Ahmed ÇITLAKOĞLU
Ahmed ÇITLAKOĞLU
ahmedcitlakoglu@giresungundem.com
Tilkiye deve denilse tilki deve olur mu?..
  • 0
  • 176
  • 30 Mart 2021 Salı
  • +
  • -

Müfterilerin sözüne itibar edilirse olur!

***

Tilkinin biri ormanda son hızla kaçıyormuş…

Bunu gören kurt önüne geçip sormuş:

– Yahu böyle hızlı hızlı, kan ter içerisinde nereye gidiyorsun?

Tilki nefes nefese cevaplamış:

– Ormanın kralı bir karar almış da…

– Neymiş o karar?

– Bütün develer yakalandıkları yerde hemen boğazlanacaklarmış.

– Behey avanak sen deve değilsin. Deveye de benzer bir yanın yok. Ne diye telaşlanıyorsun!

Tilki kurda biraz manalı bakarak:

– Öyle deme! İftiracının biri tutar benim deve olduğumu ihbar eder de bir yakalanırsam. Deve olmadığımı ispat edene kadar benim kürkümü kim bilir hangi zengin hanımına hediye olarak alır…

****

“Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle nice çok topluluklara gâlip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle birliktedir.” (Bakara, 249)

“Ey Rabb’imiz! Üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı sâbit kıl ve bu kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara, 250)

“Eğer Allah’ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Fakat Allah âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir.” (Bakara, 251)

***

Âyetlerin tefsiri:

Sa’lebî ve diğer müfessirler yukarıdaki âyetlerle ilgi olarak şunları kaydetmiştir: Allah’ın, kendisine itaatkâr mü’minlerle, sapıkları ve inkârcıları savması olmasaydı, yeryüzü fesâda uğrardı…

Hz. Peygamber: “Allah, ümmetimden olup, namaz kılmayan, nefsini temizlemeyen, oruç tutmayan, hac etmeyen ve cihad etmeyen kimselerden azabı, bütün bunları yapan samimi mü’minler sebebiyle kaldırır. Bütün bunları topluca terkederlerse Allah onların yüzlerine bir an bile bakmaz” buyurmuş ve sonra yukarıdaki âyeti okumuştur.

Başka bir hadisi şerifte şöyle buyurulur: “Allah’ın bir takım melekleri vardır ki, her gün şöyle seslenirler: Eğer rukû eden kullar, süt emen çocuklar, otlayan hayvanlar olmasaydı sizin üzerine azap yağardı.”

Diğer yandan insanlardan belâ ve sıkıntıları “kırklar” denilen kimselerin savdığı da nakledilir. Bu kimseler kırk erkek olup, bunlardan her ölenin yerine bir başkası bedel olarak geçtiği için kendilerine “ebdâl veya abdâl (bedeller, ulular)” denilmiştir.

Hz. Ali, Rasûlüllah (sav)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Şüphe yok ki abdâl Şam’da olup, bunlar kırk erkektir. Bunlardan her bir ölenin yerine Allah bir başka erkeği geçirir. Yağmur bunlar nedeniyle yağar, düşmana karşı bunlar nedeniyle yardım edilir. Yeryüzü ehliden belâ bunar nedeniyle kaldırılır (Nevâdinru’l-Usûl’den naklen Kurtubî, age, III, 169).

Ebu’d-Derdâ’dan gelen rivâyet şöyledir: “Şüphesiz, Peygamberler yeryüzünün direkleridir. Nübüvvet kesilince, Allah onların yerine Muhammed ümmetinden bir topluluğu bedel kılar. Bunlara “ebdâl” denir. Bunların insanlara üstünlüğü, oruç veya namaz çokluğu ile değil; ahlak güzelliği, takva samimiyeti, iyi niyetleri ve bütün Müslümanlara karşı selim kalbe sahip olmaları; sabır, yumuşaklık, akıl ve tevazu ile zillete düşmeden öğüt verme nitelikleriyle kendini gösterir. Onlar Peygamberlerin halefleri olup, Allah’ın kendisi için ilmiyle seçtiği bir topluluktur. Bunlar çok doğru söyleyen (sıddîk) kırk kişi olup, otuz tanesi İbrâhim Halilu’r-Rahmân’ın yakınındadır. Allah onların nedeniyle yeryüzü ehlinden tuzakları ve insanlarından belâları kaldırır. Onlarla yağmur yağdırır ve rızık verir. Onlardan bir erkek ölünce, Allah onun yerine geçecek olanı yaratmış bulunur.”(bk.Kurtubî, Câmi’, III,169) (Prof.Dr.Hamdi Döndüren, İnsanlığa Son Çağrı, Kur’ân-ı Kerîm, Meal-Tefsir, Birinci Cilt, s.76)

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM