ŞURADAN 34 MEDDELİK SONUÇ BİLDİRGESİ ÇIKTI

ŞURADAN 34 MEDDELİK SONUÇ BİLDİRGESİ ÇIKTI

Giresun’da 4 gün süren şuraya üst düzey bilim insanları akın ederken,sonuç bildirgesinde tarihi uyarılarda bulunuldu

Aydınlar Ocağı 50.Şurasının Giresun yapılmasının yankıları sürerken,şura nedeniyle ilimize gelen çok sayıda üst düzey bilim insanı 4 gün boyunca Giresun’un tarihi ve turistik yerlerini de gezdi.Şurayı değerlendiren Şube Başkanı Nurettin Bölük ,oldukça başarılı bir organizasyona imza atıldığını söyledi

Bu arada şuranın 34 maddelik sonuç bildirgesi açıklandı.

  1. Ülkemizde Milli Eğitim mi; öğretim mi tartışması daima gündemdedir. Türkiye’de daima öğretim yapılmakta, eğitim ile gençliğe rehberlik yapılamamakta, hedef gösterilmemekte, belirsizlikler ve kararsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Orta öğretimde kalite kaybının önlenmesi yükseköğretimi daha başarılı kılar. Milli eğitimde sürekli değişiklikler istikrarı bozmaktadır. Milli eğitimin başarılı olması için toplumsal mutabakatın sağlanması gerekmektedir.
  2. Eğitim, bir milletin hayat standardını ve dünya milletleri arasındaki yerini belirleyen, toplumları milletleştiren en önemli faaliyet alanıdır. Yeni yetişen çocuklarımıza milli dil, tarih ve coğrafya eğitimle öğretilir. Mutlaka Andımız tekrar okutulmalıdır. Eğitimin ülkemizi muasır medeniyet seviyesine ulaştırabilecek gençleri yetiştirebilmesi için, okullarımızı günümüzün hızla gelişen sanayi ve teknolojisini yakından takip ederek uyum sağlaması gerekir.
  3. Öğretmenlerin branşlarında ve mesleki çalışmalarındaki başarı ve yetenekleri değerlendirilerek sınavsız olarak kariyer sahibi yapılmalıdır.
  4. Türkçe, milli kimliğimizin en önemli göstergesidir. Dilin aşırı sadeleştirilerek milletimize mal olmuş bazı kelimelerimizin kullanılmayarak dilimizin fakirleştirilmesine karşıyız. Bu düşünce sahiplerinin “Cumhuriyet yüz yıllık yıkım projesidir” diyen ihanet odaklarından hiçbir farkı yoktur. TDK’nin hazırladığı Büyük Türkçe Sözlükte 150 bin kelime bulunmaktadır. Bu dille düşünce üretilemeyeceğini söylemeyi iyi niyetli bir söylem olarak kabul edemeyiz. Biz “Yaşayan Türkçe’nin her alanda kullanılmasından yanayız.
  5. Üniversite öğrencilerinin barınma sorunları acilen ihtiyacı karşılayacak kapasitede çözülmelidir. Barınma ve beslenme sorunları devletçe desteklenerek giderilmelidir.
  6. Gençliğimize yönelik uyuşturucu terörü ile mücadele sadece Emniyet Teşkilatımıza bırakılmamalı, toplumsal farkındalık ve mücadele şiddetle sürdürülmeli, bu mücadele her Türk vatandaşının görevi olmalıdır.
  7. Moda adı altında genel kabul görmeyecek son zamanlarda ki giyim tarzlarının gençlerimizin sosyalleşmesini engellediği görülmektedir. Moda örtüsü adı altında yürütülen kampanyalarda reklam afişleri dahil hassas davranılmalıdır. Bu tip akımlara karşı önlem alınmalıdır.
  8. Aile destek merkezleri artırılarak aile içi sorunları giderilecek rehberlik hizmetleri verilmelidir. Boşanma oranlarını düşürecek hizmetler artırılmalıdır. Aile içinde ve kamu kurumlarında kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı tedbirler artırmalıdır. Batıda da önem kazanan geleneksel aile yapısı korunmalıdır. Çocukların sağlıklı ruh yapısı ile gelişmesi için sosyal ve psikolojik destekler artırılmalı, dijital oyunlar kontrol altına alınmalıdır. Tiktok ve benzeri uygulamalar yasaklanmalıdır
  9. Deprem tehlikesine karşı bir tedbir olarak kentsel dönüşüm, yanlış yönlere, çıkar ve rant hesaplarına dönüştürülmüştür. Kentsel dönüşüm özüne aykırı yapılmakta ve amacından saptırılmaktadır. Yetkililer durumu acilen iyileştirmeli, gerekli tedbirler alınmalı, toplumu rahatsız eden rant hesapçılarına karşı hukuki ve cezai işlemler yapılmalıdır.
  10. Türkiye’yi yönetmeye aday ve alternatif olan bazılarının hala 1970’lerin ortamını yaşadığı, Türkiye’deki değişimi fark etmedikleri anlaşılmaktadır. Türkiye’nin gündemi ve ihtiyacı yeni bir sağ-sol ayrıştırmacılığı oluşturmak değildir. Mücadele, Türkiye’den yana olanlarla olmayanların arasındadır. Bunu fark etmeyenlerin ülkeye yapabilecekleri herhangi bir katkı olmayacaktır.
  11. Atatürksüz Atatürkçülük yapanlar dikkat çeker hale gelmiştir. Maalesef yanlış yolda olanların bir kısmı Osmanlı, bir kısmı da Cumhuriyet düşmanlığı yapmaktadır. Oysa Türk tarihi bir bütündür. Unutmayalım ki, Osmanlı’ya hakaret ederek Cumhuriyet yüceltilemez, Cumhuriyet düşmanlığı ile de Osmanlı ayağa kaldırılamaz. Dünkü Osmanlı düşmanları bugün Cumhuriyet Türkiye’sinin de düşmanlarıdır.
  12. Türkiye’de bazıları içeride ve dışarı da düşmanlarla işbirliği içindedir. Bu durum bize bu coğrafyada bin yıldır süren Hilal- Haç savaşını hatırlatmaktadır. Bu sebeple milli refleksi canlandırmak ve milli kültüre sahip çıkarak toplumu uyandırmak gereklidir.
  13. Türkiye’yi, Ortadoğu’dan ve Adalar Denizinden çökertmeye çalışanlar, yakın tarihimizden gerekli dersi almayanlardır. Tarihini bilmeyenlerin maalesef coğrafyalarını başkaları tayin eder. Türkiye çembere alınarak kuşatılacak, suçlanacak NATO’dan çıkarma gayretleri gösterilecektir. NATO’nun 5. Maddesi öne sürülerek Türkiye’ye saldırma ihtimali doğacaktır. 15 Temmuz 2016 dan netice alamayanlar, Yunanistan’ı kullanarak PKK terörünü örtmeye çalışmaktadır.
  14. Anayasa çalışmaları egemenliği paylaştırıcı tuzaklara ülkeyi götürmemelidir. Milli kimliği etniklik seviyesine indiren çabalar engellenmelidir. 1982 Anayasasının darbe Anayasası olmaktan çoktan çıktığı artık anlaşılmalıdır. Anayasa çalışmalarında, çok kültürlülük ve çok seslilik birbirine karıştırılmamalıdır. Çok seslilik demokratik rejimin bir gereğidir, çok kültürlülük ise; bir ülkenin resmen vatandaşlarını ve farklı etniklikleri birbirine karşı hukuki ve siyasi anlamda ötekileştirmesidir. Bu emperyal amaçlara ve ufalanmaya hizmet, Milli Devlete mensup olma anlayışından uzaklaşmadır. Anayasa çalışmaları toplumdaki marjinal grupların sesi olmamalıdır.
  15. Türk Milletinin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetlerine yöneltilen ‘kimyasal silah kullanma’ gibi alçakça saldırı ve iftiralar, düşmana askerlik yapan, kendi Devletiyle başkaları adına kavgalı çirkin zihniyetin tezahürüdür.
  16. Türk Silahlı Kuvvetlerinin iç ve dış tehditlere sahrada sıhhi emniyetinin sağlanması için askeri hastaneler açılmalı, 187 yıllık askeri tıbbiye-i şahane geleneği canlandırılmalıdır.
  17. Bakmak zorunda kaldığımız geçici sığınmacıların ülkeye yüklediği ekonomik yük sürmektedir. Ülkemiz sığınmacılara ekonomik yardım konusunda yalnız bırakılmıştır. Sığınmacıların doğurduğu mafya dahil çeşitli sorunlar giderek artmaktadır. Vatandaşımızın huzur ve güvenliğini tehdit ederek, fuhuş, alkol, uyuşturucu ve terör gibi yeni sorunlara zemin hazırlamaktadır. Acı gerçekleri görmemek aslında Türk milletine karşı yürütülen bir ırkçılıktır.
  18. Göçmenlerin, Suriye ve Irak’ın kuzeyine can emniyetleri sağlanarak hayatları idame ettirecek imkânlar verilerek geçiş imkânları planlanmalı ve sağlanmalıdır. Türkiye’de yabancılara konut satılması sınırlandırılmalı, gerekirse engellenmelidir. Türk vatandaşlarının konut edinmesi kolaylaştırılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı açık artırmaya çıkartılmamalıdır.
  19. Sayıştay eski fonksiyonlarına kavuşturulmalı, gizli kalan kamudaki yolsuzluklar ortaya çıkarılmalı, Sayıştay raporları dikkate alınarak gereği yapılmalıdır.
  20. İçişleri Bakanlığı tarafından yayaların emniyetini sağlayıcı tedbirler artırılmalı, yerel yönetimler yaya geçişlerinin fiziki imkânlarını sağlamalıdır.
  21. İHA, SİHA, Kızıl Elma ve elektronik harp gibi savunma sanayiinde çalışan teknik personelin emniyet ve can güvenliği en üst düzeyde sağlanmalıdır.
  22. İklim değişiklikleri ile birlikte suyun önemli bir hayati ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak ülkemizde su kaynakları korunamamakta, kirletilmektedir. Benzer şekilde toprak kirliliği de önem arz etmektedir. Koruma tek elden yönetilmeli, bir su yasasının düzenlenmesi gerekmektedir.
  23. Ülkemizde ekonomik sorunlar ön plana çıkmış, herkesi yakından ilgilendirir hale gelmiştir. Gelir dağılımının sürekli bozulması, satın alma gücünün zayıflaması ile temel tüketim maddelerine ulaşılmasında sorunlar oluşmuştur. Bu durum toplum sağlığını ve geleneksel ahlak yapısını bozmuştur. Ülkemizde üretim yetersizliği, istihdamda sorunlar doğurmuştur. Dış ticaret açığı, cari açık, cari açığın uzun süre yeni ve yüksek faizli dış borçla karşılanmıştır. Üretme ithal et! anlayışından bir an önce vaz geçilmelidir. İthalatı teşvik edici vergi indirimleri yeniden düzenlenmelidir. Üreticinin tarım dışına çıkışı ve tarım alanlarının betonlaşması önlenmelidir. Hayvancılıktaki yanlış politikalar terk edilmelidir. Gerek tarım ve gerek hayvancılıkta ithalat yaptığımız ülkeler kadar, çiftçi ve hayvancılık ile uğraşanlar da desteklenmelidir.
  24. Ukrayna-Rusya savaşının istikrar ve barış aleyhtarı özelliği sürüyor. Türkiye’nin başarılı çabalarına rağmen, istenen sonuç alınamamaktadır. Bölge istikrarının ve Dünya ekonomisinin hızlıca düzelmesi için savaşın bir an evvel bitirilmesi gerekmektedir.
  25. Çin ve Rusya ithalatta en çok dış ticaret açığı verdiğimiz ülkelerdendir. Birçok mal ve hizmetin ithalatına kotalar konmalıdır.
  26. Ülke yararına ve yatırıma dönük bir bankalar yasası düzenlenmelidir Özel veya yabancıların eline geçmiş olanlar aşırı karlarından bir kısmını ülkemizde yatırım olarak kullanmalıdır.
  27. Merkez bankası, TÜİK, Devlet Denetleme Kurulu bağımsızlıklarını korumalı, müdahale edilmemelidir.
  28. Kamu Bankalarının kredi vermede gücü aşılmamalı, siyasi amaçlara alet edilmemelidirler. Tasarruf mevduatına verilen faiz ile kredi faizleri arasındaki büyük fark giderilmelidir. Kamuda gösteriş tüketimi, akraba ve partili kayırmaya son verilmelidir. Kur korumalı TL vadeli mevduat hesapları kamuyu zora sokmuştur. Bu sorunu piyasa faizlerini düşürerek çözemeyiz. Gelir dağılımındaki dengesizliği giderici, satın alma gücünü artırıcı ve yüzde doksanlara varan enflasyonu azaltıcı tedbirler alınmalıdır. Beslenme zayıflamıştır, vatandaş kırmızı ete ve süt mamullerine hasret kalmıştır. Siyasiler, üç veya beş çocuk sahibi olmayı tavsiye ederken, süt ve süt ürünlerini, mama ve çocuk bezlerini nasıl alabileceklerini göz ardı etmektedir.
  29. Diyanet İşleri Başkanlığı politik bir takım özentiler yerine, İslam’a yönelik sosyal medyada açılan yıpratıcı, gerçekleri inkar edici, saptırıcı kampanyalara karşı toplumu aydınlatıcı etkin bir program hazırlanmalıdır.
  30. Aydınlar Ocağı partiler üstü yerli ve milli sivil toplum kuruluşudur. Partiler üstü olmak demek, oraya buraya savrulmadan Devletimizin çıkarlarını düşünerek gerekli tavrı ortaya koyabilmektir.
  31. KKTC bağımsız bir devlettir, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve BM’ne karşı varlığını korumalıdır. KKTC, Türkiye-AB ilişkilerinde taviz malzemesi olarak kullanılmamalıdır. KKTC’nin bağımsızlığı dost ve müttefik ülkelerce tanınmalıdır.
  32. Türkiye’nin Akdeniz deki egemenlik haklarını ve çıkarlarını koruyucu tedbirler sürdürülmeli ve desteklenmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletine “Libya da ne işimiz var” diye soranlara, Rusya, ABD ve Fransa ‘ya da aynı soruları sormalarını tavsiye ediyoruz.
  33. Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği ilelebet sürdürülmeli, iki devlet bir millet felsefesi korunmalı, Türkiye, Karabağ ve Nahcivan’ın toprak bütünlüğüne her daim destek olmaya devam etmelidir.
  34. Türk Devletler teşkilatı daha faal hale getirilmelidir. Bunun için; ekonomik forumlar, bilim olimpiyatları, uzay araştırmaları enstitüsü oluşturulmalıdır. Türk Dünyasına özgü müzik yarışmaları, folklor, sanat, kültürel ve tarihi faaliyetlere ağırlık verilmelidir. Türk Dünyası Yükseköğretim Kurulu oluşturularak, ortak ders kitapları ve ortak alfabe konusunda çalışmalar hızlandırılmalıdır..Haber:Fatma Uğurlu

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?