Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TÜRK DİL KURUMU VE DİLİMİZİN DURUMU
  • 0
  • 178
  • 25 Eylül 2020 Cuma
  • +
  • -

Merhaba sevgili dostlar,
Merhaba sevgili canlar,
Bugünkü sohbet konumuz;
Bir zamanlar üzerinde titizlikle durduğumuz veya da durmaya çalıştığımız ‘Türk Dil Kurumu’ üzerine olacak…
Bu sohbeti seçmemin nedeni;
Bundan 88 yıl önce,
Yani 1932 tarihinde,
Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde,
1.Türk Dil Kurultayının toplanması.
Aynı yıl; Türk Dil Kurumunun Kurulması,
Daha sonrada bu tarihin ‘Dil Bayramı’ olarak kutlandığı için bu konu üzerinde sohbet yapalım istedim…
Şimdi sizde –haklı olarak- diyeceksiniz ki;
“Yahu hangi dilin bayramını kutlayacağız?”
“Kendimize ait bir dilimiz yok ki kutlayalım!”
Kimimiz Arapça konuşuyoruz, kimimiz Farsça…
Kimimiz İngilizce konuşuyoruz, kimimiz Fransızca..
Arada-sırada kendi uydurduğumuz sözlerde caba!
“Selamünaleyküm hacı”
“Ve aleykümselam hacım”
“Nasılsın Kanka?”
“İyiyim kankiş, ya sen?”
“Oha oldum vallahi!”
“Al benden de o kadar”
Vesaire, vesaire…
Peki gündelik diyaloğumuzu böyle kurmamız yeterli mi?
Hiç olur mu; açtığımız işyerlerine ya Arabistan kökenli bir isim vereceğiz.
Ya da Avrupalı ve Okyanus ötesi bir isim vermeliyiz.
Diyelim ki lokanta açacağız…
Vereceğimiz ismin yarısı Arapça, yarısı uydurmaca olmalıdır.
Örneğin;
‘Lezzet Konaks’
Ya da;
“Books Cafe” gibi isimler olmazsa-olmazlarımız arasındadır..
Kim bilir;
Belki de sözcük haznemiz bir hayli zengin dolduğu için dilimiz dolaşmaktadır!..
Her neyse..
Efendim,
Sizler benden daha çok iyi bilirsiniz ki;
Okyanus ötesine bağlı ‘çocukların’ yaptığı 12 Eylül darbesi sadece siyasi yolculuklara ‘darbe’ atmamış, yaşamımızın her alanına ‘darbe’ atmıştır.
Bunlardan birisi de Türk Dil Kurumudur…
12 Eylül sonrası dünyaya gelenler bilmezler diye düşünüyorum..
Okyanus ötesindeki muktedirlerin “bizim çocuklar” dediği kişiler, Atatürk’ten geriye kalan kuruluşlardan birisi olan –yönetimi ele geçirdikten sonra- Türk Dil Kurumu’nu da ortadan kaldırmışlardır.
Hatta farklı statülere sarıp-sarmaladığı yetmemiş gibi TRT başka olmak üzere, okul ve devlet dairelerinde şu sözcüklerin kullanılmasını yasaklamıştır;
“Anımsamak-Bellek-Bileşim-Devrim-Dinsel-Gereksinim-Görsel-Öykü-Özgürlük- Söyleşi-Söylev-Ulus-Uluslararası-Yandaş- Yasal-Zorunlu- Koşul-Örneğin” gibi vs.vs. sözcüklerdin gündelik söyleşilerde ve resmi yazışmalarda kullanılması zinhar yasaklanmıştır…
Kim bilir;
Belki de ‘Dil Trafiğimiz’ ondan sonra karışmıştır.
(Bunun yorumunu sonraya bırakarak)
Cemal Süreyya ne demiş bu konuda birde ona bakalım;
“O yıllarda ülkemizde,
Çeşitli hükümetlerle,
Yetmiş iki dilden
İkisi yasaklanmıştı;
İkincisi Türkçe”
Yerli-yabancı sözcükleri daha fazla birbirine karıştırmadan..
İthal sözcüklerin ayaklarını birbirine dolaştırmadan…
Dil konusunda Ziya Gökalp ne demiş birde ona bakalım;
“Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar manasını namazdaki duanın…
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kuran okunur,
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Huda’nın,
Ey Türk oğlu işte senin orasıdır vatanın!.”
———–
Bu dizelerden sonra, sanırım daha fazla bir şey söylenmez..
Hoş kalalım,
Hoşça kalalım,
Sağlıkla kalalım,
Ve bununla birlikte;
Dil kirliliğinden uzak kalalım..
26 Eylül 88. Dil Bayramınız kutlu olsun..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM