“TİGRİS” YAKINDA SİZLERLE

“TİGRİS” YAKINDA SİZLERLE

Nimetullah Yıldız’ın beklenen kitabı “TİGRİS” çok yakında çıkıyor

“Zamanı reddeden zamansız hissedişlerim var benim.” diyor Nimetullah Yıldız.

Gündem Gazetesi olarak; “TİGRİS” adlı ikinci kitabını çıkaracak olan gazetemiz yazarlarından Nimetullah Yıldız ile söyleşi havasında bir röportaj gerçekleştirdik. Çıkaracağı yeni kitabı üzerine sohbette bulunduk.

Röportaj: Hayri Temür

 

İşte o söyleşi:

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Nimetullah Yıldız kimdir?

Kendi adını bile koyamamış biriyim ki, kim olduğumu öğrenmenin yolunun, tek başına olamayacağını iyi bilirim. Nereli olduğumun hiçbir önemi yok! “Yer” kavramının yersiz olduğunu bilenlerdenim. Ne zaman doğduğumun hiçbir önemi yok! Zamanı reddeden zamansız hissedişlerim var benim.

Yazılar yazmaya merakınız ne zaman ve nasıl başladı?

Öyle bir hayalim ya da merakım öncesinde hiç olmadı. Aşk gibi bir şey bu! Aniden oldu. Ocak 2016’da yazarlık yaşamımın iki yılını geride bırakmış olacağım.

Gördüğünüz bir rüyadan dolayı yarım kalan “Kelimelerin Kıyameti” adlı romandan alıntılardan oluşan  “Yayınlanmayan O Romandan Alıntılar” isimli ilk kitabınızın çıkış hikayesi neydi, ortaya nasıl böyle bir kitap çıktı?

On binin üstünde insanın takip ettiği bir sanal organizasyonla online roman yazmak gibi bir deneyim süreci yaşıyordum. Bu romanın yazılma sürecinin 40’ıncı bölümünde sizin de bahsettiğiniz gibi bir rüya gördüm. Ve de bu rüyamı paylaştığım çok değerli bir öğrencim olan Sefkan Baran Özer’in telkini ve müdahalesiyle “Kelimelerin Kıyameti” adlı romanı, benim de bilmediğim (kararını hayatın vereceği) bir süreye kadar yarım bırakmaya karar verdim. Bu romanın kurgusunu ve yapısını da bu durum üzerine yeniden biçimlendirdim. Romanın alıntılarından oluşan bir kitap yayınlatmam yönünde okuyucularımın önerileri ve ısrarı vardı. “Yayınlanmayan O Romandan Alıntılar” Kelimelerin Kıyameti adlı yarım kalmış romanımdan alıntılarla oluşturulup Nisan 2015 tarihinden beri yayın dünyasındaki yerini aldı.

Yarım kalan romanınız Kelimelerin Kıyameti’nin bir hikayesi var mı? Bildiğimiz kadarıyla romanda iki karakter yer alıyor. Bize biraz bahseder misiniz? Kimdir bu karakterler?

Gördüğüm bir rüyadan dolayı tamamlanmamış ve  yayınlanmamış olan bu roman, Malum Bar isimli bir mekanda geçmektedir. Robin adındaki gizemli roman karakterinin, Malum Bar’da, boş bir bar taburesine “Henry” diye seslenerek söylediği bu kelimeler romanın diğer iki önemli karakteri Barmen Cengiz ile Güney adlı garsonu fazlasıyla etkiler. Önceleri Robin‘in deli olduğunu düşünen Malum Bar müdavimleri ise çok geçmeden onun  kelimelerinde kendilerini bulurlar ve o boş bar taburesinde oturanın (Henry’nin) varlığına inanırlar . Öyle ki o boş bar taburesinde oturanın kendileri olduğu hissedişinde birleşirler. Robin’in Henry’e anlattıkları herkese ve her şeye dairdir. Robin‘in Henry’e anlattıkları “hepimizin hikayesidir aslında“

Barmen Cengiz ve Güney, Robin‘in Henry ile konuşmalarını “Kelimelerin Kıyameti“ adlı bir kitapta toplayıp yayınlamaya karar verirler. Robin‘in ise bundan haberi bile yoktur. O, daha çok eski sevgilisinden kalma acılar ile meşguldür. “Fidan” adındaki sevgilisinin söylediği bir yalanın, hakikati feryat figan haykıran kısmındadır. Barmen Cengiz ile Güney “Kelimelerin Kıyameti“ adlı kitabı yayınlatmaya çalışırken bir sorun çıkar. Barmen Cengiz ile Güney pes etmezler ve “Yayınlanmayan O Romandan Alıntılar” adlı kitabı  yayınlatırlar.

Şimdilerde ikinci kitabınız “TİGRİS”‘i çıkarmanın tatlı heyecanı içerisindesiniz. Bize TİGRİS’i anlatır mısınız?

“Tigris” ilk kitapta olduğu gibi Barmen Cengiz ile Güney tarafından yayınlatılır. Kelimelerin Kıyameti alıntılarından oluşturulan kitap serisinin ikinci kitabı olma özelliği taşımaktadır. İlk kitaptan farklı olarak, daha çok uzun yazılardan oluşturulmuş bir kitaptır. 40 adet denemeden oluşturulan bu kitap adını, yazar kadrosunda da bulunduğum Tigris haber gazetesinden almaktadır.

12268672_912537458815748_22765914_o

Sosyal medyada Henry yazıları bir hayli paylaşılmakta ve bir o kadar da takipçi sayısına sahip. Henry yazılarında kendini bulan insanlar var ki yaşanmışlıkları anlatan yazılar bunlar. Okuyuculardan ne gibi geri bildirimler alıyorsunuz?

“Henry yazıları” çok tutkulu ve de neredeyse kısa yazıların çoğunu ezbere bilecek kadar hisli bir okur kitlesine sahip. Aynı şey Tigris yazılarında da var. Şu ana dek gelen tepkilerin tamamı olumlu yönde…

 Yazdığınız yazılar genel itibari ile acıları ve aşkı anlatan yazılar. Böylesine yazılar yazmak için insanın bir şeyler yaşamış olması gerekir sanırım. Sizin böyle bir hikayeniz var mıydı, var ise biraz anlatabilir misiniz? Özel yaşama giriyor; fakat bu konuda okuyucularınızdan merak edenler muhakkak vardır.

Benzeri bir soruyu geçen yıl başka bir röportajda sormuşlardı. Orada verdiğim cevabın aynısını vermek istiyorum. Soru aynen şuydu: “Yazdıklarınız gerçek mi, kurgu mu?” Ben de şöyle yanıtlamıştım o soruyu: “O kurguladı. Ben yazdım!”

Yazılarınızı nasıl yazıyorsunuz? Nasıl bir ruh halinde yazıyorsunuz?Birden bir ilham gelmesiyle mi oluşuyor, yoksa her an, her dakika istediğinizde yazabiliyor musunuz?

Bu sorunuza bir “Henry Yazısı” ile cevap vermek istiyorum: “O kelime oradaydı Henry. O müziğin içinde. En acıklısından bir melodinin sessizliğinde. Kulak değil , gönül verilirdi , aşkın sesine. O kelime oradaydı.  Orası, her yerde!”

Tekrar yeni kitabınıza dönersek, TİGRİS daha çıkmadan kitaptan seslendirilen yazılar sosyal medyada daha şimdiden binlerce tıklama sayısına ulaştı. Kitabınız daha yayınlanmamasına rağmen bu denli bir ilgiyi görmesini neye bağlıyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok iyi bir sosyal medya ekibimiz var. Her biri alanında uzman ve en önemlisi yazıları fazlasıyla hisseden insanlardan oluşuyor. Ekibimizin çalışmalarının çok iyi bir dönüt aldığı internet verileriyle sabit. Okuyucuların hissedişi ile de birleşen bu durum şaşırtıcı ve mutluluk verici bir netice getiriyor.

Uzun süredir imza günleri ve söyleşiler yapmıyorsunuz. TİGRİS çıktıktan sonra bu etkinlikleriniz devam edecek mi?

Ülke genelindeki huzursuz ve mutsuz ortamdan ötürü yaz ve sonbahar mevsimleri süresince tüm İmza günü ve söyleşi etkinliklerini iptal etme yönünde karar aldık. Önümüzdeki ay “TİGRİS’İN” yayınlanmasından hemen sonra yoğun bir programla Söyleşi ve İmza Günü etkinliklerimiz devam edecektir.

Söyleşimizin sonlarına gelirken bir de şunu sormak istiyorum Nimetullah bey: Sevdiğiniz, etkilendiğiniz yazarlar var mı? Hangi yazarları takip ediyorsunuz?

Bu sorunun cevabı çok uzun… Tek tek isim söylemek yerine şöyle bir cevap vereyim. Yazarları değil de, yazmak zorunda kalanları hep çok daha etkili ve samimi bulmuşumdur.

Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Söyleşimizin sonuna geldik. Son olarak genç yazarlara, yazar adaylarına neler söylemek, neler tavsiye etmek istersiniz?

Kendimde genç bir yazar olduğum için, bu denli bir deneyime sahip olduğuma inanmadığım için, herhangi bir öneride bulunamayacağım. Ama yazan herkese tek söyleyeceğim, kalpleriyle yazsınlar. Çünkü şu bir gerçektir ki, “Kalpten gelen kalbe gider”

Gündem gazetesi olarak bizlere değerli vakitlerini ayırıp sorularımızı cevapladıkları için yazar Nimetullah Yıldız’a teşekkürlerimizi sunuyor, yeni çıkacak olan kitabı TİGRİS ile birlikte başarılarının devamını diliyoruz.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Mobil Sürüme Geç