu mesaja kısa bir yanıtla geri dönüyorum;
“Haklısın, değişen hiçbir şey yok..Böyle giderse değişecek gibi de görünmüyor.”
(ve benim aklıma o günle ilgili bir fotoğraf geliyor ve ben devam ediyorum iletiyle diyalog kurmaya:)
“Önder, o sizi götürdüğüm temizlik kampanyasından hiç resim var mı?
Varsa bana gönderirsen sevinirim.”
Hasan Önder Altundaş bana bu konuda yanıt veriyor;
“Hocam bulmaya çalışacağım. Fakat biraz zor. O zaman telefonlar fotoğraf çekmiyordu.”
Ben tekrar;
“Bulabilirsen çok sevinirim. Çünkü o resimle hem kendi anı kitabımda anlatmak istiyorum. Hemde sosyal medya ve Köşe yazımda.” dedikten sonra yazışma diyaloğumuzu bitiriyoruz.
Sabah saat; 10.30 suları falan…
Emekli eğitimcilerden Ali Çetin beni telefonla arıyor ve ben telefonumu açtıktan sonra diğer taraftan Ali’nin nefes ve ses vurgusu her zamankinden ayrı bir şekilde çıkıyor ve şöyle diyor;
“Şaban hocam duydun mu bilmem. Sana çok kötü bir haberim var.” dedikten sonra ben araya girerek ve birazda telaşlı;
“Hayrola, nedir vereceğin kötü haber” dedim…
Ali “Önder Altundaş kalp krizi geçirmiş, onu haber verecektim.”
Ben daha “Eeeeee?” der-demez;
“Evet tahmin ettiğin gibi ölmüş” deyiverdi Ali…
Şaşırdım…
Telefon elimde, olduğum yerde çakılı kaldım…
Hatta ne yalan söyleyeyim, inanamadım…
Ve bana anlatılan bu ‘acı haberin’ doğruluğunu teyit etmek için Özgür Tekin’i aradım…
Ve Özgür’de “Bende yeni duydum hocam, şimdi ev tarafına doğru gidiyorum” deyince, beni de bilgilendirmesini istedim.
Aradan; 10-15 dakika geçti-geçmedi, Özgür bana geri dönerek;
“Maalesef doğru hocam” dedi…
“Demek doğru” dedikten sonra, olduğum yerde bir süre çakılı kaldım..
Gözlerimden dökülen yaşların farkına varana kadar, yaklaşık on dakika ağladım…
Ağladım…
Çünkü bu güzel çocuğa ‘ölüm’ denilen sözcüğü yakıştıramadım.
Hatta evin kapısına kadar gidip, biriken kalabalığı görünceye kadar inanmadım…
Vay be!
“Güzel insanların, güzel atlara binit gitmesi” gerçekten doğru mu be?
Ki, bu yüreği insan sevgisiyle dolup taşan…
Sinirlendiğinde bile yüzüne tebessüm düşüren bu gencecik insan, nasıl olur da sessiz-sedasız ve bu dünyadan kaçarcasına terk edip gider bu dünyayı?
Olmadı Hasan Önder Altundaş, bu hiç olmadı…
Bu erken yolculuk sana hiç mi-hiç yakışmadı!..
Neden yakışmadı?
Çünkü seninle yaptığımız siyasi tartışmalar daha bitmemişti ki!
Senin o yüzüne düşürdüğün güzel tebessümle “Haklısın Hocam” veya “Ben öyle düşünmüyorum” diyerek ve “Müşterim Geldi bir dakika hocam”diye izin istemelerine doyamamıştım ki ben daha!
Şimdi burada kullanacağım bir tespite birçokları belki kızacaktır ama…
Kızarsa varsın kızsın…
Demem o ki;
Sen,Giresun CHP Teşkilatının eleştiriye açık tek yöneticisiydin,..
Bu konuda tek İl Başkan Yardımcısıydın..
Kim ne derse desin, nasıl düşünürse düşünsün umurumda değil;
Sen Giresun CHP Teşkilatında “Laf olsun, torba dolsun” mukabilinde değil, Atatürk ilkelerine yürekten inanan ‘Atatürkçü’ bir kimliğe sahiptin…
Sen sözde değil, sapına kadar demokrat’tın…
Yerine göre davranıp, iki-yüzlü davrananların içinde yer almayan bir Yurtsever’din..
Düşündüğünü pratiğe taşıyan, sapına kadar bir vatansever ve bir o kadarda devrimciydin…
Nutuk atıp geri duranlardan değil; eylemin bizzat içinde yer alan adam gibi bir Çevreci idin…
Bir başkası 1 Mayıs Emek Bayramlarında kıyı-köşe kaçarken, sen bizzat emeğin bileşenlerinin yanındaydın…
Hatta küçücük kızın ‘Deniz’i’ bile 1 Mayıs Kutlamalarına katılmak için, elinde tutup getirdiğine bizzat şahit olanlardan birisiyim…
Ooooooff, ooff!
Bizleri çok üzdün be Önder…
Şu an konuyu nereye bağlayıp, nasıl sonlandırmak için öylesine zorluk çekiyorum ki sevgili Önder’ciğim…
Göz kapaklarımın altında ıslak bir perde…
Sıraladığım sözcükler, yerli-yerine oturuyor mu, göremiyorum!
Daha doğrusu bu sayfa üzerinden ‘son vedalaşmayı’ ne şekilde ve nasıl yapmalıyım? diye bocalayıp duruyorum!
Daha doğrusu bu ‘acı haberi’ sevenlerine nasıl duyurmalıyım inan ki bilemiyorum…
Demek ‘Perşembeyi-Cumaya’ bağlayan gece evde yalnız kaldın.
Ve bir daha uyanmadın ha?
Evet,
Çok zor..
Bir insanın çok sevdiği kişinin özelliklerini dile getirmek çok zor olduğu gibi aynı zamanda böylesi ‘acı bir haberi’ sevenlerine nasıl duyurmalı bilmem ki…
Ancak, öyle veya böyle acılara katlanıp duyurmak zorundayım;
Mehmet Altundaş ve Gülçin Altundaş’ın biricik oğlu…
Dereli ilçesi eski Belediye Başkanlarından Emin Altundaş’ın torunu…
Hale Çerkezoğlu Altundaş’ın sevgili eşi,
Deniz ve Mehmet Uygar’ın biricik babaları,
Giresun CHP İl Başkan Yardımcısı;
Hasan Önder ALTUNDAŞ, (dün) Perşembeyi-Cumaya gece geçirdiği kalp krizi aramızdan ayrılmıştır…
Son Yolculuğuna yarın Giresun-Merkez, Gedikkaya Mahallesi ve Kaşıkçı Camisinin 300 metre ötede saat; 12.00’de evinin önünde cenaze namazı kılındıktan sonra Dereli-Kuşluhan Mahallesinde toprağa verilecektir.
(Dereli ilçe merkezinde -Pandemi nedeniyle- tören yasakları olduğu için direkt Kuşluhan’a götürülecektir.)
Sözün bittiği yerde;
Güle güle güzel çocuk…
Güle güle sevgili Önder’ciğim…
Gittiğin yerde; dedene ve benim sevgili öğrencim, senin Talat (Ferhat) amcana da selam söyle…
Yolların ışık, mekanın cennet olsun…
Başta ailen olmak üzere tüm sevenlerine metanet diliyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM