Tuhafıma gidenler

Tuhafıma gidenler

Seçim gecesinden bugüne kadar yaşanan bazı gelişmeler tuhafıma gitmektedir. Tuhaf gelişmeler bugün de devam ediyor.

İsterseniz bu tuhaflıklar üzerinde biraz düşünelim…

***

Seçim gecesi yaşanan gelişmeler pek çok kişi gibi benim de tuhafıma gidiyor. Yanıt bulamadığım o kadar çok soru var ki… Kamuoyunun da yanıt bulamadığı ve merak ettiği o geceye ait pek çok tuhaf gelişme var.

Örneğin YSK’nın seçimlerden önce açıklamış olduğu sandık sayısı ve seçmen sayısı ile seçimlerden sonra açıklamış olduğu sandık sayısı ile seçmen sayısı birbirini tutmuyor.

YSK seçim öncesi basına da yansıyan açıklamasına göre, yurt içi ve yurt dışı seçmen sayısını 59 milyon 391 bin 328 kişidir.

Bu seçmenlerin toplam 180 bin 896 sandıkta oy kullanacaklarını açıklandı.

Aynı YSK, seçimlerden sonra yine basına yansıyan açıklamasında ise, 51.189.698 seçmenin toplam olarak 188.008 sandıkta oy kullandığını açıkladı! (Demek ki 8 milyon civarında bir seçmen sandığa gitmemiştir)

İlk açıklanan sandık sayısı ile sonra açıklanan sandık sayısı arasında 7.112 fark var.

Tuhaf değil mi?

Bir başka tuhaflık daha var.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) rakamlarına göre, ülkemizde 18 yaş üstündeki nüfus sayımız 55 milyon 525 Bin kişidir. Yani seçmen sayımız bu kadardır. (kısıtlılar vb bu rakamdan düşülmelidir.)

Oysa YSK’ya göre seçmen sayımız 59 milyon 391 bin 328 kişidir.

YSK ve TÜİK rakamlarının birbirini tutmaması da tuhaftır.

Sizce değil mi?

***

24 Haziran gecesi yaşananlarda tuhaftır. Saat 21.00 itibari ile sokaklarda eli silahlı kutlama yapanlar vardır ve hiçbir müdahale yapılmamaktadır.

Oysa o saatte henüz sonuçlar net değildir.

YSK verilerine göre de sisteme giren ıslak imzalı tutanaklar sonucu belli edecek kadar değildir.

Fakat AA üzerinden manipülasyon yapılmıştır.

Hiç kimse de bu duruma bir itirazda bulunmamıştır.

Ne CHP, ne İYİ PARTİ ne Saadet Partisi ve ne de HDP herhangi bir açıklama yapmamıştır.

Erdoğan’a karşı cumhurbaşkanı adayı olan hiçbir rakibi de kamuoyuna yeterli açıklama yapmamıştır.

O gece yaşanan gelişmeler tuhaf değil mi?

Ve pek çok soru bugünde sorulmuyor mu?

O gece saat 00.32’de CHP ‘den yapılan “Erdoğan ilk turda kazandı” açıklaması yapıldığı saatte; YSK kayıtlarına göre açılan ve sisteme giren sandık sayısı 150 bindir.

Ve 48.008 sandık henüz sisteme girmemiştir. 15 milyon civarında bir oy vardır geride… Yani seçmen sayısının yaklaşık %25 kadarının oyları henüz sisteme girmemiştir.

Seçim günü Urfa’da ve bazı illerde yaşananlar ortada dururken, bu sandıklara itiraz dahi edilemezken alel acele “Erdoğan ilk turda kazandı” açıklaması yapmak tuhaf değil mi?

Hem de bu açıklamadan kısa süre önce parti sözcüsünün “seçimler ikinci tura kalıyor” açıklamasına rağmen!

Erdoğan karşısında en güçlü aday olan ve seçimin ikinci tura kalması halinde seçilme şansı yüksek olan Muharrem İnce’de o gece için net açıklamalar yapmamıştır.

O geçenini belirsizliğine tuz biber ekmiştir.

Muharrem İNCE’nin kampanya sırasındaki sözlerine bakıldığı zaman;

Bu gelişmeler tuhaf değil midir?

***

Sonra seçim öncesinde kamuoyuna övünçle duyurulan bir çalışma vardı. Seçim güvenliği için CHP “sandık gücü” adında bir çalışma yapıyordu.

PM üyesi Mehmet Ali Çelebi bu konuda çalışıyordu.

Her sandığa bir müşahit görevlendirmek ve onları eğitmek “sandık gücü” oluşumunun amacı idi. Ben de bu ekibe katılarak müşahit oldum ve seçimde görev yaptım.

Ayrıca yine CHP, İyi Parti, HDP ve Saadet Partisinin oluşturduğu “adil seçim” işbirliği de vardı.

O gün ve gece gördük ki hem “sandık gücü” hem de “adil seçim” çalışması başarılı olamamıştır.

“Adil seçim” çalışmasının bilgisayarları o gece işlevsiz kalmıştır.

Yine pek çok sandıkta müşahit görevlendirilememiştir.

Sandık görevlisi de her sandıkta görev başında olamamıştır.

Bu durum bana tuhaf gelmektedir.

Sizce de tuhaf değil midir?

Ve işin ilginci gerek “sandık gücü” gerekse “adil seçim” çalışmaları ile ilgili kamuoyuna bir açıklama da yapılmamıştır.

***

Her seçim sonrası partiler ilçelerden başlayarak seçim sonuçlarını değerlendirmek amaçlı toplantılar yaparlar. Özellikle CHP’de böyle bir gelenek vardır.

İlçeler toplanır değerlendirme yapar. Sonra il toplanır ilçelerden gelen değerlendirme raporları da ele alınarak daha geniş kapsamlı bir değerlendirme yapar. O ilin seçim sonuçları ile ilgili rapor oluşturulur ve Genel Merkeze gönderilir.

Genel Merkez de il sonuçlarına göre kendi değerlendirmesini yapar.

Bu seçimler sonrasında böyle bir değerlendirme toplantısı yapılmadı. Ne ilçelerde, ne illerde ne de genel merkezde…

Bu da tuhaf değil mi?

***

Tuhaflıklar o günden bugüne sürüyor.  Atı alan da Üsküdar’ı geçmiş gidiyor…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?