Hayri TEMÜR
Hayri TEMÜR
hayri@giresungundem.com
KUR’AN’DA HASETLİK (KÖTÜ KISKANÇLIK) DUYGUSU 
  • 0
  • 858
  • 12 Mart 2023 Pazar
  • +
  • -

“Hani Yusuf, babasına şöyle demişti: “Ey Babacığım! Şüphesiz ki ben rüyamda on bir gezegeni, güneşi ve ayı gördüm; onları benim için secde ederlerken gördüm.” Babası ona, “Ey yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Şüphesiz ki şeytan, insana apaçık bir düşmandır.” demişti. (Yusuf, 12/4-5)

Hz. Yusuf (a.s) kıssasındaki bu iki ayette insanın insana haset edip çekememezlik yapabileceği ve bu hasetlikten dolayı zarar verebileceği mesajı Hz. Yusuf’un kardeşleri üzerinden verilmekte ve haset etmenin kan bağıyla bir ilgisinin olmadığı vurgulanmaktadır. Zira bugün bile kardeşin kardeşe, akrabanın akrabaya haset ettiği, kardeşinin veya akrabasının bir adım ileri gitmesini, başarılı olmasını istemediği bilinen bir gerçektir. Bazı kan bağı olan insanlarda bu hasetlik vardır.

Yüce Allah da Yusuf suresindeki bu ayetler üzerinden duruma dikkat çekmekte, ayette de belirttiği gibi haset edenin tuzak kurup insana zarar verebileceğini beyan etmektedir. Esasında Felak suresinde geçen “Haset ettiğinde hasetçinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım (Felak, 113/1-5)” ayetleri de buna işaret eder.

Yüce Allah haset etmenin insana nasıl zarar verebileceğini Hz. Adem’in (a.s) iki oğlu Habil ile Kabil üzerinden de insanlığa anlatmaktadır.

Maide suresindeki ayet grubunda Kabil’in kötü anlamda kıskançlığına yenilip Habil’i öldürmesi durumu insanlara haset etmenin ne gibi sonuçları olabileceğini göstermesi açısından önemlidir.

Ayet gurubu şöyledir:

“Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, ‘Andolsun seni öldüreceğim!’ dedi. O da dedi ki: ‘Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. Andolsun ki sen öldürmek için bana el uzatsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldıracak değilim! Zira ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım. Ben diliyorum ki sen hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenesin, cehennemliklerden olasın! Zalimlerin cezası işte budur.’ Sonunda içindeki duygular onu kardeşini öldürmeye itti; onu öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. (Maide, 5/27—30)”

Hz. Adem’in iki oğlu üzerinden verilen mesaj haset etmenin son noktada ne gibi sonuçları olabileceğini anlatması açısından son derece önemlidir.

Aslında kıskanmak ve haset etmek farklı şeylerdir. İnsan, bir başka insanı kıskanabilir.

Kıskanmak, başkasında olan ve senin de hoşuna giden sende olmayan bir şey için, “Onda olmasına sevindim. Keşke bende de olsaydı” demektir. Yani o şeyin kendisinde de olmasını dilemektir.

Hasetlik ise tam tersidir. Hasetlik, başkasında olup sende olmayan bir şey için kötü düşünceye sahip olmaktır. “Onda neden var, bende yoksa onda da olmasın” demektir. İşte Kur’an’da bahsedilen kıskançlık bu türden bir düşüncedir.

Yüce Allah bunun ne kadar kötü bir düşünce olduğunu Hz. Yusuf’un kardeşleri ve Hz. Adem’in iki oğlu üzerinden insanlığa ibretlik kıssalar olarak anlatmaktadır.

Kur’an’ın haset etmek konusundaki mesajını tek cümle olarak söylemek gerekirse; Haset etmek, kardeşi kardeşe düşman eden şeytani bir duygudur. Bizim bu iki kıssadan anladığımız budur.

Rabbim bizi, Kur’an’la yoğrularak, O’nu hayatın merkezine koyarak yaşamaya çalışan kullarından eylesin. Bizleri vahyi anlayanlardan, yaşayanlardan ve yaşatanlardan eylesin. Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in (a.s) rehberliğinden ayrılmayan kulları arasına katsın.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM