Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TEHLİKELİ Mİ SAYIYORLAR KORUMAYA MI ALIYORLAR
  • 0
  • 184
  • 26 Ocak 2021 Salı
  • +
  • -

Vallahi ne iştir anlamadık gitti…

Bu bilinmezliğin üzerinde düşüne düşüne pilimiz bitti!

Yani demem o ki;

Biz 65 yaş üstündekileri tehlikeli mi sayıyorlar?

“Aman bunlara bir şey olmasın”

“Bunlar numunelik” diye bizi korumaya mı alıyorlar?

Yoksa hiç mi hesaba katmıyorlar anlamadık gitti…

Niye mi böyle düşünüyorum?

Niye si şu be kardeşim;

“65 yaş üzerinde olanlar evden dışarı çıkmayacak” diyorlar;

Çıkmıyoruz…

“Çıkacaksanız da, sadece saat; 10’la-13 arasında bir öğlen teneffüsüne çıkacaksınız” diyorlar;

Verdikleri talimata harfiyen uyuyoruz…

Bir günün 24 saat olduğunu hesap edersek;

Dışarıdaki işimizi 3 saatini içine sıkıştırmaya çalışıyoruz…

Veya 3 saatlik bir temiz hava alıyoruz…

Yalnız her ne kadar “temiz hava alıyoruz” dersem de…

Bu herkesin için geçerli değil…

Yani, yasalar ve yönetmenlikler bile ‘yaşlanmanın’ ilk basamağını 65 yaş olarak tespit etmişse…

70 yaşına gelenlere “yaşı yetmiş, işi bitmiş” deniyorsa…

Bunların dışarıya çıkıp, gezmeleri zaten mümkün değil…

Çünkü 65 yaş üzerinde olanların ne kadar sağlıklı, ne kadarı dışarı çıkıp gezemeyecek kadar hastalıklı orasını bilemiyoruz…

Ancak, sağlıklı olsalar da, olmasalar da dışarı çıkmaları yasak…

Yani yasaklar kalkana kadar evde oturacak…

Peki, evde nasıl vakit geçirecek ve nasıl oyalanacak?

Nasıl ‘oyalanacağını’ herkes biliyor da, birde ben söyleyeyim;

Oturup-kalkıp ‘Abdülhamit filmini” izleyecek…

O bitince Allah’ın her günü bıkıp-usanmadan yayınlanan ‘Diriliş’ filmini izleyerek, bu filmin konusunu beynine şırınga edecek!

Diyelim ki; aynı filmleri ve dizileri izlemekten yoruldu da, küçük bir değişiklik istiyor…

“Neyi izlemeliyim?” diye bir kararsızlığa düşmeye gerek yok…

Hangi TV Kanalını açarsan aç;

Ağız tadıyla yiyebileceğin envaı-çeşit yemek tarifleri yapılıyor onu izle…

Daha olmadı; genç kızlarımızın hangisi daha şık giyinmiş ve hangisi daha prafan giyinmiş onları izle…

Aç başka bir TV kanalını;

Yıllardın emniyetin ve savcılığın çözemediği ‘akraba cinayetlerini’ aile facialarını Müge Anlı hanımefendi nasıl çözdüğünü izle…

Yok daha da olmadı…

Birazcık tavşan uykusuna yat…

Uyanınca ‘televizyon haberlerinde’ iktidar mensuplarıyla, muhalefet mensuplarının klasik atışmalarını ve didişmelerini dinle…

Haberler bitince;

“Korona aşıları geldi mi, gelmedi mi?”

“Geldiyse; ne zaman geldi?”

“Ne kadar geldi?

“Gelmediyse; ne zaman gelecek?”

“Ne kadarı aşılanıp, ne zaman bitecek?”

“Gelirse; Çin aşısı mı gelecek?”

“Yoksa Alman aşısı mı, Oxford aşısı mı tercih edilecek?”

“Gelen aşılar önce kime ve kimlere vurulacak?”

“Toplumun tamamı ne zaman aşılanacak?

“90 Yaşın üzerindekiler aşılanıyor ama 65 yaşla 90 yaş arasındakilere ne zaman sıra gelecek?”

“Daha doğrusu gelecek mi acaba?”

Vesaire, vesaire…

Listeyi uzat uzatabildiğin kadarıyla…

Uzadıkça uzuyor…

Üstelik şunu da unutmadan söylemeliyim ki;

Akşam-sabah ‘Covit-19’ üzerine yapılan konuşmalar ve yapılan tartışmalardan sonrası hepimiz bu konuda bir uzman olup çıktık!

Yani;

Bu dünyayı kirleten kimlerdir?

Eko sistemimizi bozan sistem hangi sistemdir?

Buzullar eriyorsa; durup-dururken mi erimeye başladı?

Mevsimler ne zaman geleceğini şaşırdıysa; nedeni nedir?

Toplumsal yönetimlerde;

Demokratik parlamenter sistem neye denir?

Demokrasi denilen şey; yenilir mi, içilir mi?

Çağımızda padişahlık, diktatörlük filan gibi yönetimler hala var mıdır, yok mudur?

Varsa; hangi ülkelerde vardır? gibi sorular üzerine kafa yormayız ama….

Şu ‘Korona virüsü’ denilen ‘Covit-19’ salgını çıktı-çıkalı, hepimiz üç aşağı-beş yukarı -açıktan- Tıp Fakültesini bitirmiş gibi olduk….

Yoksa; sadece diplomamız yok…

Efendim…

Sohbetimizi yavaş-yavaş toparlayıp, özetleyerek sonlandıracak olursak…

Biz, 65 yaş üstündekiler sokağa çıkamıyoruz…

Ve elimizden geldiği kadarıyla da kurallara uyuyoruz…

Ve en önemlisi de;

Büyük bir sabırla ve dişlerimizi sıka sıka aşı olacağımız günü bekliyoruz…

Yani ‘sabır taşı’ olsak da; artık ‘ha çatladık’ ha çatlıyoruz!

Bizlere de hangi aşıyı yapacaksanız yapın artık…

Yarma aşı mı olur?

Kakma aşı mı olur?

Kalem aşısı mı olur?

Hangi aşılama türünü yapacaksanız yapın artık birader…

Sabır-sabırda…

Sabrında bir sınırı olmalı öyle değil mi?

Evde otura-otura ‘oturak’ olduk…

Pencereden uzaklara baka-baka ‘bakarkör’ olduk!

Yata-kalka ‘yatalak’ olduk…

Artık ne yapılması gerekiyorsa yapılsın…

Devletin parası kalmadıysa; aramızda para toplansın…

Veya da ekonomik gücü yeten kendi aşısını kendi alsın…

Kısacası; bir formül düşünülüp, bir şeyler yapılsın…

Ve biz ‘ev hapsinde’ bulunanlar ardık bu işkenceden kurtarılsın!…

Son söz…

Ve son çağrı;

Heeeyy 65 yaş üstünde olanlar!

Bu konuna siz ne düşünüyorsunuz?

Gelin düşündüğümüzü hep birlikte söyleyelim de…

Belki birlikte sesimiz çoğalırsa; sesimizi duyurmuş oluruz…

Buyurun…

Ben aradan çekiliyorum..

Şimdi söz sırası sizlerin…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM