Yeni sınav sistemi üzerine

Yeni sınav sistemi üzerine

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Üniversite sınavları kaldırılacak dedi. Talimatı alan YÖK Başkanı Yekta Saraç hemen yeni sistem için çalışma başlattı.

Alel acele yeni bir sistem belirlendi ve kamuoyuna YÖK Başkanı tarafından açıklandı. Başkan Yekta Saraç, YKS adı verilen yeni sınav sistemini açıklarken , “bu sistem için uzmanların bir yıl çalıştığını” söyledi.

Oysa kamuoyu biliyor ki çalışmalar Erdoğan’ın sözlerinden sonra başlatıldı!

Uzmanlarca bir yıl süren çalışmalar sonunda oluşturulduğu söylenen yeni sınav sistemi için şunu söyleyebiliriz. Birkaç öğretmen hatta birkaç veli veya birkaç öğrenci bir araya gelse bu sistemden daha iyi bir sınav sistemi ortaya çıkardı…

***

Yeni sistemde öğrenci, Haziran ayında belirlenecek bir Cumartesi günü sabahı, Temel Yeterlilik Testi (TYT) adı verilen,  40 Türkçe ve 40 Matematik sorusundan oluşan sınava girecek.  Bu sınavda 180 puan barajını geçen öğrenci öğleden sonra sayısal, eşit ağırlık ve sözel alanlardan birisinin veya hepsinin sınavına girme hakkına sahip olacak.

Burada kritik soru şudur:

Sabah yapılan Türkçe ve Matematik sorularından oluşan TYT sınavında 180 puan alarak barajın geçildiği nasıl belli olacak?

Kim öğrencinin 180 puanı aşıp aşamadığını belirleyecek?

YÖK Başkanının açıkladığı sisteme göre sınava giren öğrencinin kendisi belirleyecek!

O sınav stresi içinde öğrenci ölçme değerlendirme uzmanı gibi kendisini değerlendirecek ve ‘ben TYT sınavı ile 180 barajını geçtim. Öğle sonrası sınavlara girme hakkına sahibim’ kararını verecek.

Ya da ‘ TYT sınavım iyi geçmedi, öğle sonrası alan sınavlarına (YKS) girme hakkımı kaybettim’ kararını verecek ve moral bozukluğu ile evine gidecek.

O halde TYT sınavı için, ‘kararını sen ver sınavı’ diyebiliriz. İyi ki puanını sen ver sistemi değil!

‘Barajı geçtim’ kararı vererek öğle sonrası sınava giren bir öğrenci, daha sonra yapılacak değerlendirme sonrasında barajı geçememiş ise ne olacak? Örneğin 179 puanda kalmış ise ne olacak?

Tam tersi de olabilir. ‘Barajı geçemem’ diyerek evine giden bir öğrenci, daha sonra puanlar belli olduğunda 190 puan aldığını görürse ne olacak?

Her iki durumda, öğrenciye ve velisine eziyet değil mi?

***

YÖK Başkanının açıkladığı yeni sistemin sınav takvimi de sorunludur. İlk gün öğrenciler sabahleyin 80 soruluk (40 Türkçe ve 40 Matematik) TYT sınavına girecek. 180 barajını geçtiğini düşünen öğrenciler öğleden sonra da sayısal, eşit ağırlık ve sözel alanlardan sınava girecek.

Pazar günü ise sadece yabancı dil sınavı yapılacak.

TYT sınavına tüm öğrenciler girecekler.

Sayısal, eşit ağırlık ve sözel alanlar için öğrencilerin %90’ı sınava girecek. Pazar gününe ise tüm öğrencilerin sadece %10’u dil sınavına girecek.

Uzmanlar(!) nasıl böyle bir sınav takvimi yapar?

TYT sınavından çıkmış, 180 puan barajını geçip geçmediği kararını kendisi vermek zorunda bırakılmış, bu stres içinde yeterince dinlenme ve beslenme ihtiyacını giderememiş öğrencileri,  öğleden sonra üç alanda sınava sokmak hangi uzmanın yapacağı iştir?

O uzmanların isimleri kamuoyuna açıklansın da tanıyalım.

Öğrencilerin geleceği için oldukça önemli olan bu sınavları hiçbir uzman(!) böyle planlamaz!

İnatla bu sistemi uygulayacağız deniyorsa;

Cumartesi 80 soruluk TYT sınavı yapılır. Öğrenciye öğle sonrası dinlenme ve değerlendirme zamanı tanınır. Ertesi gün sabahleyin sayısal, eşit ağırlık ve sözel alanlar için sınav yapılır. Öğle sonrasında da dil alanında sınav yapılır.

İlk gün öğleden sonra televizyonlardan soruların çözümü yapılarak öğrencinin kendisini daha sağlıklı değerlendirmesi için yardımcı da olunabilir…

***

Yeni sistemde, yukarıda ele aldığım iki önemli hata dışında başka pek çok tartışılacak hata vardır.

Puan türü dörde indirildi. Sayısal, eşit ağırlık, sözel ve dil puanı olarak. Şimdi YÖK hangi okulların hangi puan türü ile öğrenci alacağını belirleyecek.

Burada da sorunlar var. Hukuk veya Uluslararası İlişkiler önceden eşit ağırlık puanı ile öğrenci alıyordu.

Yeni sistemde eşit ağırlık puanlarına Edebiyat, coğrafya 1 ve matematik soruları etkili olacaktır. Önceden tarih ve felsefe soruları da etki ediyordu.

O zaman akla şu soru geliyor.

Hukuk ve Uluslararası İlişkiler ya da Kamu Yönetimi gibi bölümlere gidecek öğrenciler için tarih bilgisi, felsefe bilgisi gerekmeyecek mi?

Ya da bu bölümler sözel puan ile mi tercih edilir olacaktır?

Böyle bir değişiklik amaçlanıyorsa bunun gerekçesi nedir?

***

Açıklanan yeni sistem söylenildiği gibi uzmanların bir yıllık çalışmasının ürünü değildir. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın talimatı üzerine alel acele hazırlanmıştır. Bu nedenle pek çok açıdan sorunlu bir sistemdir.

Ölçme değerlendirme açısından sorunludur.

Pedagojik açıdan sorunludur.

Öğrenci psikolojisi açısından sorunludur.

Veliler açısından sorunludur…

Ülkemizin geleceği açısından sorunludur.

Açıklanan sistem,  bu sorunları nedeniyle yakın bir gelecekte tartışılmaya başlanacaktır.

Olan yine öğrencilerimize, velilerimize ve geleceğimize olacaktır.

Yazık!.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?