Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SOHBET KONUMUZ TARİHİ BİR ÖYKÜ KAHRAMANI GİRESUNLU BİR GÜRCÜ
  • 2
  • 606
  • 13 Eylül 2020 Pazar
  • +
  • -

Adı; Hasan Tahsin..
Doğum tarihi; 1890
Doğum yeri; Giresun-Hacıhüseyin mahallesi
Babası; Acara muhacirlerinden Hamişoğlu Yusuf Ağa…
Annesi; Hatice hanım..
Giresun’a gelmeden önce yaşadıkları ata-dede ocağı; Acara..
Köyleri; Hudo
Giresun’a zorunlu olarak geliş nedenleri;
Bir adına ’93 Harbi’ de denilen 1877-87 Osmanlı-Rus Savaşı sürecinde kaçacak yer arıyorlar.,.
Ve gelip Giresun’un Hacıhüseyin mahallesine yerleşiyorlar..
Acara’dan-Giresun’a gelip yerleşen Hamişoğlu Yusuf Ağanın, Giresun kasabasında kalıp, yerleşme nedenlerinin en başında bu kasabanın ‘kim ve kimlik’ kavgası yapmayıp ‘din,dil, mezhep’ hesabı yapmadan ‘hoşgörü kültürü’ içinde birlikte yaşamasını bildikleri için Giresun Kasabasında yerleşmeye karar vermiştir.
Ve bundan dolayıdır ki;
Giresun da kaldığı sürece Rus Tebaası kimliğini değiştirmemiştir.
Ve aradan çok zaman geçmiyor;
1890 yılında Hasan Tahsin doğuyor…
Çocukluğu doğduğu mahallede geçiyor.
Ve şu mahalle arkadaşlarıyla okula gidiyor;
Feridunoğlu Osman..
(Daha sonra ‘Topal Osman’ Ağa’ unvanı adını alacak)
Bayazıtoğullarından Hacı Ömer…
(Daha sonra adı; Can Akengin olarak kalacak)
Osman Fikret Topallı..
(Daha sonra Kasaba ve Bucak müdürlükleri yapacak)
Giresun-Hacıhüseyin mahallesi doğumlu olan Hasan Tahsin;
İlk mektebi ve ortaokulu kendi doğduğu kasabada yapıyor…
Lise tahsilini ise ‘Leyl-i meccani’ (yatılı okul) sınavlarına girerek kazanıyor ve devlet tarafından okutuluyor..
Ve liseyi de başaralı bir şekilde bitiren Hasan Tahsin yüksek tahsil yapmak için İstanbul’a gidiyor ve Çapa- Darülmuallimin (Öğretmen Okuluna) devam ediyor;
Tarih ve Coğrafya öğretmeni oluyor…
Eğitim süreci çok başarılı geçen Hasan Tahsin Bey’in bir ara Çapa Öğretmen Okulunda okurken, derslerine (hemşehrisi olan) bir diğer Giresunlu Mustafa Suphi’de derslerine giriyor…
Hatta ‘İttihat ve Terakki’ sürecinde hocası Mustafa Suphi ile birlikte bu teşkilatın üyesi olup, toplumsal ve siyasal çalışmaların içerisinde de yer alıyor…
Çapa Öğretmen okulunda daha öğrenciyken;
Gürcüce dil eğitimi alıyor.
Rumca eğitim alıyor.
Fransızca dil eğitimi alıyor.
Almancayı ders verecek şekilde öğreniyor..
Hatta az derecede de olsa Arapça biliyor..
Ki, bu kadar dil zenginliğine sahip olduğu için;
Bir yandan Beyoğlu lisesinde Türkçe-Edebiyat öğretmenliği yaparken, bir yandan da Alman Überial lisesinde ders veriyor.
MUALLİM HASAN TAHSİN BEYİN BAŞINA GELEN FELAKET
1912 yılında Hasan Tahsin Bey’i Bitlis lisesine Tarih ve Coğrafya öğretmeni olarak tayin ederler.
Burada öğretmenliğini sürdürdüğü sıralarda sağ bacağında hayatını tehlikeye sokacak bir takım çıbanlar çıkar..
Çalıştığı ilde tedavisi ve ameliyat olanağı bulamayan öğretmen Hasan Tahsin Bey’i Van Hastanesine sevk ederler..
Ancak yaraları bir hayli büyüyen Hasan Tahsin Beyin tedavisi bu hastanede de mümkün olmadığını duyan babası Yusuf Ağa yaşı bir hayli ileri olmasına rağmen yollara düşer.
Yani Van’a gider..
Ve oğlunu aldıktan sonra İstanbul’a götürmek için yollara düşer.
O yıllarda dağlar-taşlar Eşkıya çeteleriyle doludur..
Eşkıyalar birkaç kere yollarını keser..
Ancak yaşlı bir ihtiyarla, yaralı ve hasta birisi olduğun görünce dokunmazlar..
Ve sözü daha fazla uzatmayalım;
Gece-gündüz yol alarak Trabzon’a kadar gelirler..
Trabzon’a gelince, Hasan Tahsin Bey, okuldan tanışık olduğu arkadaşlarına haber verir..
Ve arkadaşları da Hasan Tahsin Bey ve babasına yardım edip, onları İstanbul’a göndermek için Gümüşyan Posta Vapuruna bindirerek uğurlarlar..
Ancak Vapur, Trabzon’dan 7 mil açılıp, Görele açıklarını gelince arıza yapar ve batmaya başlar…
Vapurda bulunan 324 kişiyle birlikte yüzlerce hayvan denizde batarak boğulur..
Bacağı alçıda olan Hasan Tahsin Bey’le babası bir tahta parçası bulurlar ve ikisi birden buldukları bu tahta parçasına sarılırlar ve saatler sonra bir ‘Balıkçı Motoru’ tarafından 50-60 kişi kurtarılır.
Ve Giresun’a getirilir..
Yusuf Ağa denizde uzun süre kalmanın etkisiyle hastalanır..
Ve oğlu Hasan Tahsin Bey ise Giresun İskelesine uğrayan bir Rus Gemisiyle İstanbul’a gönderilir..
İstanbul’a varan muallim Hasan Tahsin Bey’in tedavisiyle Maarif Nezareti ile İstanbul Belediyesi yakından ilgilenir ve tedavisi en kısa zamanda yapılıp sağlığına kavuşturulur..
Sağlığına kavuşturulan muallim Hasan Tahsin Bey;
İstanbul-Nişantaşı Lisesinde Tarih ve Coğrafya öğretmenliğine devam eder…
Ve bu Mondros Barış Antlaşmasının yapıldığı tarihe kadar devam eder…
Hatta bu süreç içerisinde Nişantaşı Beden Terbiyesi Başkanlığı bile yapar…
İstanbul’da öğretmenlik yaptığı süreç içerisinde Gürcü aydınlarla toplumsal içerikli siyasi sohbetler yaptığı gibi dünya da ve Rusya da gerçekleştirilen devrimi de yakından takip etmektedir..
Hatta bu konu üzerine -dede ocağı- Acara’dan İstanbul’a gelen Gürcü aydınlarla siyasal sohbetler yaptığı gibi Acara da yaşayan devrimci ve toplumcu düşünceye sahip aydınlarla bir yolunu bulup ‘bağ kurmaya’ çalışmaktadır…
SİYASİ HAYATI
Rusya’da ’17 Ekim Devrimi’ gerçekleştirildikten sonra Kafkasya da bulunan ülkelerde de bir kıpırdama ve değişim başlamıştır..
Hasan Tahsin Bey, Kafkaslarda yaşanan siyasal değişimin ‘dede ocağı- Acara’da da olup-olmadığını yakından öğrenmen için bir fırsatını bulur ve deniz yoluyla Batum’a geçer…
Ancak, İstanbul’a geri döndüğünde yine (çıbandan kaynaklanan) hastalığı bedeninin farklı yerlerinde çeşitli şekillerde nükseder..
Ve hastalığının geçmesi için annesiyle birlikte durduğu Saluryan Apartmanında istirahat etmeye çekilir…
Tedavisi için hısım ve akrabaları Hasan Tahsin Beyi hiç yalnız bırakmazlar ve her günü yanına gelirler…
Ancak,Mondros Barış Antlaşması ilan edilince bir gece yarısı Hasan Tahsin Bey evden kaybolur…
Aradan aylar geçtikten sonra Batum’da olduğu duyulur..
Meğer Hasan Tahsin; dede ocağı Acara’ya yeri bir devlet kurma çalışması için gitmiş..
Ve Batum’a varınca, önce ‘İslam Gürcistan Gazetesi’ isminde bir gazete çıkarmış.
Ve bu gazeteyi köprü yaparak siyasal çalışmalarına başlamış..
Yaptığı bu çalışmalardan da sonuç almış ve başarmış;
Acaristan Hükümetini kurup, onun Meclis ve hükümet başkanı olmuş..
Tarih; 7 Kasım 1921
Ancak, Bitlis’te bir çıbanla başlayan ve daha sonra bedenine ve beynine sarmal olan bir başka hastalığa yakalandığı için meclis başkanlığını 23 Nisan 1922 yılında bırakmak zorunda kalmış..
Lenin ile çok yakın bir arkadaşlığa da sahip olan Hasan Tahsin Beyi, Lenin tedavisi için özel uçaklar gönderip Moskova ve Kremline getirtip tedavi ettirmeye çalışmış…
Ve 2,5 sene Moskova’da tedavi altına alınmasına rağmen hiçbir sonuç alınamamış..
Ve tam tersine kafayı da sıyırmış..
Sonunda Hasan Tahsin’i Tiflis’te iyi bir mekana yerleştiriliyor..
Hizmetini yapacak görevliler veriliyor…
Ve İstanbul’dan yanına annesi de geliyor…
Anne-oğul ve hizmetçilerle birlikte yaşanıyor..
Ancak;
Daha sonrası bilinmiyor…
———————————
NOT; 1- kaynak Osman Fikret Topallı..
2- İstanbul’dan-Batum’a kaçtığı gece en samimi arkadaşı olan Osman Fikret Topallı, o gece konuk olmuştur kendisine…
3- Acara Özerk Devletinin Kuruşuna emek veren kişi Giresun’un Hacıhüseyin mahallesinden -Gürcü kökenli- Muallim Hasan Tahsin Beydir.
4- Konu kahramanımızın resmi olmadığı için Giresun’un eski mahallesi ve Acara haritası etiketlenmiştir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

2 yorum

  1. Ben hayatını yazdığınız Hasan Tahsin’in kız kardeşi Emine Oyhon un torunuyum. Ailemle ilgili bir kitap yazmaktayım ve yazdığınız yazıdan faydalanarak kitabıma aktarmak istiyorum. Size sormadan yazmak istemedim. Bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bildirirseniz sevinirim. Saygılar

  2. Hasan Tahsin dedem (annemin babası) Ziraat bankası avukatlarından Cemal Özerenin kardeşi. Bir kardeşleri hafız Zühre Aykutoğlu, bir diğer kardeşleri avk. Mehmet Aykutoğlunun kayınvalidesi Emine hanım. Hatta Hasan tajsin ve dedem avk Cemal bey istanbulda yüksek tajsil görürken onlarla kalıp, okumalarını sağlamış. Bir diğer kardeşi avk Ayşe Güvenç’in babaannesi Zekiye hanım.
    Yazdığının özgeçmişin çoğunu duyuyoruz.
    Farklı olarak duyduklarım polit büro üyesi iken Osmanlıya casusluk yaptığı iddası ile zehirlenerek öldürülmüş. Zira ozaman nişanlısının ailesi Osmanlı beylerinden ve kominizm karşıtı olduğu söylenir. Ne yazıkki annesi oğlunu aramaya giderken yolda ölür. Bu hazin sonu ayrıca gürcüler sayfasında sayın Osman Acarla’da yazıştık . İyi yıllar

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM