Seçim sürecini doğru yürüt(me)mek…

Seçim sürecini doğru yürüt(me)mek…

Yerel seçimlere 2,5 aydan daha az zaman kaldı. Partiler, adaylarını belirlemek için yoğun mesai harcıyor.
Aday belirleme konusu hiçbir seçimde bu kadar uzamamıştı. Bu kadar tartışılmamıştı…
Elbette bunun nedenleri var.
İlk neden ittifaklar konusudur. Türkiye 16 Nisan 2017 referandumu ile yeni bir sürece girmiştir. Çok partili sistem olmasına rağmen, partiler seçimlere ittifaklar ile girmek zorunluluğu duymaya başlamışlardır.
24 Haziran seçimlerinden önce ittifaklar için yasal düzenleme dahi yapılmıştır.
Bu düzenleme sonrasında iki ittifak ortaya çıktı.
Cumhur İttifakı (Partisi),
Millet İttifakı (Partisi)..
Yerel seçimler için böyle bir ittifak düzenlemesi yok. Fakat partiler bu defa ‘arkadan dolanarak’ sorunu çözdüler.
Adına ittifak değil de işbirliği koydular.
Yine Cumhur Partisi ile Millet Partisi iki ana parti olarak yerel seçimlere girecekler. Girecekler girmesine ama bu işbirliği ittifaktan daha zor oldu.
Hem Cumhur Partisinde sorunlar yaşadı. Hem de Millet Partisinde…
Henüz sorunlar tam olarak da çözülmüş değil.
Bir yandan sorunları çözmeye çalışıyorlar, bir yandan da adaylarını belirleyerek seçimlere hazırlanıyorlar.
Adeta ‘kervan yolda düzülür’ mantığı içinde hareket ediliyor…
Cumhur Partisi içinde yaşanan Samsun krizi, önce ‘partinin’ iki kanadının il başkanlarının görevden alınmasına neden oldu.
MHP kanadı, Samsun milletvekili Erhan Usta’yı önce disipline verdi. Sonra da ‘Cumhur Partisinin ruhuna aykırı davrandığı’ gerekçesi ile ihraç etti.
Samsun krizi çok partili sistemden iki partili sisteme geçmenin sancılarını göstermesi bakımından önemlidir.
Trabzon Şalpazarı Belediye Başkan adayı (Cumhur Partisi MHP kanadından) Refik Kurukız, aday tanıtım toplantısında Erdoğan’dan izin alarak ‘bozkurt işareti’ yapması da;
Harran’da AKP seçmeninin eylemleri de…
Başka yerlerde yaşanan başka sorun ve sıkıntılarda, çok partili sistemden ‘zoraki nikâh’ ile iki partili sisteme geçmenin sancılarıdır.
***
Cumhur Partisinde olduğu gibi Millet Partisinde de sorunlar ve sıkıntılar yaşanmaktadır. Özellikle bazı ilçeler üzerinde pazarlıklar – görüşmeler sürmektedir.
Bodrum bunlardan tekidir.
Ankara’da Gölbaşı ve Etimesgut ilçeleri de…
Başka illerde yine ilçe bazında çözüm arayışları sürdürülüyor.
İşbirliği sağlanan yerlerde ise detaylar konusunda görüşmeler sürdürülüyor. Aynı detay görüşmeler Cumhur Partisi içinde de var.
Sistemin dayattığı ‘zoraki nikâhlar’ sonrası yaşanan sorunlar, yapılan diğer hatalar ile birleşince seçmen tabanında da sorunlar, kırgınlıklar yaratmaktadır.
Bu kırgınlıklar hem Cumhur Partisini oluşturan tabanlarda vardır.
Hem de Millet Partisini oluşturan tabanlarda da vardır.
Kimi yüreğine taş basmakta,
Kimi sandıktan uzaklaşmaktadır…
Bir de sahte seçmenler ile taşıma seçmenler sorunu da sandıktan uzaklaşma düşüncesinin üzerine tuz biber ekmektedir.
Her gün ülkenin bir yerinden sahte ya da taşıma seçmenlerle ilgili bilgiler geliyor.
Ciddi iddialar var.
Fakat bu konuda; Cumhur Partisi bileşenleri olan partilerden tek ses yok!
En yetkiliden ‘bu konuyu çözün, seçimlerin güvenliği için gereken her çalışmayı yapın’ diye bir talimat da yok.
İçişleri Bakanlığından, Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri İl Müdürlüklerine bu konuda bir talimat yok.
Muhtarlıklara da yok!.
Adalet Bakanlığından İl-ilçe seçim kurullarına yönelik bir talimat da yok. Sadece YSK yasak savma anlamında bir açıklama yaptı.
Taşıma seçmenlerin, İstanbul Üsküdar ilçesinde AKP’li iki meclis üyesinin evinden çıkmış olması da manidar.
İki meclis üyesi ile ilgili bir işlem de yok!
Bu nedenle yapılanların ‘organize işler’ olduğu fikri geniş kesimlerde kabul görüyor.
Tüm bunlar seçmende, eşit ve adil bir seçim ol(a)mayacağı kanaatini artırmaktadır…
***
CHP’nin yerel seçimler öncesinde, aday belirleme konusunda aldığı kararın yanlışlığı da bugün çok daha net görülüyor.
Ön seçim ile aday belirlemezsen,
Ya da üyelerle eğilim yoklaması yaparak adaylarını belirlemezsen,
Yani kimin aday olmasını oy verecek, çalışacak tabana sormazsan,
Ayrıca süreci de iyi yönetemezsen bu sıkıntılar kaçınılmazdır.
Çünkü böyle durumlarda aday belirlemede nesnellikten çok öznellik geçerli olur. Kimi aday yapsanız diğerleri kırılır, küser…
Lobiler devreye girer. Başka faktörler öne çıkar. Dedikodular artar.
Bu durum kimin ekmeğine yağ sürer?..
İzmir’de yaşananlar buna örnektir. Süreç kötü yönetiliyor. Aday adaylarının güç savaşı da tabanda sıkıntılar yaratıyor.
Aziz Kocaoğlu hamlesi de sıkıntılara tuz biber olmuştur.
Ön seçim veya eğilim yoklaması ile aday belirlemez ve aday belirleme kriterlerin, öznel kriterler olursa, bu tür sıkıntılar kaçınılmazdır.
İzmir gibi başka yerlerde de; bu ‘öznel kriterler’ nedeniyle sıkıntılı sesler yükseliyor.
Edremit’te o kriterler etkili oldu! Başka bazı yerlerde de…
Bakalım Kırklareli’nde de etkili olacak mı?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?