SEL, İMAR KURALLARININ İHLALİNİN SONUCU MU?

SEL, İMAR KURALLARININ İHLALİNİN SONUCU MU?

Doğu Karadeniz için bu sese lütfen kulak verin…

Yöremizde meydana gelen sel felaketi nedeniyle; “Geçmiş olsun” diyor, bir kaç hususa da dikkatleri çekmek istiyorum…

Giresun’un Eynesil İlçesi ile bu ilçemize komşu olan Trabzon’un Beşikdüzü İlçesi’nde yoğun yağışlar sonrası oluşan sellerde maalesef can kaybı ve maddi hasar meydana gelmiştir. Her 2 İl’in üst düzey yöneticilerinin yanı sıra Başbakan Yardımcısı ve AKP Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve İç İşleri Bakanı ve AKP Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu sahada incelemelerde bulunuyorlar…

Söylenecek şey belli…

“Devletimiz güçlüdür ve yaralar sarılacaktır…”

Bu lokal bir tedavi şeklidir.

Karadeniz Bölgesi’nin özellikle Giresun, Trabzon ve Rize İlleri’ndeki köylere bir bakın Allah aşkına…

Geçtiğimiz günlerde Trabzon’un Uzungöl Yaylası’ndan Rize`ye geçtim…

Doğal güzelliklerinden bahsetmek isterdim ama; aman Allah’ım ne o ucube binalar…

Beşikdüzü, Vakfıkebir, Of, Dernekpazarı ve Çaykara… Rize’ye doğru bakın sağınıza şöyle… Bir bakın köylere yukarı doğru. Arazinin eğimi 60 dereceden fazla ve 4-5-6 kat binalar, evler ve apartmanlar yapmışlar…

Hangisinin zemin etüdü, planı ve projesi var acaba?

Kim bu ucube yapılaşmaya göz yumuyor?
Hani köylerde tarım arazilerinde yapılaşmanın mevzuatı vardı? Hani yerleşik alanlarda o da ancak 2 kata kadar izin verilecekti? (çok kat izni çıktıysa özür dilerim,)

Aşırı yağış alan bu bölgelerin tepelerinde, bayırlarında ve dere yataklarında özellikle yüksek katlı binalar için yerleşim ve yapılaşma izni vermek; felakete davetiye çıkarmaktır.

Bir de bu memlekette fındığa alternatif arayanlara bir çift sözüm var.

Siz bu eğimli bölgenin bitki örtüsünü değiştirir ve doğal bitki örtüsüne müdahale ederseniz Karadeniz Bölgesi’nin ekolojik dengesinin bozulmasına sebebiyet verirsiniz. Bu durum da erozyon ve toprak kaymalarını daha da artırır ki; bölge için bir kıyamet sahnesi olur ve maazallah akıbetini düşünmek bile insanı ürpertir…

Yabancı devletler kıraç ve özellikle engebeli eğimi yüksek arazileri milyarlarca Dolar harcayarak ağaçlandırmaya çalışıyorlar. Bu ülkeler doğal ekolojik denge bozulmasın diye müthiş harcamalar yaparken; Karadeniz Bölgesi’nin doğal bitki örtüsü olan fındık bahçeleri için ‘Doğal Bitki Örtüsünü ve Ekolojik Dengeyi Koruma Desteği’ adı altında destek verilmelidir.

Fındık bahçeleri ile birlikte Karadeniz’in diğer doğal bitki örtüsü için de ‘Doğal Bitki Örtüsünü ve Ekolojik Dengeyi Koruma Desteği’ verilmezse böyle sel felaketleri her zaman başımıza gelir ve bu sel felaketinde olduğu gibi maalesef can kayıpları da yaşamaya devam ederiz. Bir vatandaş olarak benim bu olayla ilgili gördüklerim ve hissettiklerim bunlar…

Bölgemize geçmiş olsun diyorum. Tekrarını görmeyelim demeyeceğim zira tedbirsiz davranmak ve takdiri Allah’a havale etmek gibi kolaycılık ve kaderciliği lütfen yapmayalım. Eğer bu ihmalkârlığımız devam ederse gelecekte de bu tür sel felaketlerinin olması çok mümkün olarak gözüküyor.

Fethi KARAHÜSEYİN

Emekli – İktisatçı – Toplum Bilimci – Araştırmacı

0533 383 90 44

fethikarahuseyin@gmail.com

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?