Taşeronlar gözünüz aydın!..

Taşeronlar gözünüz aydın!..

Taşeron sorunu ilk defa 7 Haziran seçimleri öncesinde ülke gündemine taşındı. CHP, ekonomik vaatler kapsamında “Taşeron sistemine son vereceğiz” dedi.

Bu sistem, tam bir kölelik sistemi idi…

Güvencesiz, kadrosuz ve düşük ücretle emek sömürüsü ne dayanan bu uygulama nihayet kaldırılıyor.

Ancak bu konuda bazı soru işaretleri var.

Taşeronluk sisteminin kaldırılacağını ilk açıklayan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı.

Detaylar ise Çalışma Bakanı tarafından dile getirildi.

Anladık ki henüz bu konuda çalışmalar tamamlanmamış. Erdoğan, tıpkı sınav sistemi konusunda olduğu gibi ‘kervan yolda düzelir’ mantığı ile açıklama yapma gereği duymuş.

Tıpkı daha önce Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı gibi şimdi de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışma başlattı!

Bakan Jülide Sarıeroğlu’nun yaptığı açıklamada iki husus dikkat çekicidir.

Taşeron olarak kamuda ve belediyelerde çalışan 900 bin kadar işçi, kadroya geçmesi için iki engeli aşması gerekecek.

Teki sınav engelidir.

Diğeri ise güvenlik soruşturması engelidir.

Bu iki konu neden engel olarak görüldüğü ise iktidarın önceki uygulamalarından kaynaklanmaktadır.

Örneğin İŞKUR üzerinden işe alınanlar için uygulanan bir ön koşul vardır.

Partiye üye olmak ya da partili bir güçlü torpil bulmak!

Bu iş ve aş umudunu siyasal açıdan sömürmektir. Hem istihdamı artıracak çalışmalar konusunda gereğini yapma, hem de düşük ücretle geçici iş arayanların bu umudunu sömürmek hiç ahlaki değildir.

Fakat İŞKUR üzerinden bu sistem yürütülüyor.

Bakan Sarıeroğlu’nun açıklaması sonrası kaygı duymaya başladım. Yaptıkları yapacaklarının teminatı mıdır diye…

Açıklanana sınav sistemi uygulanacak ise; 900 bin taşeron işçi iktidar örgütlerinin kapısını çalacaktır demektir.

Pek çoğu güvenceli bir iş ve aş umudu ile üye olmak zorunda kalacaktır.

Ya da partili güçlü isimlerden torpil peşine düşecektir…

Ardından da güvenlik soruşturmasının gelecek olması bu kaygıyı daha da artırmaktadır.

Uygulama böyle olacaksa şunu söylemek olanaklıdır.

‘AKP iktidarı taşeron düzenlemesini 2019 seçim hesapları için yatırım olarak görmektedir.’

Aracı firmalar kalkacak, parti örgütleri ‘aracı’ olacaklardır.

Bakan Sarıeroğlu’nun açıklamasının şifreleri budur.

***

Her yıl ülkemizde “vergi rekortmenleri” açıklanıyor.  Aslında onların yerine ödül alması gerekenler başkalarıdır!

Neden mi?

O vergiler gelirler üzerinden hesaplanıyor.

Ancak ülkemizde vergilerin %67’si dolaylı vergilerdir. Yani KDV ve ÖTV’dir.

Siz bakmayın o gelirleri üzerinden rekortmen olanlara… Onların yaptığı pek çok harcamadan ÖTV alınmıyor.

Gemi alsalar, yat alsalar ÖTV sıfır, KDV %1… Eşlerine ya da sevgililerine pırlanta alsalar yine ÖTV sıfır…

Gelirlerine oranlarsak ülkemizde en çok vergiyi memurlar ve işçiler vermektedir.

Hele de memurun ya da işçinin arabası varsa, sigara içiyorsa ve alkol kullanıyorsa  tam bir vergi rekortmenidir!..

Brüt maaşı 6000 Tl olan bir memuru ele alalım. Bu memur, bir yılda gelir vergisi ve dolaylı vergilerle devlete toplam 40 bin TL vergi ödemektedir.

Mevcut vergi sistemi ile çalışanın maaşının %60 kadarı vergi yolu ile devletin kasasına girmektedir.

Arabası var ve 200 TL benzin aldığında tam 110 TL vergi ödemektedir.

Aldığı gıda ürünlerine ödediği dolaylı vergiler geliri içinde önemli bir paya sahiptir.

Sigarası ve alkolü varsa ödeyeceği KDV ve ÖTV vergileri ise cep yakacak kadar çoktur.

Yat alsan ÖTV yok, Aldığın yatın mazotunun ÖTV’ si yok… Gemi alsan ÖTV sıfır, KDV %1. Bir de gemini Offshore adalarına kurduğun şirketler üzerine almış isen vergi de yok!

Dar gelirlinin her alış verişinde vergi çok!

O nedenle asıl vergi rekortmenleri memurlar ve işçilerdir.

***

Ülkemiz futbolcular için de vergi cennetidir. Türkiye futbolculara en düşük vergi uygulayan ülkelerden tekidir.

Dün TBMM’ye verilen kanun teklifi ile futbolculara uygulanan düşük vergi oranının süresi 2 yıl daha uzatıldı.

Türkiye’de süper ligde futbolculardan %15 vergi alınıyor (sabit vergi) Bu oran İspanya’da % 52, Almanya’da %47, İngiltere’de   %45, İtalya’da %48 ‘dir. Portekiz % 56,5 ve İsveç % 56,9 ile Avrupa’da en yüksek vergiyi alan ülkelerdir. En düşük ise %10 ile Bulgaristan’dır.

Uzmanlar, ülkemizin futbolcular için ‘vergi cenneti’ olmasından dolayı mali kaybının 141 milyar TL olduğunu söylemektedir.

Vodofone, Türkcell ve Telekom gibi vergi borcu silinen şirketlerin olduğu da bir gerçektir.

Ülkemizde, ‘vermeyeni affet ama vermeyeni mahvet’ vergi sistemi uygulanıyor.

Affedilenler büyük şirketlerdir.

Mahvedilen ise memurlar, işçiler ve emeklilerdir.

Üstelik bu kesimlere verilen maaş zamları “vergi dilimi” ile geri alınmaktadır…

Kaşıkla ver.. Kepçeyle al modeli vardır.

Vurun abalıya…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?