Yıl 1977. 5 Haziran 1977 Genel Seçimlerinde yüzde 41.4 oy alan CHP 213 milletvekili çıkararak birinci parti olmuştu.Bu seçimlerde yüzde 6.4 oy alan MHP ise parlamentoya 16 vekil sokabilmişti.5 Haziran Pazar günü yapılan seçimlerin ardından beş buçuk ay gibi uzun bir zaman geçmesine rağmen;TBMM Başkanını seçememişti.1977 Kasım ayının ilk günlerinde MHP Genel Merkezinden ,CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e; Başbuğ Alpaslan Türkeş’ten bir haber iletilir.MHP Genel Başkanı Merhum Ecevit’e :” Bize vatansever 3 isim bildir.İçinden birini seçip size bildirelim.Onu aday yapınız.Bizde 16 Milletvekilimizle Meclise girip oy verelim” diyordu.Ardından CHP Alpaslan Türkeş’e Zonguldak Milletvekili Cahit Karakaş’ın ismini bildiriyor.17 kasım 1977 günü yapılan oylamada CHP li Karakaş; MHP nin oy katkısı ile TBMM ne başkan seçiliyordu.

Bu diyalog CHP ile MHP arasında ilk temastı.1977 li yıllarının anarşik ortamını hatırlayanlar,bu temasın ne denli büyük bir fedakarlık olduğunu anlarlar.Her şeye rağmen karanlık günlerde bu açılımı Merhum Alpaslan Türkeş yapmıştı,Ecevit’e verdiği söze sadık kalarak; CHP nin adayına oy vermişti.

Ecevit’le Türkeş’in siyasi kavgası 1980 Askeri Darbesine kadar artarak devam etti. Ecevit Ülkücü ve MHP lileri “faşist, diktatör ve katil” olmakla suçluyor.Türkeş’de Ecevit’e “Kolej züppesi,köprü altı zibidisi” diyordu.Bu iki lider 12 Eylül Askeri Darbesinden sonra Erbakan’la birlikte Mamak Askeri Dil Okulunda tutuklu olarak bir arada kalıyor.Aynı yerde tutuklu solcu yazar Oral Çalışlara göre: “Ecevit ve Türkeş ceza evinde bulunan havalandırma meydanında bir araya geliyorlar,saatlerce ayakta konuşuyorlardı.”

1960-70 li yıllar CHP ve AP liderlerinin çatışma ve siyasi kavgaları ile heba olmuştu.1980 yılında yapılan askeri darbe diğer partilerin yanında bu iki partiyi de kapatmıştı.Askerler:” Türkiyeyi ihtilale,CHP ve AP nin anlaşılmaz kavgaları sürükledi” demişlerdi.

16 Haziran 1991 yılında yapılan Genel seçimlerde AP nin yerine kurulan DYP; yüzde 27 oyla 178 milletvekili,CHP nin yerine kurulan SHP; yüzde 21 oyla 88 Milletvekili çıkarmıştı.1980 askeri ihtilalden önce 15 yıl birbiriyle didişmiş, Erbakan Hocanın deyimi ile: “Horoz dövüşü” yapmış bu iki zihniyet anlaşarak; DYP-SHP Koalisyon Hükumetini kurdular.Hatta SHP, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünden sonra aday olan tarihi rakipleri Süleyman Demirel’e oy verip TC başına Cumhurbaşkanı yaptı.

1980 öncesi kavgalı ortamın iki partisinden birinin başkanı olan Ecevit’in DSP si ile,Türkeş’ten sonra MHP nin başına geçen Sayın Devlet Bahçeli,1999 Genel seçimlerinin hemen ardından,Ecevit’in hanımı Rahşan Ecevit’in ” milliyetçiler katillerdir” suçlamalarına rağmen görüşüyorlar;anlaşıp birlikte 3 lü koalisyon hükumetini kuruyorlar .Hakeza 2002 genel seçimlerine kadar birbiriyle uyumlu en güzel koalisyon ortakları methiye sine duçar oluyorlar.

15 Temmuz 2016 FETÖ darbesine kadar birbirine her türlü suçlamayı yapan MHP lideri Sayın Bahçeli ile; AKP lideri Sayın Erdoğan,devletin içine düştüğü durumu görerek; devletin bekası için geçmişe sünger çekerek bir araya geliyorlar.2019 da yapılacak Genel Seçimlere birlikte girmek için ittifak yapmaya çalışıyorlar.MHP 2019 da Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayıp, Sayın Erdoğan için oy kullanacağını açıkça söylüyor.

Saydığım bu olaylar çok partili demokrasimizde; siyasi partiler arasında yapılan hoşgörü ve diyalog kültürünün birer örneğidir.Geriye bakılırsa bunun gibi daha nice anlaşmalar ve diyaloglar vardır.Devletin bekası söz konusu olunca bir araya gelmek,birlikte çalışmak, vatan borcumuzdur.

Ancak Suriye’nin kuzeyinde,devletimizin güneyinde terör yuvası olan Afrin’e yaptığımız operasyonlar devam ederken;siyasi yaşamımızın aktörleri olan CHP ile AKP arasında tezahür eden , milletimizi derinden zedeleyen bu atışma ve çatışmalara bir anlam vermek mümkün değildir.Yukarıda örneklerini verdiğimiz hoşgörü kültürüne ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde tekrar başlatılması dileğimizdir.Dostlarımızı üzüp,düşmanlarımızı sevindirmeyelim.Siyasi sataşmaları operasyonlardan sonra yapalım.

Haklı kim,haksız kimdir sorusunu sormadan…