Kalp ve damar hastalıkları açısından risk faktörlerini değiştirilemeyen, kontrol altına alınabilen ve önlenebilen risk faktörleri olarak 3 temel başlık altında gruplandırıyoruz. Değiştirilemeyen risk faktörleri; erkek cinsiyet, ileri yaş ve genetik yatkınlıktır. Kontrol altına alınabilen risk faktörleri ise; hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği ve strestir. Önlenebilen risk faktörleri ise; sigara ve aşırı alkol tüketimi, sağlıksız  beslenmek, hareketsiz ve tembel yaşam, şişmanlık, ihmal ve hekim kontrolünden kaçınmak olarak sıralanabilir.Kalp sağlığını korumak ve  daha sağlıklı bir yaşam için tuzu azaltmalı, hareketlerimizi artırmalı, sigarayı bırakmalı, hekim tavsiyesi altında reçetelenmiş ilaçlarımızı düzenli olarak kullanmalıyız.

Aslında yukarıda belirtilen risk faktörlerinden çoğu birbiriyle ilişkilidir. Obezite artınca netice olarak  hipertansiyon, insülin direnci ,şeker hastalığı ve kolesterol yüksekliği ortaya çıkmaktadır. Mevcut hastalığı olanlarda ise bu durum daha da aşikar hale gelmektedir. Stres ve hipertansiyon damar yüzeyinde tahribat yaparak damar sertliği oluşturmaktadır.Dolayısıyla hayatımızdan obeziteyi ve stresi çıkarabilirsek kısır döngüyü kırabiliriz. Esasında  hepimiz kalp sağlığı için yapılması gerekenleri biliyoruz. Ancak günlük hayatımıza yansıtmakta zorlanıyoruz.

1 yılı aşkın süredir Tüm dünyayı etkisi altına alan Corona virüsün bilinmezlikleri her ne kadar devam ediyor olsa da, hastalığın bilinen kısımlarına herkes gibi kardiyoloji hekimleri de adapte oldu. Gerek Sağlık Bakanlığının gerekse Türk Kardiyoloji Derneğinin tavsiyeleri doğrultusunda klinikler gerekli hazırlıklarını yaptı. Ancak Pandemi sürecinde önlenebilir ve kontrol alınabilir risk faktörleri ile mücadele daha da zorlaşmıştır. Hareketsiz yaşamın artması, kilo alımı ve stresin daha belirgin olduğu bu süreçte, kalp sağlığı çok daha fazla tehlike altına girmiştir. Ve bu bozulmuş yaşam tarzının olumsuz etkilerini önümüzdeki dönemlerde  daha  fazla göreceğiz.

Kalp hastalıkları ile covid 19 hastalığının  semptomları birbirine  karışabilmektedir.Pandemi  sürecinde gözlenen nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetler dikkate alınmalı, ihmal edilmemeli. Maalesef birçok hastamız şikayetlerinin covid 19 a bağlı olduğunu düşünerek kardiyoloji doktoruna başvurmamakta, ve neticesinde daha ağır bir tablo ile karşımıza gelmektedir. Covid 19 pandemi sürecinde halihazırda kalp hastalığı olan bireyler düzenli kontrollerini ihmal etmemeli. Nefes darlığı göğüs ağrısı gibi şikayetleri olduğunda ise bunu aile hekimine veya kardiyoloji doktoruna bildirmeli. Daha ağır tablolar yaşanmadan bu durumun önüne geçilmelidir.

Covid 19 un multisistemik bir hastalık olduğu ve  damar yataklarını da etkileyebileceği  unutulmamalıdr.Özellikle  koroner arterlerde olmak üzere tüm damarlarda pıhtılaşma , kalp kasında iltihap (miyokardit) gibi hastalıklara sebebiyet vermektedir. Bu bağlamda covid 19 geçiren hastaların taburcu olduklarında hekimleri tarafından uygun görülen kan sulandırıcılarını takdir edilen süre zarfında mutlaka kullanmaları gerekmektedir. Covid 19 un kronik hastalıkları bulunan bireylerde daha ağır seyrettiği bilinmektedir. Dolayısıyla daha evvel stent takılmış , by-pass olmuş yada kalp yetersizliği mevcut hastalar başta olmak üzere tüm kalp hastalarının daha tedbirli davranmaları gerekmektedir.

Covid 19 aşısı ile ilgili birkaç noktaya değinmek istiyorum. Gerek bilimsel veriler gerekse gözlemlerimiz sonucu covid 19 aşının hastalığı önlediğini söyleyebiliriz. Covid 19 a yakalanan  özellikle kalp hastalarının ise  covid 19 aşısı  olmaları,hastalığı daha hafif geçirmelerini  sağlamaktadır. Ayrıca  aşının akciğer  ve kalp tutulumunu ,yoğun bakım yatışlarını azalttığını da göz önünde bulundurulmalıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Mobil Sürüme Geç