Ve izniniz olursa eğer…

Konuya şu klasik duyuruyla girmek istiyorum;

Eeyy! Ahali!…

Duyduuuuuk duymadık demeyin!

Kuzu kızartması varken, kelle-paça yemeyin!

Söylemesi benden!

Dinlemesi sizden!

Duymak isteyeeeeen beri gelsin!

Duyanlaaaar, duymayanlara haber versin!…

İki seneye kalmadan!

Cumhuriyet 100 yaşına ayak basmadan…

Yani cumhuriyetin 100. Yılını gönül rahatlığıyla kutlayabilmemiz içiiiin!

Büyüklerimiiiiz!

Zatı şahanelerimiiiz!

Cumhuriyetin “100. Yıl kutlamaları” için hepimizi sevindirecek haberlerin altına imza atmışlar…

Örneğin;

Ülke de işsizlik sorunu diye bir şey kalmayacakmış!

Fakirlik, yoksulluk denen şey tarihe karışacakmış!

Yani bundan sonra zengin-fakir ayrımı olmayacakmış!

Ve herkes birbiriyle eşit bir şekilde yaşayacakmış!

Örneğin;

Parlamentoya yepyeni bir düzenleme getirilecekmiş…

Bundan böyle ‘vekilleri’ liderlerin işaret parmağı ile değil;

Ön seçim sistemi uygulanarak, üyeler ve delegeler seçecekmiş…

Duruuuun!

Yapılmak istenen yenilikler daha bitmedi, yeni başlıyor!..

Asıl şaşıracağınız ve sevineceğiniz bomba şimdi geliyor…

Bundan böyle cüzdanı kalın olanlarla ve çalışanlarla değil;

Parası-pulu olmasa da, kafası çalışanlara da fırsat verilecekmiş!

Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayacağımız güne kadar;

Bu zamana kadar ‘kadın hakları’ üzerine kaç sözleşmenin altına imza atılmışsa;

Bundan sonra kesinlikle yaşamın pratiğine taşınıp, harfiyen riayet edilecekmiş!

Örneğin, yine aldığımız yeni bir habere göre;

Bütün siyasi partilerin tüzüğünden ‘kontenjan’ ibareleri kaldırılacakmış…

Yüzde-ellisi kadın, yüzde ellisi erkek olmak zorunda şartı getirilecekmiş!…

Ve bu şartları yerine getirmeyen partiler yüzde-ellinin üzerine oy alsa da;

Parlamento çatısı altına girme şansı ortadan kaldırılacakmış!

Hatta bu konuda kadınlardan ‘100 yıllık’ gecikme özrü dilendikten sonra;

Kamusal alanda ‘görev paylaşımı konusunda da eşitlik sağlanacakmış…

Örneğin;

Ülkemizde var olan il valilerinin yarısı kadın, yarısı erkek olacakmış..

Ve bu yöntem;

İlçe kaymakamlıklarında…

Belediye başkanlıklarında…

Muhtarlıklarda..

Üniversite rektörlüklerinde de aynı kadın-erkek eşitliği sağlanacakmış!

Ve geçelim diğer yeniliklere…

Yani yeni getirilen değişikliklere…

Cumhuriyetin 100. Yılı kapımızı tıklatıp, içeriye girmeden önce;

“Yurtta barış, dünyada barış” sloganımız yaşamın pratiğine taşınacakmış…

Yani;

Ne kadar sınır komşumuz devletler varsa, hepsiyle bir-bir barışılacakmış….

Yani;

Kırgınlıklar ve dargınlıklar ortadan kaldırılacakmış….

Ve bundan böyle diğer kalbur-üstü devletlerle de –tek taraflı- bir biçimde bir avuç mutlu azınlığın çıkarları için değil, toplumun ortak çıkarları için ‘anlaşmalar’ yapılacakmış…

Duyduklarımızı ve işittiklerimizi hızlandırarak sıralayacak olursak;

Bundan böyle emek sömürüsü ortadan kalkacakmış…

Tüm çalışanların yarınları güvence altına alınacakmış…

Ve bundan sonra kimse-kimseye muhtaç olmayacakmış…

Demokratik yönetim konusunda;

Yaşamın her alanında ‘demokratik katılımcılık’ ön plana çıkarılacakmış…

Yani herhangi bir konuda karar alınırken;

Doğrusuyla-eğrisiyle herkesin ortak görüşü alınacakmış…

Tarım ve sanayi konusunda;

Hammaddesi tarım olup, üretim yapan fabrikalar bundan böyle ülkenin dört-bir yanına dağılarak ‘yerinden’ üretim yapacakmış…

Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz konusunda;

Madenlerimizi ve petrolümüzü bizler çıkaracakmışız…

Ülkemizin değerlerini sömüren yabancı şirketleri ülkemizden dışarı çıkaracakmışız…

Düşüncelerini söyleme konusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün;

“Düşünceler; topla, tüfekle öldürülemez” sözünü iyice içselleştirip ve yaygınlaştırarak, bundan böyle “düşünce özgürlüğüne’ yaşamın pratiğine ve içine taşıyacakmışız…

Yani;

Bu konuda ‘yasakları’ yasaklayacakmışız!

Ve en önemlisi de;

Bundan sonra ‘ırkçı söylemleri’ ortadan kaldırdığımız gibi ‘dini inançları’ pazara her kim sürüyorsa; en ağır şekilde cezalandıracakmışız!

Eeeeee?

Bu konuda siz ne diyorsunuz?

Yani, siz ne düşünüyorsunuz?

Bütün bunlar güzel değil mi yani?

Vallahi şu an sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama…

Bence çok güzel…

Ve üstelik kim istemez; gökkuşağının renkleri altında yaşamayı?

Bırakın bizatihi yaşamayı…

Düşlerini kurmak bile güzel…

Hatta ‘şakasını’ yapmak bile!…

Sahi günlerden bugün neydi?

1 NİSAN…

Öyleyse bu da benden size ‘1 Nisan’ şakası olsun…

Ve sürçü lisan eyledikse affola…