SEVGİLİLER GÜNÜNÜ KUTLAYALIM AMA KENDİ AYNAMIZA DA BAKALIM

SEVGİLİLER GÜNÜNÜ KUTLAYALIM AMA KENDİ AYNAMIZA DA BAKALIM

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Sizlerinde bildiği gibi; her 14 Şubat tarihi ‘sevgililer Günü’ olarak kutlanıyor…
Veya herhangi bir etkinlik kapsamında değerlendiriliyor…
Kutlansın…
Hangi etkinlikler yapılırsa yapılsın; hiçbir itirazım yok…
Olamaz da…
Üstelik ben itiraz ettim diye ’14 Şubat Sevgililer Günün’ ortadan kaldıracak halleri de yok…
O halde kutlayan kutlasın…
Kutsayan kutsasın!
Fakat, hem ’14 Şubat Sevgililer Gününün’ tarihçesini bilmiyor ve hemde yaşamı boyunca sevgi sözcüğünden uzak kalmışsa…
’14 Şubat Sevgililer Günü’ neyin-nesidir, bu işin tarihçesi nedir?
Bu yolculuğunu tarihçesinden bir-haber olup bilmiyorsa!
Ömründe bir kez olsun ‘sevgi’ sözcüğünün içini doldurmamışsa!
Hata mevcut ‘sevginin’de içini boşaltmışsa!
Birileri yapıyor diye…
Salt kervana katılmış olmak için bu ‘sevgililer gününü’ kutlamak istiyorsa; bana göre kutlamasa daha iyi olur derim!
Açıkçası (ne yalan söyleyeyim) bende bilmiyordum bu 14 Şubat sevgililer günün tarihçesini ve nereden yol alıp geldiğini…
Onun için şöyle bir küçük araştırma yaptıktan sonra öğrendim…
Ve meğer ’14 Mart Sevgililer Gününün’ yolculuğu şöyleymiş;
Bundan yaklaşık 1700 küsur yıl önce…
Yani taaaa milattan sonra (MS) 3. yüzyılda…
Roma İmparatoru 2. Claudius ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklamış.
Rivayete göre bu yasağa karşı gelen Aziz Valentine gizli nikahlar kıyarak geçleri evlendirme yoluna gitmiş…
Ve bunu duyan İmparator Claudius ise M.S. 270 yılı 14 Şubat tarihinde Aziz Valentine’yi idam etmiş…
Ve bu idam olayına karşı çıkan ve -Katolik Kilise inanışına sahip- olanlar o günden sonra Aziz Valentine’nin asıldığı gün olan 14 Şubat gününü “Sevgililer Günü’ olarak ilan etmişler…
Ve bu ‘kutlama’ eylemi; o günden yol alarak bugünlere kadar gelivermiş…
Kısaca; hikaye bu…
Şimdiiiiii!
Gel-gelelim bu kadar uzun bir giriş yaptıktan sonra ‘üst başlıkta’ da belirttiği gibi “kendi aynamıza” bakma işine…
Kendi aynamıza nasıl mı bakacağız?
Şöyle bakacağız;
Eğer ’14 Şubat Sevgililer Gününü’ önemsiyor ve kutlamak veya onun ta 1700 yıl önceki tarihçesine saygı duyup -bir anlamda- anımsamak istiyorsak;
Yaşadığımız bu uzay çağında -birbirlerini sevdiler- diye sokak ortasında töre cinayetlerine kurban olan sevgilileri de unutmayıp, anımsamak gerekir diye düşünüyorum…
Çocukluk arkadaşının ‘sevgisine’ doyumuna ulaşamadan, çocuk yaşta gelin yapılıp ve ‘sevgiden uzak’ bir şekilde evlendirilen o küçücük kız çocuklarımızın öyküsünü de en azından bu ’14 Şubat Sevgililer Günü’ nedeniyle üzerinde biraz olsun düşünmek gerekir diye düşünüyorum…
Öyle ya; sizler,,,
Yani geçmişte birbirinizi delicesine sevenler!
Yani evlenme çağınız geldiğinde; medeni nikahla evlenenler!
Ve bugünde hala -dünün sıcaklığını soğutmadan- taze tutup birbirini sevenler; ’14 Şubat Sevgililer Gününüzü’ kutlarken…
Ve birbirinize çiçekler veya aldığınız hediyeleri birbirinize jest yapıp verirken;
“Sevgililer günün kutlu olsun canım”
Veya “Şekerin” deyip, yanaklarından öperken;
13 yaşında 70-80 yaşındaki bir varlıklıya zorla gelip yapılmış bir çocuk gelin ne diyecek -bir ayağı öte tarafta olan- moruğa?
Kısaca ne mi demek istiyorum?
Eğer yaşadığı ülkede ve bu çağda hala Kabile kültürü, feodalite ve ilkel gelenekler sürüp gidiyorsa…
Ve bu kör geleneklere hala göz yumanlar varsa…
Yaşamında bir kere olsun bu olumsuzlukların karşısında adam gibi durmamışsa;
Kutladığı ‘sevgililer günü’ gösterişten öte bir şey değildir…
Dostoyeviski derki;
“Sevginin bulunmadığı yerde aklı da arama”
Eeeeee?
Biz sevgimizi nerelere kadar taşıyabiliyoruz?
Veya nereye kadar, nerede sınır koyuyoruz?
Kendi sevgimizden veya sevgilimizin dışındakilere de saygı duyuyor muyuz?
Bırakın 365 günün 364’ünü…
Şu “14 Şubat Sevgililer Gününde’ mutsuzluğa gark edilen ve tüketim kültürüyle birlikte yok edilen, arabesk aşılarla ‘sevgiyi’ yozlaştıranların kim ve kimler olduğunu hiç araştırıyor muyuz?
Sanmıyorum…
Ama ben yinede ‘sevgiyi’ salt ‘sevgililer’ üzerinde düşünmeyen;
Ve en azından ’14 Şubat Sevgililer Gününde’ sevgililerine çeşitli etkenler dolayısıyla kavuşamayan sevgi ve sevgililerle birlikte düşünülmesi dileğimle;
Sevgisini salt sevgilisi için değil, tüm insanlık adına düşünenlerin bu özel günü kutlu olsun diliyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?