“Türkiye ittifakı” ve “Osman Amca”

“Türkiye ittifakı” ve “Osman Amca”

Erdoğan, 19 Nisan günü yapmış olduğu twitter mesajında “Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte Türkiye İttifakı olarak hareket etmeliyiz” dedi.
Bu sözleri ile “Türkiye ittifakı” tartışmaları başladı.
Bir gün önce de , “Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir.” Açıklamasında bulunmuştu.
Bu iki mesaj, yerel seçim sürecinde kullanılan siyasal üslup ile gerginleştirilen, ayrıştırılan toplumu yeniden kucaklama çabası olarak olumlu da bulundu.
Gerçekten de ayrıştırıcı dil ve söylemler nedeniyle ‘demir çok kızdırılmıştı!’
Şimdi ateşe kömür atmaktan ve kızgın demiri kor haline getirmekten vaz geçilmeli idi. Bir detant (yumuşama) dönemi başlatılmalı idi.
Bu yumuşama dönemi aynı zamanda yaşadığımız iç ve dış sorunların aşılması içinde gerekli idi. Ekonomik kriz giderek daha da derinleşiyor.
S400’ler konusunda sıkıntılar yaşanıyor.
Suriye’de sorunlar var.
ABD, İran ambargosunda yeni adımlar atıyor ki bu bizi de etkileyecektir.
Başka ciddi sorunlarımız da var.
Tüm bu sorunların çözümünde; iç siyasal gerilimlerin, tartışmaların derinleştirilmesi fayda değil zarar getirir.
“Kızgın demiri soğutma” sözüne de, “Türkiye ittifakı” söylemine de bu pencereden bakmak gerekiyor.
Ancak bu sözler kısa sürede boşa çıktı.
Önce Antalya’da partisinin toplantısından MHP lideri Bahçeli’den ses yükseldi. “Ne ki bu Türkiye İttifakı”, diye sordu, “coğrafya eksenli ittifak olmaz” dedi.
“Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır” eleştirilerini ekledi…
“Cumhur ittifakı” yeter dedi!.
Adeta Antalya’dan ‘racon kesti!..’
Erdoğan’da bu detant (yumuşama) adımları atmaktan vaz geçerek yeniden Bahçeli ile aynı dili konuşmaya başladı.
Önce Bahçeli’yi rahatlatmak için “Türkiye ittifakı da Cumhur ittifakının farklı bir versiyonudur” açıklamasını yaptı.
Ve Çubuk Akkuzu’da yaşanan linç girişimi sonrası yaşanan gelişmeler ile de yumuşama dönemi umutları tamamen sona erdi.
Toplum daha da cepheleştirildi…
***
‘Akkuzu olayı’ siyasal ve toplumsal yaşamımızda yeni bir kırılma yarattı. Yaşanan linç girişimi üzerine yapılan tartışmalar önümüzdeki süreçte de sürecektir.
Bu linç girişimi sonrası yetkililerin açıklamaları, sorumlu devlet adamlığı ile çelişen açıklamalardır.
Hem İçişleri Bakanı, hem Milli Savunma Bakanı, hem MHP lideri hem de Erdoğan’ın açıklamaları neredeyse ‘oh oldu, ne işin vardı senin şehit cenazesinde’ mantığını taşıyan talihsiz açıklamalar olmuştur.
Ve “çocuklar ölmesin “ diyen Ayşe öğretmen cezaevine atılmıştır.
Pek çok kişi attığı twit nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaretten” tutuklanmış ve ceza almıştır.
Fakat bu linç girişiminde bulunanların hepsi serbest bırakılmıştır.
Ne “yakın bu evi” diyen kadın gözaltındadır.
Ne de Kılıçdaroğlu’na tokat atan kişi…
Hatta tokat atan Osman Sarıgün’ün serbest bırakılması sonrasında yaşananlara ne demeli?
AKP Ankara İl Başkanı, “Osman Amcayı size yedirmeyiz” paylaşımında bulunabiliyor.
AKP Ankara Milletvekili aday adayı ile, Etimesgut Belediye Başkan aday adayı evine kadar giderek onunla samimi fotoğraflar çektirebiliyor.
“Osman amcalarına” destek veriyorlar.
O fotoğraf demokrasi tarihimizin yüz karası fotoğraflardan tekidir. Vicdanlı her yurttaşımızın içini acıtmıştır.
Ve toplumsal cepheleşmeye hizmet etmiştir.
AKP içinde ve ‘ak’ medyada bazı sağduyulu isimler olaya tepki göstermekteler.
Fakat o sesler cılız kalmaktadır.
Kamuoyu şu soruyu kendisine sormalıdır.
Benzer bir linç girişimi CHP liderine de değil de herhangi bir iktidar yetkilisine yapılmış olsaydı ne olurdu?
Yaşananlar mı yaşanırdı?
“Türkiye İttifakı” söylemi de “Kızgın demiri soğutmak gerekir” söylemi de “Osman Amca” olayı ile boşa çıkarılmıştır.
Hele bir de linç girişimine “gaz sıkışması” demek talihsizliktir!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?