Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TARİHİ BİLGİ YURDU YENİDEN KURULDU
  • 0
  • 267
  • 16 Mart 2020 Pazartesi
  • +
  • -

Bundan 78 yıl önce ilimizde bir şair vardı.
Şiirlerini en anlaşılır dille yazar;
Ve gündelik konuşmalarını hep öz-Türkçe yapardı…
Yani;
Mümkün olduğu kadar Arabi ve Farisi dillerden uzak kalırdı…

İşte bu sözünü etmeye çalıştığım duygu yüklü şairin adı;
Can AKENGİN’di…

Cumhuriyetin kurulup yeni emeklemeye başladığı yıllarda birçok şair ve edebiyatçı Osmanlının kullandığı karmaşık dil yapısından henüz daha yakasını kurtaramamışken, şair Can AKENGİN hep Öz-Türkçe sözcükleri kullanmayı severdi..
Sevdiği içindir ki, kuruluşunu yaptığı kültür ve sanat derneğinin adını; BİLGİ YURDU verdi..

Mustafa Kemal Atatürk,Giresun’u ziyarete geldiğinde derneğin başkanı Can Akengin ve yönetimdeki arkadaşlarıyla tanıştırılmış ve ‘Bilgi Yurdu’ ismini duyunca önce şaşırmış ve daha sonrada derneğe böyle bir isim koydukları içinde çok sevinmiştir.
(Sözel kaynak; General Ali Rıza Erkan’la yaptığım söyleşiden)

Şair Can Akengin, yaşamı ve koşulları gereği ‘Bilgi Yurdundan’ ve o çatının altında yaptığı kültür-sanat çalışmalarından bir süre uzak kalınca şöyle dile getiriyor dizelerle özlemlerini;

“Ne içlendim vurunca aklıma ‘Bilgi Yurdu’
Hayalim o sahneyi hasretle gene kurdu.”

Kuruluşunu ve başkanlığını yaptığı ‘Bilgi Yurdunun’ çok kısa ayrılıklarda bile özlemini ta yüreğinin derinliklerinde hisseden şairin özlemini daha fazla derinleştirmek istemeyen bugünün Can Akengin severleri bir araya gelip ‘Belgi Yurdunu’ yeniden kurdular…

Peki bundan 90 küsur yıl önce kurulan ‘BİLGİ YURDU’ ne gibi çalışmalar yapar ve hangi başarıların altına imza atardı? diye soracak olursanız, onu da hemen birkaç başlıkla sıralayalım;

Kültür-Sanat çalışmaları yapardı…
Her yıl en az bir tiyatro oyunu sahneye koyardı..
(Ki, Can Akengin’in tiyatro oyunculuğu ve Rejisörlüğü buradan ileri gelmektedir.)

Edebiyat ve şiir geceleri düzenlerlerdi..
Ve Bilgi Yurdu olarak yaptıkları çalışmaları merkezde bulunan amatör spor kulüpleriyle de bütünleştirir ve paylaşırlardı..

İnanılacak gibi değil ama daha Cumhuriyet (1) yaşındayken (yani 1924 yılında) İZLER Dergisi adı altında kültür-sanat içerikli Dergi çıkarıyorlardı..

Ve bu çıkardıkları İZLER Dergisini salt Giresun ve çeperlerinde değil, aynı zamanda ‘Paytak’ diye tabir ettikleri eski bir otomobil ile Giresun’dan yola girip ve Şebinkarahisar-Alucra-Suşehri- Zara-Hafik- Sivas-Tokat-Turhal-Amasya-Merzifon-Havza- Kavak ve Samsun’a da uğradıktan sonra Ordu üzerinden tekrar aylar süren yolculuktan sonra Giresun’a dönüyorlardı..

Şimdi özetleyerek sonlandıracak olursak;
Aradan 90 küsur yıl geçtikten sonra ilimizde tekrar kurulan ‘Bilgi Yurdu’ eskiden yapılan yolculuğa benzer bir yolcuk yapmak için (27. sayıda bıraktığı) İZLER Dergisini tekrar çıkarmaya karar vermiş ve (eski sayılarını da) bulup-buluşturup bir araya getirip ciltletip ‘Can Akengin Sanat Galerisinde’ sergi açarak görücüye çıkarmışlar…

Ve sözünü ettiğim İZLER Dergisinin eski sayılarını bir araya getirenler (edindiğim bilgilere göre) başta Bilgi Yurdunun kurucu Başkanı Gürsel Ekmekçi, Mustafa Çulfaz, Ahmet Öğütçü, İhsan Hakyemez ve Dr. Ruşen Topallı’nın ortak çalışmalarıyla İZLER dergisi bir araya getirilerek Ansiklopedik bir şekle getirmişler.

Benimde davetli olduğum ‘İZLER Dergisi’ sergisinin sunumunu değerli arkadaşım ve (eski) Giresun Musiki Cemiyeti Başkanı Süleyman LİVANELİOĞLU, Can Akengin’in şiirlerinden yaptığı seçkilerle çok güzel bir sunum yaptı…

Sevgili Livanelioğlu önce Bilgi Yurdu’nun kurucu başkanı Gürsel Ekmekçi’yi davet etti mikrofona..
Kısa bir konuşma yaparak tekrar dinleyiciler arasına geçti Gürsel başkan..

İzler Dergisinin bir araya getirilmesinde emeğin olanlardan; Mustafa ÇULFAZ davet edildi mikrofona…
Yaptıkları ön çalışmalarla önemli bilgiler verdi sayın Çulfaz..

Ardından;
Değerli araştırmacılarımızdan Ayhan YÜKSEL her zaman olduğu gibi çok güzel tarihi bilgiler sundu yine salonda bulunan katılımcılara..

Derken -görüntülü yöntemle- İsviçre’de bulunan ve İZLER Dergisi çalışmalarında emeği olan İhsan Hakyemez’li bağlantı kurulup konuşuldu…

Ve daha sonra mikrofona akademisyen tarihçi Veysel USTA davet edildi…
Bizleri güzel anlatımı ve tarihsel bilgileriyle hem Doğu Karadeniz Bölgesine ve hemde yüzyıl öncesinin Giresun’un da gezdirdi!

Daha sonra ise benimde bir çift söz söylemem istendi…
(Eh, kalkıp da nazlanacak halim yok ya!)
Ve mikrofon bana teslim edildi.
Bende (eski ses tonundan uzak) kısık bir -fa diyez- tonlamasıyla iki şiir okuyarak katkı sağlamaya çalıştım…
Ancak (o karga tonlu sesimle) katkı mı sağladım, yoksa orada bulananları hepten mı rahatsız ettim orasını bilemem…

Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Sevgiyle kalan…

NOT; Konuyla ilgili kullandığım fotoğraflar Ufuk KEKÜL’e aittir. Sohbet yazımda kullanmama izin verdiği için kendisine teşekkür ederim.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM