Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SİZCE TİYATRO SANATI NEDİR TEHLİKELİ ‘MİDİR DEĞİL’MİDİR 
  • 0
  • 403
  • 26 Mart 2023 Pazar
  • +
  • -

Sizin yanıtınızı beklemeden ben söyleyeyim;

Biz ve bizim gibi yol almak isteyen toplumlarda tehlikelidir…

Düşünme, yorumlama, antipati kurma ve eleştirisel bir şekilde yol almak isteyen topluklarda ise tiyatro sanatı yol göstericidir…

Yol gösterici olmasaydı;

Bugün kapısında ‘işçi’ olmak için can attığımız Almanya 2. Dünya savaşı biter-bitmez, ilk işi tiyatro binalarını onarmak olur muydu hiç?

Almanları bir tarafa bırakalım;

Bu ülkenin kurucu önderleri de ‘Kurtuluş Savaşı’ bitirildikten sonra Cumhuriyeti kurup ve ‘yeniliklerini’ ilan ettiği yıllarda, yani 1927 yılında Muhsin Ertuğrul’un öncülüğünde Tiyatro Sanatını öne çıkarmaya başlamış…

Ve tiyatro sanatını ülkenin her köşesine yaymak içinde;

1932 yılında kuruluşu yapılan Halk Evlerinin bünyesinde tiyatro çalışmaları başlatmış…

Ve daha sonraki yıllarda;

Ülkenin dört-bir köşesine dağılmış olan Köy Enstitüleri…

Köy Enstitülerinin kapısına kilit vurulunca;

Onun ardılı olan Öğretmen Okulları da tiyatro sanatını benimseyip ve birbirinden önemli tiyatro oyunları sahnelemeye başlamış…

Sahnelenmiş sahnelenmesine de;

Sahnelenen bu tiyatro oyunlarından sizce en çok kimler rahatsız olmuş olabilir?

Bunu bilmeyecek ne var;

Tabi ki, kurulu düzeninin tiyatro yoluyla eleştirilmesine tahammül edemeyenler rahatsız oluyor…

Tiyatro sanatı;

İzleyenleri güldüre-eğlendire ‘düşünce eylemine’ taşıdığı için düşünen toplum istemeyen egemen güçlerin keyfini kaçırıyor…

Düşünen toplum istemediği içindir ki;

Egemen güçler ve onların etkisi ve gölgesi altında yaşayanlar tiyatro sanatını çok ‘tehlikeli’ sayarlar…

Mugayir ve ahlaksız bir sanat dalı olarak yorumlarlar…

Yaşı ileri olan yetişkinler çok iyi anımsarlar diye düşünüyorum;

Eskiden salt il ve ilçelerde değil, köy okullarında bile ‘Piyes’ olarak tiyatro oyunları sahnelenirdi…

Örneğin Ortaokul ve Liselerde;

Yabancı klasiklerden Moliere’in CİMRİ oyunu sahnelenirdi…

Çoğu liseler ‘Jul ve Sezar’ oyununu oynamanın gururun yaşardı…

Yerli klasik tiyatro oyunlarından;

Cahit Atay’ın ‘töre cinayetini, ermişliğe inancı’ dile getiren ‘Karaların Memetleri’ oyunları okullarda korkusuzca sahnelenirdi…

Yine Cevat Fehmi Başkut’un;

Tımarhane kaçkını bir kaymakamın aracıya, tefeciye, karaborsacı ağalara savaş açıp, toplumun ortak çıkarları için kararlar alan deli bir kaymakamın macerasını anlatan ‘Buzlar Çözülmeden’ oyunu birçok okul tarafından sevilerek sahnelenen bir oyundu…

Sözünü ettiğimiz bu oyunu;

Sıkıysa, cesareti varsa günümüzde bir okul sahnelesin de görelim…

Nah sahneler!

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Durup-dururken kafanızı neden mi şişiriyorum?

’27 Mart’ tarihini bizlerde (tiyatroyla pek ilgimiz olmasa da) bizde ‘Dünya Tiyatrolar Günü’ olarak kutluyor veya ‘kutlarmış’ gibi yapıyoruz da, onun için sohbet konumuzu ‘tiyatro’ olarak seçtim…

Özetlersek, şöyle özetlemek istiyorum;

Bugün en küçük bir kasabamızda, yerleşkemizde ve hatta birçok merkezi köylerimizde en az üç-beş kahvehane ve derme-çatma da olsa bir ‘Halı Sahası’ var…

Ancak, gençlerimizi kültür-sanatla buluşturacak -küçücükte olsa- bir Kültür Salonumuz yok…

Hayır, hayır…

Bu küçük yerleşkelerden de vazgeçtim…

İster inanın, ister inanmayın;

Cumhuriyetin 100. yılının içerisinde olmamıza rağmen bugün 81 ilimiz var, bunların 58’inde Devlet Tiyatrosu yok…

Özel tiyatrolara hiç girmeyelim;

Eğer sistemin dalkavukluğunu yapmıyorsan, onlar zaten tepeden tırnağa kadar sakıncalı…

Yani demem o ki;

Sistemin arızalarını eleştiren tiyatroların ya kapılarına kilit vuruluyor…

Ya da oynayacakları oyun yasaklanıyor…

Her neyse…

Her yıl 27 Mart tarihinde;

‘Dünya Tiyatrolar Günü’ kutlanıyor…

Tiyatro adına ortak ‘bildiriler’ okunuyor…

Birçok tiyatro topluluğu oyunlarını ücretsiz oynuyor vs. vs…

Bir zamanlar benimde ŞAKA Tiyatrosu adında bir tiyatrom vardı…

Görülmesi gereken yerlerden gereken desteği göremediğim için belli bir süre kapandı…

Ve tiyatromun kapanışı içimde hep bir yara olarak kaldı…

İşte bu yüzdendir ki;

27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününde bir bencillik yapayayım dedim…

Ve bu özel günde (görselde de görüldüğü gibi) kendi yaptığım tiyatro etkinliklerinden kalma fotoğrafları paylaştım…

Birinci görseldeki fotoğraf;

Ordu-Çatalpınar ilçesinde öğretmenlik yaparken, doktor, hemşire, öğretmen, öğrenci, sporcu, genç ve ihtiyarın görev aldığı tiyatro oyununda rol alanları paylaştım.

(Sol baştaki yaşlı ihtiyar 61 yaşında Hacca gidip-gelmiş Ahmet Kalafat isimli yaşlı bir amcaya da rol verip oyunda oynattığım için bu fotoğrafı paylaştım)

Görseldeki ikinci fotoğraf ise;

Giresun Lisesinde sahnelediğimiz bir oyun Trabzon’da ‘birincilik’ alınca, ülkemizin en büyük tiyatro adamlarından Haldun Dormen, izlediği oyun sonrası, sahneye çıkıp beni içtenlikle tebrik ettiği bir anı belgelediği için ‘paylaşmakta’ bencillik yaptım…

Hoş görüle…

Son söz;

Başta ülkemiz olmak üzere, tiyatroya emeği geçen tüm tiyatro emekçilerinin ’27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününü’ kutluyor ve bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum…

Kalın sağlıcakla…

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM