KİMSE YOK DEĞİL Mİ AŞAĞIDA HİÇ KİMSE OLMAZ MI AŞAĞIDA

KİMSE YOK DEĞİL Mİ AŞAĞIDA HİÇ KİMSE OLMAZ MI AŞAĞIDA

Bizler varız…
Tabi bizleri de adamdan sayıp, adam yerine koyarsanız!
Hani sizler hedefi ne zaman 12’den vursanız;
Sizleri çılgınca, delicesine alkışlayan!
Yaldızlı övgülerle yere-göğe sığdıramayan birileri vardır ya;
İşte o aciz kullarınız bizleriz!
Sanırım bu anasının sütü gibi hak ettiği övgülerin kimlere laik olması gerektiğini tahmin etmişsinizdir.?
Tabi ki genç Şehzademiz için söyledim…
Tabi ki onlarca şirket ve İş yeri sahibi olan;
Ve bu iş yerlerinde binlerce insanı çalıştırarak karnını doyuran!
Saygıdeğer büyüğümüz Bilal Erdoğan’ın hak ettiği şekilde övüyorum…
Ve tabi ki onun sınırsız başarılarından söz etmek istiyorum…

Örneğin saygıdeğer genç iş adamımız Bilal Erdoğan daha 38 yaşında olmasına rağmen ülkemiz ekonomisine büyük katkılar sağlamıştır…

Eh, 70-80 yaşına kadar daha ne kadar katkılar sağlar varın orasını da sizler düşünün…

Sevgili iş adamımızın, büyüğümüzün şimdilik elde-avuçta, eşiyle, ağabeyi ile kuyumculuk üzerine bir ATAGOLD Şirketi var.

Makyaj ürünleri üreten bir şirket olan Maye Dış Ticaret Şirketinin sadece yüzde 25 hissesine sahip.

Kız kardeşi Sümeyye ile Doruk Izgara Gıda Limited Şirketinin yüzde otuz hissesi kendisine ait.

Mis Hediyelik Eşya Şirketinin yüzde 82,5 hissesine sahip….

Amcası Mustafa Erdoğan ve halasının eşi Ziya İlgen’lerle birlikte BMZ Group Denizcilik ve İnşaat Sanayi Anonim Şirketi ortağı.

TÜRGEV(Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmeti)gibi büyük bir vakfın en üst düzey yöneticisi…
Okçular Vakfı kurucusu ve yöneticisi…
Vesaire vesaire…
Aslında şimdilik mal varlığı yok denecek kadar az sayılır…

Okçular Vakfının düzenlediği bir etkinlikte ‘ok attırılmak istenen’ Bilal Erdoğan yanında hazır-ol vaziyetinde, el-pençe duran 60, 70 yaşındaki insanlara ok atmadan önce soruyor;
“Kimse yok değil mi aşağıda?”

Bu soruyu mutlaka insanları çok sevdiği için ve emniyet açısından ve bir kazaya meydan vermemek için söylemiştir saygıdeğer büyüğümüz Bilal Erdoğan ama…
Bende işi hinoğlu-hinliğe vererek şöyle düşünmek istiyorum;
“Aşağıda hiç kimse olmaz olur mu sevgili büyüğüm!”
Aşağıda bizler varız…
Bertolt Brecht’in de ‘tahtaravalli’ şiirinde dediği gibi;
“Bizler olmasak, sizler nasıl durursunuz yukarıda?”
Onun için siz gönlünüzü rahat tutun…
İstediğiniz gibi eğlenin, istediğiniz lokmayı yutun!

Ben muhalefet partisi Meral Akşener’in yalancısıyım…
Sayın Akşener diyor ki; “Okçular Vakfına İBB (İstanbul Büyük Şehir Belediyesinden) 16,5 trilyon lira aktarılmış.”

Doğru mudur, yalan mıdır bilmem…
Ama eğer doğruysa, bu paranın kaç kişinin çalışacağı bir İş Yeri açılır; varın orasını da sizler düşünün…
Kaç işsiz gencimiz ‘iş aramaktan’ kurtulur?
Yine varın bunun hesabını-kitabını sizler yapıverin..

Bak “gençler” dedim de, aklıma yine sevgili büyüğümüz Bilal Erdoğan’ın, gençlerimize tarihi nasihat niteliğinde verdiği demeç geliverdi…
Demecinde şöyle tavsiyede bulunuyor ve şöyle sesleniyor genç kuşaklara;

“Genç kardeşlerimden ricam; ok attığınız zaman ecdadınızın neden ok attığını unutmayın. Ecdadınız tarihin gördüğü en iyi okçular. Onların sahip olduğu ruha bugün bizim de ihtiyacımız var.”

Ağzına sağlık saygıdeğer büyüğüm…
İnan bugünlerde böyle moral verici nasihat ve öğütlere çok-çok gereksinimimiz var!
Hemde öylesine çok gereksinimimiz var ki; şu sıkıntılı günlerde bu öğüt’ünüz bize ilaç gibi geldi vallahi!

Bir yandan ardı-arkası kesilmez şehit haberleri…
Bir yanda çarşı-pazar pahallığı muhabbetleri…
Bir yanda altının gramı şu fiyat, dolar yükselişe geçti bilmecesi!
Öte yandan bir türlü sonuca bağlanamayan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri…
Vesaire vesaire…

Yani ‘aşağıdakilerin’ moral bozukluğu tavan yaptığı bu günlerde, sevgili büyüğümüzün bizlere ‘dedelerimizin okçu olduğunu’ hatırlatması ve unutmamamız gerektiğini söylemesi gerçekten bizi canlandırıp, diriltti!

İyi ki varsınız…
İyi ki bizlere atalarımızı dedelerimizi anımsattınız!
Sizlerde olmasanız, acaba bizler ne yaparız?
Tövbe, tövbe…
Allah göstermesin…
Vallahi yolumuzu-izimizi şaşırırız!
Öyle değil ama?

Ne diyorlardı;
“Anlayana sivri sinek saz, anlamaya davul zurna da az”
Benim ne demek istediğimi anlayanlar anladı…
Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere de -hiç kimse kusura bakmasın- onlara ayıracak ne zamanım, nere yerim var…

Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıklı düşünceden uzak kalmayın….

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?