Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SEVGİ VE SAYGIYI KÖPRÜ YAPTI İNSANLARA İNSANCA YAKLAŞTI
  • 0
  • 242
  • 25 Ocak 2022 Salı
  • +
  • -
Olağanüstü yetkililerle donatılan valiler;
Bölgede yaşanan kör-dövüşünün önünü beri alamadı…
Bir fırıncının çocuğu olan, Emniyet Müdürü Gaffar Okkan;
Görev yaptığı Diyarbakır ilinde ve kısa bir zaman diliminde asayişi berkemal yaptı…
Yani;
Sevgi ve saygı örgüsüyle bir köprü yaparak…
İnsanlara ‘insanca’ yaklaşarak…
Hiçbir ayrım yapmadan yediden-yetmişe kucak açarak;
Diyarbakır ilinde olağanüstü yetkilerle donatılmış valilerin yapamadığı işi yaparak, huzuru ve barış ortamını sağladı…
İşte bu adamın adı;
Ali Gaffar Okkan’dı…
1997 yılında Diyarbakır iline ‘Emniyet Müdürü’ olarak tayin olan Ali Gaffar Okkan…
Resmen göreve başladığı gün ‘resmi elbiselerini’ giymedi…
Diyarbakır’a gelmeden önce;
Polislerin vatandaşa eziyet ettiğini duyduğu için, üç gün sade bir vatandaş gibi giyinip, il merkezinde ‘tebdili kıyafetle’ yoksul rolü yaparak dolaştı..
Bir ‘Çay Ocağına’ girerek;
“Çay içeceğim ama param yok” dedi çaycıya…
Çaycı ise bozuk Türkçesiyle;
“Lafı mı olur, buyur otur da çayını iç” der..
Sonra bir lokantaya gider;
(Bu lokantanın sahibi Ciğerci Salih usta ile daha sonra sıkı-fıkı dost olacaktır.)
“Ustam, açım ama param yok” der..
Salih usta gülerek;
“Yabancı olduğun belli..
Kalacak yerin var mı?” diye sorar…
Bu soruları duyan ‘tebdili kıyafet’ gezen adamın gözleri dolar!..
Ve bu yaptığı rolü daha fazla sürdürmemek içinde gerçeği açıklar;
“Ben, ilinize tayin olan yeni Emniyet Müdürüyüm” der…
Salih Usta bunu bir şaka sanarak ve gülerek;
“Bende Diyarbakır’ın valisiyim” diye karşılık verir ve birlikte gülüşürler…
Ancak sohbet ilerleyince, Ciğerci Salih Usta, bu ‘tebdili kıyafet’ gezen adamın gerçekten de ‘Emniyet Müdürü’ olduğunu öğrenince bu kez de Salih Ustanın gözleri yaşarır ve şöyle der;
“Yıllarca hakaret eden, küfreden, ciğer yiyip de parasını vermeyen, istediğimde döven polislerin tam tersine bana sığınan ve sarılan bu polis ötekilerden çok farklıydı…
Hem de sıradan bir polis olmayıp, 5500 polisin şefiydi…
Bir Diyarbakırlı için bu ne demektir anlayamazsınız.” diye gözleri yaşararak anlatıyor Ciğerci Salih Usta, emniyet müdürleri olan Ali Gaffar Okkan’ı…
Bu dört yıllık zaman diliminde Diyarbakırlılar, emniyet müdürleri Gaffar Okkan’ın o kadar çok seviyorlar, o kadar çok seviyorlar ki;
Adeta kendi hemşerilerini bağrına basar gibi bağırlarına basıyorlar…
Nasıl ‘bağırlarına basmasınlar’ birader;
Diyarbakır’da göreve başladığı günden itibaren halkla o kadar iç-içe ve o kadar sıcak bir kaynaşma yapıyor ki, Ali Gaffar Okkan…
Sanki Diyarbakır Emniyet Müdürü değil de, sokaklarda dolaşan sıradan bir vatandaş gibi yaklaşıyor hizmet vermek istediği insanlara…
O zaman kadar kimsenin yapmadığı;
“Başınıza bir iş gelirse, beni bu numaradan arayın” diye cep telefonunun numarasını veriyor vatandaşlara…
Göreve başlar başlamaz;
2 küçük otomobil alıyor…
Bunları mavi ve beyaza boyatıyor…
Ve bu arabalardan birisi;
Yaşlıları gidecekleri yere götürüp bırakıyor…
Bir diğeri ise;
Kayıp çocukları toplayıp, ailelerine teslim ediyor…
Engelliler içinde bir sürü sosyal projeler yapıyor…
Uyuşturucu alışkanlığı olan veya o alana yönelmek isteyenleri spora ve sanata yönlendirerek çözüm getirmeye çalışıyor…
Diyarbakır’da başka bir yeniliğin altına daha imza atıyor;
İlk kez, Gaffar Okkan döneminde ‘Kadın Trafik Polisler’ sokaklara çıkıp, trafiğin sevk ve idaresini yaptırıyor…
Issız mahalle ve salaş sokaklar arasında gördüğü çocuklarla oturup sohbet ediyor…
Bir sorunu olup-olmadığını soruyor…
Yaptığı eğitimde ekonomik bir zorluk çekerse, sosyal yardım yapmanın yollarını arıyor ve bulup yoksul öğrencilere yardım yapıyor…
Ve bütün bunları yaparken;
Bir yandan da bölgenin baş-belası olan, yörede huzur bırakmayan ve gün geçtikçe çoğalıp yayılan Hizbullah Örgütüyle de uğraşıyor…
Daha açık bir ifadeyle;
Hizbullah Örgütünün büyüyüp-gelişmemesi için bu örgüte göz açtırmıyor…
Göz açtırmadığı içinde;
Sık-sık Hizbullah Terör Örgütünden tehdit alıyor…
“Ayağını denk al” deniliyor…
“Yoksa seni, filan yerde, filan zamanda ortadan kaldırırız” deniyor…
Ve nitekim de öyle oluyor;
2001 yılının 24 Ocak günü saat; 17.40 sularında Valilik makamı aracıyla Sezai Karakoç Bulvarı üzerinden geçerken, kimliği belirsiz kişiler tarafından pusuya düşürülüp;
Yaylım ateşine tutuluyor…
Ve kendisiyle birlikte 5 polis görevlisi olay yerinde yaşamını yitiriyor.
1952 yılında Sakarya-Hendek doğumlu olan Ali Gaffar Okkan;
21 yıl önce, 2001 yılının 24 Ocak tarihinde hunharca katledildi…
Mezarı ‘baba ocağı’ olan Sakarya’dadır..
Diyarbakırlılar bağrına bastıkları emniyet müdürünü ölümsüz kılmak için 142 aile yeni doğan çocuğunun isini ‘Gaffar’ olarak vermiştir…
(ve 2. görselde paylaşılan çocuklar ‘adaşlarının’ mezar ziyaretinde)
Son söz;
Her ölenin ardından övgüler düzülmez…
Her insanın ‘heykeli’ dikilmez..
Her ölen insanın ardından övgülü yazılar yazılmaz…
İnsan sevgisiyle köprü kuranlar…
Yaşadığı süre içinde insana ‘insanca’ yaklaşanlar…
Ve aramızdan zamansız koparılan Gaffar Okkan gibi insanlar;
Işıklar içinde uyusunlar…
Arkada kalanlara örnek olsunlar…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM