ŞAHİNBEY’DE İMAMLIK YAPIYOR İSMİ NEREDEN GELİR BİLMİYOR

ŞAHİNBEY’DE İMAMLIK YAPIYOR İSMİ NEREDEN GELİR BİLMİYOR

Aslında biliyor bilmesine de…
Üstlendiği görev gereği; bilmemezlikten geliyor!
Veya da yeni bir gündem yaratıp;
Mevcut bulanık ortamı iyiden iyiye bulandırmak istiyor!

Yoksa durup-dururken niye dil uzatsın bu ülkenin kurtuluşu için düşman kurşunuyla toprağa yüzüstü düşen kahramanlara…

Üstelik nasıl bilmez bir kamu görevlisi olarak çalıştığı ‘Şahinbey’ ilçesinin isminin nereden ve nasıl verildiğini?
Cahil cahil de, ağzından çıkanı kulağı işitmeyecek kadarda mı cahil-cühela bu adam?

Kanla kurulmuş bu cumhuriyet ülkesinde…
Ve üstelik her aybaşı geldiğinde…
Bu milletin ortak kasasından tıkır tıkır maaşını alıp zıkkımlanan; Gaziantep-Şahinbey ilçesinin İmam efendisi nasıl olur da günde üç-dört kez önünden geçtiği ‘Şahinbey Anıtının’ o meydana niye ve niçin dikildiğini hiç düşünmez?

Hadi ondan da vazgeçtik…
Şahinbey ilçesinin bağlı olduğu ‘Gaziantep’ ilinin başına ‘gazi’ sözünün neden eklendiği bir kamu görevlisi olarak niye hiç araştırıp sormaz?

Her ay dolgun maaşla cüzdanını dolduran imlam efendi namaz kıldırmanın ötesinde başka hangi işleri yapar onu bilemem ama; azcık da -boş zamanı varsa- tarihi kitapları okumasından vazgeçtik, ara sıra şu yöre türküsünü de mi dinlemedi acaba;

“Karayılan derki: harbe oturak,
Kilis yollarından kelle getirek
Nerde bir düşman varsa orda bitirek
Vurun ha yiğitler namus günüdür”

Hı, dinlemedi dersiniz?
Yoksa dinledi de; içten-içten bu türkünün sözlerine de diş bileyip, dişlerini mi gıcırdattı acaba?
Kim bilir, belki de içinden ana-avrat küfretmiştir…
Neden etmesin?

Şeker Bayramının ‘sabah namazında’ namaz kıldırdığı cemaat’a ve yaptığı vaazda Kurtuluş savaşına ve kahramanlarına utanıp sıkılmadan dil uzatan ve gözü kararmış bir şekilde;

“Kurtuluş mücadelesinde bizi kandırdılar. 1. İnönü’de şöyle zafer kandılar…2.İnönü’de şöyle zafer kazandılar…Sakarya da şöyle zafer kazandılar..Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış…Yunanlıları denize döktüler…Nerede döktüler? hepsi yalan…Keşke o gün savaşı kaybetseydik…Belki Osmanlıyı daha sonra yeniden kurabilirdik.” diyebiliyor…

Nasıl iyi mi?
Bu tüyler ürpertici sözleri söyleyebiliyor…

15 Mart 1920 yılında Fransız birliğinin saldırısında arkasından süngülenerek öldürülen ‘şehit düşen’ Şahinbey’in ismini taşıdığı ilçede İmamlık yapan bir kamu görevlisi söylüyor bunları…

Halbuki, Kurtuluş Savaşı sürecinde şehit düşen Şahinbey’in ardından şöyle bir ağıt yakıldığını da bilmiyor;

“Antep’in harbi de on bir ay oldu
Kurudu kanımız benizler soldu
Analar, bacılar saçını yoldu…
Uyan Şahin uyan gör neler oldu
Sevgili Antep’e Fransız doldu…”

Demek ki Şahinbey’in ardından yakılan bu ‘ağıtları’ da duymamış “Keşke savaşı kaybetseydik” diyen Şahinbey imamı…

Vay be!
Bu İmam efendinin sözü sizlere başka birisini daha anımsatıyor mu?
Elbette anımsatıyor…
Nasıl unuturuz kırmızı fesli Kadir efendiyi?
Nasıl sineye çekeriz “Keşke Yunan galip gelseydi..Ne Hilafet yıkılırdı, ne şeriat yıkılırdı” diyen zatı-muhterem efendiyi!

Şimdi insanın aklına ister-istemez şöyle bir sorular geliyor;
-Acaba ülkemizde “keşke kurtuluş savaşını Yunan kazansaydı” diyen daha kaç kişi var?

-Üstelik hep neden din adamı veya din-adamı kisvesinde bulanan bazı muhteremler ve zevatlar hep öne çıkar?

Sözü daha fazla uzatmadan özetleyecek olursak;
-Kim bunlar?
-Yunanlının içimizde yetiştirdiği ajanlar mı?
-Bir zamanlar İngilizlerin -din adamı- olarak yetiştirdiği, 1916-18 yılları arasında Arap Ayaklanmasına öncülük eden ve Filistin Cephelerini birbirine karıştıran yeni ajanlar, Lavrensler yeniden hortladılar mı?

Neden olmasın?
İngiliz ajan Lawrence (Lavrens) başka bir yaratık değildi ya; o da tıpkı bizim gibi gözü-kulağı yerinde olan bir adamdı!
Üstelik öyle gökten zembille iner gibi veya topraktan yeryüzüne birdenbire hortlamadı!
Ta çocuk yaşlarında eğitilerek, büyütülüp Müslüman Din Adamı yapıldıktan sonra Arap coğrafyasına ‘din adamı’ olarak yollandı.

Aaaahhh aaah!
Bütün dünya Mustafa Kemal Atatürk’ün emperyalist ittifaklarla yaptığı savaşlara inanır da; bir tek bizimkiler inanmak istemez…

Tüm dünya liderleri Türkiye’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e imrenir ve saygı duyanda; bir tek bizimkiler duymaz!

Bir tek bizim içimizde bulunan bazı zevatlar kurtuluş savaşının yapıldığına inanmaz…

Hatta bir an önce onun ismini taşıyan bütün değerlerin ortadan kalkmasını isterler…
Bir an önce heykellerinin yıkılmasını ve resimlerinin duvardan indirileceği günü beklerler…

Vay be!
Demek Kurtuluş Savaşında kazanılan zaferler yalandır ha?
Madem ‘yalan’ o zaman niye “keşke Yunan kazansaydı” ifadesini kullanıyorsun imam efendi?

Ajan mısın sen, provokatör mü?
Yoksa emperyalistlerinin içimize ‘din görevlisi’ olarak yerleştirdiği bir gönüllü mü?
Hı, sahi sen kimsin?

Aaaah ulan ah!
Yavaş yavaş gün ışığına çıkıp, belli olmaya başları ‘kimin vatan hani’ olup, kimlerin vatan satıcısı olduğu…
Yavaş yavaş yalancıların ve düzenbazların mumu sönmeye başladı!

Hadi bütün bu yaşanan rezilliklerden ve kepazeliklerden sonra çıkın ortaya da ‘Kurtuluş Savaşının Destanını’ yazan o büyük şair Nazım Hikmet’e bir daha “vatan haini” deyiverin…
Yok hala öfkemiz geçmediyse; Samsun’dan-Ankara’ya “Tam Bağımsızlık-Mustafa Kemal Atatürk yürüyüşü” yapanlardan ve; “anarşist, terörist, vatan haini” suçlamasıyla idam sehpasına gönderilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını tekrar mezardan çıkarında tekrar boyunlarına yağlı urgan geçirin…

Son söz;
Neymiş efendim; “Keşke Yunan kazansaydı, biz kaybetseydik” diyen imam efendi hemen görevinden açığa alınmış…
Eyvallah!…
Tamam…
Tamam “tamam” olmasına da…
Acaba bunlardan kaç tane daha var?
Benim en çok merak ettiğim konu burası…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?