VURGUN SAYILIR

VURGUN SAYILIR

Merhaba Sevgili Okurlar;
Bugün Cemal Safi’yi rahmetle analım ve ardından bıraktığı sayısız şiirleri ve şarkı notalarında süzülen şiirleri arada birde olsa gözden geçirelim. Hiç değilse unuttuğumuz değerleri hatırlamış oluruz.
Yıllarca dillerden düşmeyen “VURGUN” şarkısı. Hatta Muazzez ABACI’ ya yakıştığı kadar kimselere yakışmamıştı.
Ne yürek yakan bir şarkıydı ama,
Gözlerim uykuyla barıştı sanma
Sen gittin gideli dargın sayılır
Bende bir zamanlar sevildim ama
Seninki düpedüz vurgun sayılır
Ortaya acı ile karışık biraz güleceğimiz bir gün geçireceğimiz bir yazım olsun istedim.
Yarım porsiyon acı, yarım porsiyon kahkaha…
Milli Eğitim Bakanımız Temel liselerimizin kapatılacağını söylerken içim acıdı.
Çünkü; bu uygulamanın kendilerinden beş yıl önce hazırlandığını ve sonrasını hep birlikte bekleyip göreceğimizi ama asla endişelenmemizi söylerken “aktörler ne derse o” sözü konuşmaya damgasını vurdu.
Sanırım her alanda meslek liseleri uygulamasına dönüyor olabiliriz.
Son bir haftadır aralıksız seyrettiğim TV programlarından anladım ki!
Biz hala eğitimin çok gerisinden geliyoruz.
Umudunu Devletin Kurumlarından gelecek yardımlardan ziyade Müge ANLI ve Esra EROL ‘a bağlanmış bir toplum var.
İster istemez Emniyet güçlerimiz yetersiz mi? Kalıyor düşüncesi sarsıyor beynimi.
Kadın başarılı. Arama, kurtarma konusunda bir numara. Evladı kaybolanların nefes aldığı yer.
Yayın başında kaybolan kişiyi gösteriyor daha üstünden bir saat geçmeden kişinin nerede olduğu ortaya çıkıyor.
Yılların çözemediği cinayetleri usta dedektifler gibi çözüyor.
Adeta insanın ekran başına kilitliyor.
Tam o sırada biber on lira, havuç beş lira, patlıcan on iki lira olmuş kimin umurunda.
Soğanı, patatesi unutturan fiyatlar var piyasada. Suçluları belli fakat yapacak bir şey yok.
Yemeyin olsun bitsin. Sen almazsan ben almazsam kime satacaklar.
Bu arada gözümüz aydın olsun. Artık ürettiğimiz tavuklar altı kiloya yaklaşmış.
Ne kadar bilgili ve her türlü üretime açık bir Tarım Bakanlığımız var.
“Üretimde denetim yoksa herkes çiftliğinde istediği atı oynatma hakkına sahiptir.”
Hal böyle olunca bütün suçlar satıcının oluyor.
Alan razı ise veren razı ise,
Sahi suçlu kim?
Geldiğimiz nokta…
Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Ah şu televizyonlar ah. Hayatımızın baş aktörleri.
Kadın soruyor; “hocam rüyamda ben zurna kocam ise davul çalıyordu. Bunun anlamı hanemize girecek paramı demek.”
Kadın soruyor; “hocam kocam ile ( ) benim rızam ile olsa günah mı.?)
Biz hala işin aksiyon kısımlarında çırpınırken ekran içi ve dışı seyirciler kahkahalara boğuluyoruz.
Günün kalan kısmında alışveriş işleri derken gözümüz açılıyor.
Marketlerde yüksek fiyat etiketlerini çeken Colombo gibi adamlar.
Market çalışanı “beyefendi resim çekmek yasak” dese de. Tınmıyor adam.
Fiyat artışlarında suçlu market sahipleri ise neden denetimi yapılmıyor. Ben hiçbir marketin ceza aldığını duymadım.
Tıpkı “zina” yapanların ceza almadığı gibi.
Akşam kuşağında haberler ve diziler.
Bazı diziler var ki! kimin ne yaptığı belli değil. Galiba RTÜK kayıplara karıştı.
Bu konuda sayın Müge ANLI’ ya başvurmak geliyor içimden.
Yasak elmada kimin eli kimin cebinde deyimi gibi.
Sen anlat Karadeniz’de ise Trabzon Emniyeti dahi çaresiz. Bir Vedat’la başları beladan kurtulamadı.
İşte tam bu noktada aklımdan Müge ANLI geçiyor. Hani dizide ki olaylara el atsa aşklar rahat nefes alacak. Bu dizilerin senaristleri hangi çağın kafasını yaşıyorlar anlamak mümkün değil…
Ondan sonrada gerçek hayatta “falancının karısı pişmancanın kocasını konuş dur”
Her ne kadar dizilerin ve filmlerin sonunda oynanan karakterlerin gerçek hayat ile bağlantısını yok saysalar da;
Gerçek hayatlar dizi karakterleri ile dolup taşıyor.
Son zamanlarda duyduğum birçok gerçek olayın ardından aklıma takılan en deli soru ise,
“ELHAMDÜLİLLAH MÜSMÜLANIZ” diyorsak neden “ZİNA” suç olmaktan çıkarıldı.
Neden .?
Neredeyse zina işleyenlere ödül veren kitle haline dönüştük.
Pes artık dedirtecek kadar.
Şarkının devamını içinizden geldiği gibi tekrarlayın.
Müzik ruhun gıdasıdır. Madem fiyatlar bu kadar pahalı açın radyoların düğmesini insanın içini ısıtacak, gönlünü doyuracak o kadar güzel şarkılar var ki…
Cennet ve cehenneme gidecekleri aleni ayrıştıran teknoloji çağındayız.
Kim tutar bizi. Tutsa tutsa yine biz tutarız.
Madem aldığımız her nefes bir gün sayılıyor.
Aldığınız her nefesin hakkını vererek gönlünüzün bahar şenliğine döneceği günler dilerim.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?