SOKAĞIN DİLİ

SOKAĞIN DİLİ

Sabah gün ağrıdığında insanlar yollara düşer. Bir Temaşa, koşuşturma
İnsanlar rızkının peşinde. Bu insanlar robot değil. Oturup bir cay içtin mi? Bu insanları dinlediğinde çocuklarının yüksek okullarda okuduğunu, iş adamı olduğunu ancak kendilerinin çocuklarına dahi muhtaç olmamak için koşuşturduğunu görürsünüz. Giresun merkez küçük bir ilçe olduğu için bizler genelde birbirimizi tanırız. Duygu ve düşüncelerini biliriz. Bu insanlar ülke meseleleri, yerel yönetimler ile ilgili duyarlılar.
Siyasi parti yönetim kademesinde olanların görevi bu insanlarla partisini bütünleştirmek değil mi? Öyle olsa da yönetim, koordinasyon kadrolarında olanlar haliyle liseyi bitirmiş, il dışında üniversite okumuş, staj yapıp iş hayatına atılmış, insanlar la arasında 10 yıllık iletişimsizlik ardından sahaya indiklerinde dillerinin farklı olduğu meydana çıkmaktadır. Bazen 15 – 20 bin nüfuslu bir ilçenin Belediye Başkanı ile oturuyorsunuz, adamın havasından geçilmiyor. Etrafına birkaç tane kendine yakın hayat görüşünde insan almış, şehrin sokaklarında… Yürüyüşü, konuşması, tavırları makamın ağırlığını kaldıramadığını gösteriyor. Bir de Cumhurbaşkanı’nın halk içinde ki mütevazi tavırlarını görünce, o küçük belediyenin minik koltuğunda oturan adamın ne kadar yetersiz olduğunu anlıyorsun. Mahalle arasında bir çay ocağında içilen çay, ara sokaklarda bir garibanın evinde yenilen yemek sizi halkın içinde tutar. Bedeniniz halkın arasında dolaşırsa, ruhunuz ve ufkunuz halka hizmet etmeye daha yakın olur.
Makamlar, millete hizmet etmek için sizlere emanettir.
Bir de bu şehir de, iş, ticaret, tarım, hayvancılık, işçi memur, emekli olmuş; şehirden ayrılmamış insanlarla devamlı iletişim halinde olan değerli insanlar da var. İşte bugün yerel seçimler de bu iki farklı kültür yarışıyor. Listeler yapıldığında tabldot yemek olarak millete sunuluyor. Oysa millet listeden yiyeceğini kendi seçse daha iyi olmaz mı? Elbet siyasi partilerin etkileri yadsınamaz adı üstünde yerel seçim olunca iş daha çok bireyselleşme arz ediyor. Siyasi partiler Başkan, belediye meclisi, il genel meclisi yarışını göğüslemeye çalışırken, halkın birinci önceliği mahalle, köyünün muhtarı, azası, belediye başkanı seçecek olsa da başkanın tahsil, vizyonu, işi gereği ulaşamama endişesi taşımakta, bu durumda başkandan ziyade yanında biz den kim var? Sorgulamasını yapmaya başlıyor. Burada başkana güvenilmediği anlamı çıkartılmasın. BAŞKANI büyük görüp, yanında kendinden bildiği insanlara daha rahat ulaşabileceği ön yargısı hakim.
Köye, mahalleye, muhtar olan 2020 TL maaş alacakken, il genel meclisi, belediye meclisi üyeliğinin maddi bir getirisi de yok. Burada tamamen halka hizmet, hakka hizmet durumu söz konusu iken buraların da halkın içinden insanlara kapalı..! görüntüsü bu etkin insanları rahatlatsa da başkan adaylarının işini zorlaştırmaktadır. Belediye meclis üyeleri zaten partisinin emrinde olanlar yerine, sokağın diliyle idarenin dilini birleştirecek insanlardan seçilirse maksat hasıl olur. Yerelde idareye talip olmada amaç bu değil mi? Halkla devleti buluşturmak. Bunun en etkin yolu da milletin diliyle halkın dilini buluşturmak…!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?