Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Sohbet başlığımızdan da farkına varacağınız üzere;
Keyif verici bir cümleyle birlikte…
Keyif kaçırıcı iki cümleyi art-arda kullandım..

Daha doğrusu kullanmak zorunda kaldım…
Çünkü durum ve vaziyetimiz aynen böyle…
Bana göre aynen üst başlıkta dediğim gibi..

Başkaları nasıl düşünür orasını bilemem…
Yani herkes özgür düşünmekte serbesttir…
Ama benim sıra-dışı düşüncem aynen şöyle;

Ya biz toplum olarak her şeyi çok iyi biliyoruz…
Ya da tam tersine gitgide iyice dibe vuruyoruz…

Veya da Uğur Mumcu’nun dediği gibi;
“Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi oluyoruz.”
Her neyse..
Konuyu daha fazla uzatmadan şuraya bağlamak istiyorum..

Giresun Çevre ve Kültür Derneği ve Giresun Mimarlar Odasının birlikte düşünüp ve 15-20 gün aralıklarla yapmak istedikleri;
‘GİRESUN’U TANIYORUZ’ başlıklı ‘kültürel etkinlikleri’ düzenli bir yapılıp ve düzenli bir şekilde devam etmesine rağmen…

Ve işlenen konular da birbirinden güzel olmasına rağmen..
Sivil-protokol ayrımı yapmadan -sosyal medya yoluyla- herkese açık davet yapılmasına rağmen;

Etkinliklere katılımcı sayısı beklenen düzeyde olmuyor…
Düzenlenen bu güzel etkinliklere hemen-hemen aynı kişiler ve hep aynı yüzler katılıyor…
Bu sayı da -ortalama- 40-50 kişiyi yukarı geçmiyor…

Ve işin en düşündürücü ve ilginç yanı da bana göre şu;
Bu birbirinden güzel ‘kültürel etkinliğe’ katılanların yaş ortalaması ise genellikle 50 ile 80 yaş arası olup;
Yani gençler her nedense pek ilgi gösterip. itibar etmiyor…

Eh, bu da insanı ister-istemez şöyle düşündürüyor;
“Yaşı ellinin altında olanlar her şeyi çok iyi biliyor”
“İleri yaşta olanlar ise; hala öğrenme açlığı çekiyor”

Halbuki sözünü ettiğim bu kültürel etkinliklerin konusu birbirinden öylesine güzel ve öylesine güzel ki…
Meğer -bu yaşlara gelmemize rağmen- bizim bilmediğimiz ne kadar şeyler varmış..

İnanın bana, insan bu bilmediklerini öğrenince;
Yeniden diriliyor…
Yeniden hayatın içine giriyor.
Yeniden yirmili yaşlara inip gençleşiyor..
Ve yeniden bilgiye dayalı öz güvenini tazeliyor…

Tıpkı; 25.01.2020 (Cumartesi) günü Giresun TİBOR Salonunda
Giresun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Gürsoy’un; ‘Milli Mücadelede Giresunlular’ başlıklı konuyu en güzel bir şekilde anlatıp ve biz katılımcıların bilmediği veya unuttuğumuz konuları gündeme taşıyıp bilgilendirdiği gibi…

Meğer bilmediğimiz ve kıyıda-köşede saklı kalan ne kadarda bilgi kırıntıları varmış…
Meğer ne kadarda bazı tarihi bilgilerden uzak kalmışız..

Sunumu yapan Ahmet Gürsoy, biz dinleyicilerine tarihi belgeler eşliğinde o güzel vurgulu anlatımlarıyla o kadar güzel anlattı ki, ben kendi adıma söyleyecek olursam;
Yeni öğrendiğim bilgiler adına keyif almadım dersem yalan olur.

Ben şahsen;
Büyük bir keyifle dinledim…
Yeni-yeni bilgiler edindim…
Kısacası büyük keyif aldım..

Şimdi bizlere bu -belgeye dayalı-bilgileri ve tarihin derinliklerinde kalan ayak izlerini en güzel bir biçimde anlatan Ahmet Gürsoy’un hakkını kendisine teslim ettikten sonra iki kişinin hakkını da unutmadan teslim etmek isterim..

Bunlardan birisi hiç kuşku yok ki; bu etkinlikleri düzenlemede öncülük yapan Giresun Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Uğur Karaibrahimoğlu…
Ki; onun sayesinde ve öncülüğünde bu güzel etkinliklere katılıp ve yeni-yeni bilgiler ediniyor ve bilgilerimizi tazeliyoruz…

Bir diğeri de etkili ve profesyonelce sunumuyla bizleri tarihsel ön bilgilerle bilgilendiren ve bizleri az sonra ‘sunumu’ yapılacak olan konuya konsantre eden Giresun Üniversitesi KARASAM da çok başarılı çalışmaların altına imza atan Ümran TURGUT…

Konuyu özetleyerek sonlandıracak olursak;…
Tüm samimiyetimle söylüyorum;
Giresun Çevre ve Kültür Derneği ile Giresun Mimar Odasının yaptığı bu ‘kültürel etkinlikler’ son yıllarda Giresun’da yapılan en güzel etkinliklerin başında geliyor…

Ancak ne var ki; yapılan bu güzel etkinlik 10-15 gün önceden duyuruları yapılıp ve açık davetiyeler yapılmasına rağmen çok fazla ilgi görmüyor…
Kısacası hem günlerce harcanan emek ve hemde bu güzelim ‘kültürel bilgiler’ ziyan olup gidiyor…

Gönül isterdi ki; salon tıka-basa dolu olsun…
Oturacak yer bulunmasın ve dinleyicilerin birçoğu ayakta olsun…
Hatta bu güzel programlar sadece Giresun merkezde sunulup tüketilmesin…

Gönül ister ki;
Diğer ilçelerin yönetsel güçleri de bu etkinliklere ilgi göstersin…
Hatta bu etkinlikleri kendi ilçelerine de davet etsin…
Şebinkarahisar, Görele ilçelerimiz başta olmak üzere diğer ilçe merkezlerine de götürülüp ve azından -bilmeyenler- yaşadığı ilin kültürünü ve bilmediklerini öğrensin…
Ama nerdeeee!

Gönlümüz böyle istiyor istemesine de;
Her isteyenin gönlü yerine getirilmiyor!

Hani bilge adamın birisi şöyle demiş ya;
“Kültür, kültürsüzlerin lüksüdür” diye…
Kim bilir; belki de kültür bizim için bir lükstür…

Üstelik bu sözleri söyleyen kimin için söylemiş onu bilemeyiz ama…
Bana soracak olursanız;
Bu söz tamda “cuk’ diye bize oturuyor!
Bizim kalıbımıza uyuyor!
Yani en çok bizi anlatıyor gibi geliyor bana..

Bilmem ki sin nasıl düşünürsünüz?
Zaten şimdi söz sırası da sizlerin…
Buyurun;
Bu konuda ne söyleyeceklerinizi sizde söyleyiniz…