TÜRK’E DÜŞMAN….!

TÜRK’E DÜŞMAN….!

”Eğer bir gün bilimle çelişirsem beni değil bilimi seçiniz.” diyen bir Lider daha nasıl olabilir ki. Bu ülke de ezanlar okunuyorsa; namazlar kılınıyorsa, ibadetler özgürce yapılıyorsa, İslam sancağı hala dalgalanıyorsa, ana dilin olan Türkçe’yi konuşuyorsan, baban, annen tek eşli yaşıyorsa, bunu Atatürk e borçlusun. Allah’ın ve peygamber efendimizin son İslam ordusu olan Türkler in başına Atatürk’ü göndermesi sevgili kulu olduğunu göstermez mi?

Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirenler hanginiz, yüce kitabımız Kuran ı Kerimi açıp okudunuz? Hanginiz namaz kılıyorsunuz? Hanginiz surelerin anlamını biliyorsunuz? Hanginiz Allaha şükrediyor sunuz ? Hanginiz peygamber efendimiz için dua lar salâvatlar gönderdiniz? Askerimiz, polisimiz şehit olurken hanginiz ay yıldızlı bayrağı alıp sokaklara çıktınız? Hanginiz vatan için mücadele ettiniz? Bu millet Allah dan başkasına tapmayacak kadar Müslüman, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)  için canını verecek kadar ümmet Mustafa Kemal Atatürk’e nankörlük etmeyecek kadar kadir şinas, Hira Dağı kadar Müslüman , tanrı dağı kadar Türk.

“Türk’e düşman, bir fidan dikmiş Ağustos ayında… Her gün sular, her sabah bakar… Bir yaprağına bin çığlık atacak sevincinden.

Ağustos ta fidan dikilir mi? Bir yerden sökülüp bir başka yere fidan, Mart ayında dikilir. Bu Ağustos ta, kuzey bahçeden söküp güney bahçeye dikmiş… Her gün fidanda gözü, taze bir yaprak açarsa tutmuş sayılacak. Nihayet bir sabah ne görsün; farekulağı büyüklüğünde bir yaprak açmış. Belli ki fidanın bünyesindeki suyun gereği. Köklerin toprakta çimlenmesinden, topraktan su almasından değil…

Adam sevinçle mahalleyi ayağa kaldırmış. Fidanım yaprak açtı, fidanım yeşerdi…

Millet pencerelere koşmuş gülüşürmüş. Yoldan geçmekte olan bir adamı durdurmuş:

-Bak, görüyor musun? Fidanım yaprak açtı.

Adam bakmış, gülmüş…

-Şu karşı ki ormanı görüyor musun? Hah, işte o orman Türk’ün. Yüz binlerce yaprak var orda. Yaprak görmediği değiliz.

-Ama benimki de açtı!

-O kadar sevinme. Daha bu Ağustos ayı. Bu ayda fidan çimlenmez. Bunun ardından Ekim in sert rüzgârları var, kışın buz şiddetli olur. Hele bir tuttuğundan emin ol. Büyüdüğünü gör. Boşuna âlemi velveleye verme.”

Türk işte ormandaki yapraklar misali iken, Türk’e karşı düşman olmak zamansız dikilen fidana hizmet edip bir yaprak yeşertmeye benzer. Düşmanını hafif görme, düşmanını hafif görenler düşmanına hafif gelir. Türk’e düşen ilim, teknik, sanayi de ilerlerken dininden, geleneklerinden ödün vermeden beraberliğini korumaktır.

Milletimiz bir biri ile kenetlenmiş ve düşmanlara hak ettiği karşılığı vermeyi bilmiştir. Çanakkale z aferinde, Kurtuluş Savaşı’nda birlik ve beraberlik içerisin de hareket etmenin faydasını gören milletimiz bu savaşlardan alnın ın akıyla çıkmayı başarmıştır.

Bir birimizi bazı özelliklerimizden dolayı ötekileştirmek bizlere hiçbir şey kazandırmaz. İnsanlara ırklarından, inançlarından ya da siyasi düşüncelerin den dolayı ayrım yapmamalıyız. Böylesi bir tutum bizim milli birlik ve beraberliğimize büyük zarar verir. Bu tür farklılıklarımızı bizi bölmek için kullanmaya çalışanlara fırsat vermemeliyiz.

Birbirlerinden yeterince uzak dururken zararsız olan Türkler yeterince bir araya gelip saflarını sıklaştırdıklarında zincir etkiIenmeIer sonucu, korkunç patIamaIara yoI açtığını biImeyen kimse kaImadı.

Türk ulus’u sımsıkı birbirine bağIı olmayı bildikçe yeryüzün de onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.

Secasat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiçbir kavim yoktur. Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır.

 

İngiliz Komutan Charles V. F. Townshend

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?