Biz millet olarak çok unutuyoruz.

Dün ne yedik, hanımın adı neydi, kaç çocuğun var,adlarını ve doğum tarihlerini ekseri, nişan, düğün, ölüm tarihlerini çoğunlukla hatırlamayız.Babasını bile unutanlar var.Başkasına baba diyenler olduğu gibi.

Ama 19 Ekim 2009 tarihinde Şırnak ili Silopi’ye bağlı Habur sınır kapısından, 100 bin bölücü eşliğinde PKK lı teröristleri devlet töreni ile Türkiye’ye alanları Diyarbakır’a kadar davul zurna çalarak; nara ve bölücü sloganlar atıp bayram yaparak götürenleri unutmadık.

Ağustos 2009 dan başlayarak,28 Şubat 2015 günü Dolmabahçe Sarayında; PKK ve uzantıları ile gizli bölümlerde,dış ülkelerde anlaşmaya çalışıp,en sonunda karşılıklı anlaşarak aralarında devletimizi parçalama ve bölme mutabakatı imzalayanları da unutmadık.

16 Kasım 2013 gecesi Diyarbakır’da Kürt sanatçı Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses katılımında hep birlikte söylenen ; “Megri Megri” türküsüne ağlayan, Emine Hanım ve Bülent Arınç Bey’leri ve bu törene katılan hükümet erkanını unutmadık.

21 Mart 2013 günü Diyarbakır meydanında toplanan 1.5 milyon bölücülerin yüzüne karşı İmralı canisi Abdullah Öcalan’ın mesajının Kürtçe ve Türkçe okunuşunu,bu bildirinin okunmasına yardım eden,okunması için çaba sarf eden yetkilileri unutmadık.

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın bir Amerika seyahatinde:”Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK bayrağı taşımak,Öcalan posteri taşımak suç sayılmaktan çıktı. Türkiye’nin bütünlüğüne karşı yapılan eylemler serbest bırakıldı.Bu sucu işleyip ceza alanlar tahliye edildi.PKK’lılar dağa çıkmakta haklılar.Doğuda ben de olsam dağa çıkardım” sözlerini de unutamadık.

Çözüm süreci adı altında 81 vilayette yaşan ve bölücü hainlere pirim vermeyen vatanına bağlı Türkleri kandırmak,PKK katillerini ve liderleri Öcalan’ı masum ve suçsuz göstermek,onlarla geçmişi unutup barışmalarını sağlamak için tüm illerimize gönderdiğiniz adına “AKİL ADAMLAR “dediğiniz sendika ağalarını,sanayi ve ticaret odası,esnaf odaları başkanlarını,sanatçı ve yazarları,politikacıları,üst akıl sahiplerini hiç unutmadık.

24 yıldır ezilen,1990 lı yıllarda deşifre edilen Fetullah Gülen Cemaatini derleyen,toplayan, onlara okullar kazandıran,bürokrat yapan,TSK da üst rütbeler veren,polisi,hakim ve savcı kadrolarını teslim eden,MEB’ deki okul müdürlüklerini teslim eden,15 Temmuz 2016 gecesi darbe yapmaları için ne gerekiyorsa temin eden siyasileri de unutmadık.

TSK’nın vatansever ve milliyetçi kadrolarını;Balyoz,Ergenekon,Ayışığı gibi mesnetsiz davalar açarak Silivri’ye atan,beşer yıl yatmasını sağlayan,Genelkurmay Başkanını dahi terörist başı ilan eden kumpasçılar ve arkasında “savcılık” yapan zihniyetleri de unutamıyoruz.

İktidara geldiği günden beri tüm Türk Milliyetçilerini devlet kadrolarından ayıklayan,Türk’e,Türk Kültürüne ve Türk Milliyetçilerine düşman olan,onları ayaklarının altında çiğneyen kişileri de unutamıyoruz.

Kaçak saray, iktidar olursak orayı yıktıracağız diyen Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın Bahçeli’nin o büyük laflarını unutup koşa kaşa,tıpış tıpış kötüledikleri saraya gidişlerini de unutamıyoruz.

Belki AKP’liler unuttu. CHP ve MHP’liler de unuttular.Ancak Türk Milliyetçileri,vatanseverler ve ulusalcılar olarak bizler asla ve kata unutmayacağız.