Seksenli ve doksanlı yıllarda aynı bakanlıkta idareci olarak birlikte çalıştığım, yetmişli yıllarda aynı okulda beraber tahsil yaptığım, okurken ve meslek hayatımızda aynı dünya görüşünü paylaştığım bir dostum, Günlük Giresun Gündem Gazetesi’nde yazdığı bir makalesinde; Giresun Belediye Başkanlığınca Osman Ağa Meydanına dikilen, bizim gibi kişilerce eleştirilen ‘Çan Kulesi’ hakkında şunları yazmış.

Kısa kısa alıntı yapacağım; “Şimdiki Emniyet ve Defterdarlığın olduğu kısımda katedral vardı. Liman taşı ihtiyacını karşılamak için yıkıldı.”

“Bahse konu kültür varlığı, değişime uğratılarak saat kulesi olarak hizmet vermesi için, diğer bahse konu kültür varlıklarında (Çocuk Kütüphanesi ve Müzeden bahsediyor) olduğu gibi tadilat yapılıp Osman Ağa Meydanı’na yerleştirildi”

Müellif kültür varlığı olarak nitelendirilen katedralin 1922 yılında merhum Osman Ağa tarafından bizzat yıktırıldığını gizlemiş; yıkılışını 1950’li yıllarda sahilden geçen karayolu inşaatına bağlamış.

Ayrıca eski valilik binası arkasında bulunan Rum Çan Kulesi’nin yerini şimdiki emniyet binası sının yerinde olduğunu yazarak kafa karıştırmış.

Bu arkadaşım Kültür ve Turizm il müdürlüğü yaptığı için yazdıklarını önemserim.

Bundan önce çan kulesini eleştirenler, bu harekâtın bir Bizans ve Hristiyan Rum sempatisine dayanık tehlikeli bir girişim olduğunu savunmuşlar. Bu sebepten karşı çıkmışlardı.

Ve de Keşap Durağına dikilen Çan Kules’inin orijinali gibi olmadığını, taklit bir yapıt olup, yapımında taş yerine saç kullandığını” yazmışlardı.

Bu çakma yapıt müdürün iddia ettiği gibi; “Yerinde de restore edilmemiştir. Müze ve Çocuk Kütüphaneleri doğal hallerine uygun, taşınmadan tamir edilerek hizmete açılmıştır. Gene eski ve tarihi camilerimiz de Vakıflar Bölge Müdürlükleri’nce restore edilmektedir.

Bu ve buna benzer kültür varlıklarımızı yaşatmakta Giresun olarak bir sıkıntımız ve çekincemiz yoktur. Ama merhum ve Kahraman bir yiğidin ölüm yıl dönümünde,kendi adıyla anılan bir meydana ,bizzat kendilerince “Vatan bütünlüğümüzü korumak maksadına istinaden” yıktırılan bölücü Pontos’cu Rum’un ekolü olan bir anıtın dikilmesidir asıl sıkıntı.”

Eğer bu “ucube” Çan Kulesi ilimize yıllardır beklediğimiz, ama bir türlü getirmeyi beceremediğimiz turisti çekecekse, pes derim vallahi.

Turist “gezen insan” manasına gelir.

Bir ülke ve bir bölgeyi görmek, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak için gelir. Yapacağı geziyi en ucuza kapatmanın çarelerini düşünür.

Eğer amacı çan kulesi görmekse amenna. Ülkesi Yunanistan’ın her yerinde,köylerine kadar binlercesi var.Hem de kaymak gibisi…Gitsin onu ziyaret etsinler.

Bazıları getirmeye çalışıp bir türlü ucunu yakalayamadığı turist çekme hayalinde uğradığı başarısızlıktaki konumlarından dövünüp durmasın.

Dünyanın birinci derecede turist çeken ülkesi Yunanistan’dır. Yunanistan turizmde lider olmanın yanında, birde en fazla kültürel değerlerin bulunduğu ülkedir. Medeniyetin beşiğidir.

Ama bize göre kat kat turist çekmesine rağmen; ekonomisi iflas etmiş, vatanına ipotek konulmuş, iaşesi bile Almanlar tarafından temin edilen zavallı bir ülkedir.

İkinci turist çeken ülke ise İspanya’yadır. Şu an bile ekonomik göstergeleri Türkiye’nin gerisindedir.

Bir ülkeyi Turist kalkındırmaz. Sadece tanıtır. Bir ülkeyi ancak ve ancak çalışmak, çok çalışmak kalkındırır. Almanya ve Japonya gibi çalışırsan o zaman gelişir modern çağı yakalarsın.

Yıllardır Antalya’daki 5 yıldızlı otellerde tatil yapar turistleri gözlemlerim. Mübarekler bu lüks otellerimizde yerliye göre üçte bir az ödeme yapar. Buna karşın fıçı fıçı içki içer, bedavadan yemek yer. Sadece içtikleri ve yedikleri yatırdıkları parayı fersah fersah katlamıştır. Kurumları yerli zenginler ve devlet destekleri ile ayakta tutuyor.

Giresun’a il dışında yaşayan bir milyondan fazla hemşehrimiz çok bile gelir. Yeter ki bir yolunu bulup onları ilimize çekmesini bilelim.

Kısaca ben Osman Ağa Meydanı’na dikilen ve saat kulesi olarak lanse edilen Çan Kulesi’ni KATEDRAL yapıp; o çakma yapıttan turist bekleyecek kadar hayalperest değilim.