Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TOPLUMCU DÜŞÜNEN SANATÇILAR YA İÇERİ GİRER-YADA DIŞARI KAÇAR
  • 0
  • 185
  • 18 Ocak 2021 Pazartesi
  • +
  • -

Bizde böyle…

İşine geliyorsa…

Sanatçı mısın?

Veya sanatçı olmaya mı karar verdin?

Ya düzenin borusunu öttüreceksin…

Ya mahpus damlarına girip bedelini ödeyeceksin…

Ya da bu memleketi terk edip, başka ülkelere gideceksin…

Yani, yok öyle üç kuruşa beş köfte…

Yok öyle “ben sanatçıyım, filanım”

“Bütün olumsuzluklara muhalifim”

“Yaptığım sanatı egemen sınıfların çıkarı için değil, toplum için yaparım” filan diyemez…

Dersen; bedelini ödemek zorundasın…

Atalarımız boşuna mı söylemiş;

Ya bu deveyi güdeceksin, yada bu diyardan gideceksin” diye..

İşte deve…

İşte hendek…

Ya atlarsın…

Ya da çekip gidersin…

Haydaaaa!…

Ulan bu ne iş!?

Kimselere ‘merhaba’ demeden, selamsız-sabahsız konuya balıklama daldık!…

Ne olur kusura bakmayın dostlar…

Yaşlılıktan mıdır?

Yoksa evde otur-otur iyice bunalmaktan mıdır bilemem…

Zaman zaman böyle vitesten atıyorum!

Yani, bu ‘sanatçı üzerine’ sohbet konusu nereden aklıma geldi onu bilemem diyeceğim ama diyemiyorum;

Herhalde iki gün önce ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in doğum günü vesilesiyle yaptığımız sohbetin etkisinden çıkamadım ve bu sohbet konusundan etkilenip ve diğer suçlu sanatçılarımız aklıma geliverdi.

Örneğin;

Bundan tam 70 yıl önce…

Yani 1951 yılında…

‘Komünizm propagandası’ yaptı diye;

Dünyaca ünlü roman ve öykü yazarımız Yaşar Kemal’in tutuklanıp cezaevine tıkılmasını anımsayıverdim…

Yine aynı yıllarda…

Dünya ölçeğinde ünlü mizah yazarımız Aziz Nesin’in aynı suçlama ve gerekçeyle cezalandırılmak istendiğini…

Kemal Tahir’in;

Astsubay kardeşine Sabahattin Ali’nin bir kitabını verdiği için ‘Donanma davasından’ 15 yıl hapis cezası aldığını…

Yine aynı yıllarda -mahpus damlarında yatıp çıkmasına rağmen, sanki ikinci kez cezalandırmak istercesine 49 yaşına gelen Nazım Hikmet’i askerliğini yapmak için asker ocağına çağrılmasını…

Ve şairin de buna itiraz ederek, yurt dışına kaçmasını ve ‘vatan hasreti çeke çeke’ yurt dışında ölmesi aklıma geliverdi…

Örneğin;

Bundan tam 50 yıl önce…

Yani 12 Mart 1971 tarihinde..

Toplumcu düşünceye sahip ve soygun düzenine muhalif bilumum sanatçıları birer-birer tutuklayıp kodese tıkmaları aklıma geliverdi…

Tutuklayamadıkları sanatçılarımızdan;

Zülfü Livaneli’nin yurt dışına kaçması…

Sinema dünyasında en büyük sanatçılarımızdan Yılmaz Güney’in;

Kemal Tahir ödülü alan ‘Boynu Bükük Öldüler’ ramından dolayı yargılandığını…

“Üç bilinmeyenli denklem” öyküsünden cezalandırıldığını…

68 Kuşağı Devrimcilerinin içinde yer aldığı için tutuklanıp kodese tıkıldığını…

Ve daha sonraki yıllarda da ‘yurt dışına’ kaçıp, yaban ellerde vatan hasretiyle can verdiği aklıma geliverdi…

Ha keza ünlü türkücümüz Ahmet Kaya’da buna benzer bir akıbetin yolcusu olmuştu..

Bugün her kesim tarafından sevilen…

Ve el-üstüne tutularak övgün düzelen;

Aşık Mahsuni Şerif’in ömrünün yarısı da mahpus damlarında ve yurt dışında ‘kaçak’ yaşamakla geçmiştir…

Ve anımsayacaklar çok iyi anımsayacaktır diye düşünüyorum;

12 Mart 1971 faşizan baskıların yapıldığı…

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılması Nihat Erim’in başbakanlığı döneminde olduğu için;

“Erim erim eriyesin” türküsü yüzenden kodese takıldığını unutmadık Aşık Mahsuni Şerif’in…

Aklımıza gelen sanatçıları hızlandırarak sayacak olursak;

12 Eylül 1980 yılında -bir yolunu bulup-dışarıya kaçan sanatçılarımız şunlardır;

Cem Karaca

Tuncel Kurtiz

Selda Bağcan.

Melike Demirağ

Zülfü Livaneli

Yurtdışına kaçmak zorunda olan sanatçılarımızın başında gelmekte olup, birde farklı şekilde cezalandırılan sanatçılarımız vardır…

Tıpkı;

Tarık Akan gibi…

Bu toplumcu düşünceye sahip sanatçımızda yurtdışında, yani Berlin Film Festivalinde ‘PEHLİVAN’ filminde gösterdiği başarı nedeniyle ‘Jüri Özel Ödülüne’ layık görülmüş, fakat dönemin faşist yönetimi ‘ödülünü almaya gitmesi’ için pasaport ve izin vermemişlerdir…

Kısacası…

Özetleyerek sonlandıracak olursak…

Köy Enstitüsü kökenli yazarlardan;

Fakir Bayburt’tan- Mahmut Makal’ına..

Dursun Akçam’ından- Mehmet Türkkan’ına kadar…

Rıfat Ilgaz’ından- Ruhi Su ve Enver Gökçe’sine kadar…

Ahmet Arif’inden- Hasan Hüseyin Korkmazgil’ine kadar…

Ve daha birçok sanatçımız….

Eğer ‘toplumcu düşünce’ yolculuğu yapıyorlarsa;

Ya ceza-evlerine girip yatmak zorundadır..

Ya bir punduna getirilip öldürülmek zorundadır…

Ya da bir yolunu bulup yurt dışına kaçmayı başarabilirse ‘sanatını’ yurt dışında yapmak zorundadır…

Bunun dördüncü bir alternatifi yoktur!…

Bu konuda siz ne dersiniz?

Yani benim kafamdan uydurduğum bu saçmalıkları sizler nasıl buldunuz?

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizde…

Ya benim bu ‘yanlışlarımı’ düzeltin..

Ya da eksiğim varsa, onları da sizler tamamlayın…

Tekrar görüşmek üzere;

Şimdilik hoşça kalın…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM