YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI

YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI

Şimdi ‘üst başlığı’ okuduktan sonra sizde diyeceksiniz ki;
“Yahu sabah-sabah kalkıp, sen bizimle dalga mı geçiyorsun, yoksa kafa mı buluyorsun?” diyenleriniz mutlaka vardır…
Veya da;
“Nereeeee!”
“Olsa da kullansak”
“Nerede öyle eskiden olduğu gibi Hacı Mehmet’in kav çakmağı?”
“Her şeyi sele-suya verdik, elimizde kala-kala; bir tek değirmenin ağaç takılcağı kaldı!”
“Sen neden bahsediyorsun Allah aşkına” gibi buna benzer söz ve mırıltılarınızı inanın ta buradan duyar gibiyim!…
Üstelik böyle düşünüyorsanız da; (amiyane ve kaba bir ifade ile) sapına kadar haklısınız!
Sohbetin ‘üst başlığından’ da anladığınız gibi sohbet konumuz:
“Yerli Malı Haftası’ üzerine olacak…
Yani sizlerinde çok iyi bildiği üzere eskiden 12-18 Aralık tarihleri arası “Yerli Malı Haftası” olarak kutlanırdı…
Böyle bir düşüncenin yola çıkışını kısaca özetleyecek olursak;
Bu yolculuk 1923 İzmir İktisat Kongresi ile birlikte yola çıktı…
Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Ekonomim bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık olmaz” sloganı ile yola girdi….
1929 yılında dünyada yaşanan ekonomik buhranın yarattığı olumsuz koşulların tecrübesiyle ve dönemin başbakanı İsmet İnönü’nün TBMM’de yaptığı bir konuşmayla vücut buldu…
1946 yılından 1983 yılına kadar “Yerli Malı Haftası” olarak kutlandı…
Ancak 1983 yılında (tıpkı Atatürk’ü çok sevdikleri gibi) tutumlu olmayı da çok seven (yerli Amerikan patentli yöneticiler) nedense buna birdi ‘tutum’ ve ‘yatırım’ sözcüğü de eklenerek;
‘Tutum,Yatırım ve Türk Malları Haftası’ olarak kutlanmaya veya etkinlikleri yapılmaya başlandı…
Peki gururla öne çıkaracağımız bir ‘yerli patentli malımız’ var mı?
Vallahi doğrusunu söylemek gerekiyorsa, var mı-yok mu? orasını bende bilemiyorum…
Ancak bildiğim tek şey var;
Gündelik yaşamımızda gereksinimimiz olan bütün yiyeceklerimizi ve içeceklerimizi…
Tepeden-tırnağa üstümüzü kapatan bütün giyeceklerimizi…
Kullandığımız bütün elektronik ve mekanik gereksinimlerimizi..
Dışarıdan satın aldığımızı biliyorum….
Yaşı ileri olanlar çok iyi bileceklerdir…
Eskiden (yarım-yamalak ve eksiği gediği de olsa) yurdun dört-bir yanında ve bütün İlkokullar’da ‘Yerli Malı Haftası’ kutlanırdı…
Yerli malı kullanılmaya özen gösterilirdi…
Hatta bu konuda (şu askeri darbelerle ve muhtıralarla yok edilip, ortadan tamamen kaldırılmak istenen 68 kuşağının devrimcileri var ya, şu ele-avuca sığmaz devrimcileri)
Bu kuşağın Türkiye Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (TDGF) ve kısa adı Dev-Genç çatısı altında olan gençler 1969 yılı ‘Yerli Malı Haftasını’ şu ‘Bildiriyi’ yayınlayarak kutlamışlardı.
1- Bütün madenlerimiz Amerikan emperyalistleri ve diğer yabancılar tarafından işletilmekte ve Etibank’ın ve Maden Tekkik Arama’nın faaliyet alanları gittikçe daraltılmaktadır.

2- Bütün petrol yatakları ve sahaları Amerikan ve diğer yabancı şirketler tarafından kapatılmakta, çarçur edilmekte ve Petrol Ofisi ile TPAO’nun çalışmaları baltalanmaktadır.

3- Ağır sanayinin kurulamayışı sonucu bir türlü gelişemeyen milli sanayimiz, Amerikan ve diğer yabancı montajhanelerle devamlı baltalanmakta ve milli üretim güçlüklerine ve kaynaklarına dayanan bir yerli sanayi kurulamamaktadır.
4- Tamamen Türkiye Halkı’nın ve diğer dünya halklarının haklı savaşlarını yürütmek ve desteklemekle görevli olan ordumuzun bütün araç ve gereçlerini sağlamak zorunda olan milli harp sanayimiz NATO, CENTO ve Amerikalılarla olan ikili antlaşmalar yolu ile devamlı baltalanmaktadır.
5- Halkımızı hasta yatağında soyup soğana çeviren ve çoğunda tedavi edici bir özellik bulunmayan, kökü dışarıda ilaç firmalarının yaptıkları ilaçların ve fiyatlarının durumu ise herkesçe bilinmektedir.
6- Bütün bunlara ilaveten yabancı sermayenin hakimiyetini perçinlemek ve yerli sanayiyi kurma çabalarını tamamen ortadan kaldırmak üzere son olarak Ortak Pazar oyunu oynanmaktadır.
Ve şu sloganlarla da halkı bilgilendirme yoluna gitmişlerdi;
-Kahrolsun yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızı çar-çur eden yabancı maden şirketleri…
-Kahrolsun petrol sahalarını kapatan yabancı petrol şirketleri.
-Kahrolsun milli sanayi kurulmasını önleyen yabancı ve yerli montajcılar…
-Kahrolsun halkımızı hasta yatağında sömüren ilaç firmaları…
-Kahrolsun yabancı sermayenin hakimiyetini kılan ve harp sanayimizi ortadan kaldıran NATO, CENTO ve İKİLİ Antlaşmalar.
-Kahrolsun yabancı sermayenin silahlı bekçiliğini yapan Amerikan emperyalizmi ve yerli ortakları… -Yaşasın Amerikan Emperyalizmine ve yerli ortaklarına karşı savaşan tüm Türkiye” (imza)
‘Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu”
(Yazılı belge ve kaynak: Turhan Feyizoğlu)
*** *** ***
Şimdi böyle bir şeye gerek var mı?
Yok…
Çünkü her şeyimiz tam-tekmil ve her yer güllük-gülistanlık!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?