SÜRPRİZ BULUŞMALAR VE UNUTULMAZ ANILAR

SÜRPRİZ BULUŞMALAR VE UNUTULMAZ ANILAR

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Sizlerinde çok iyi bildiği üzere günlerimiz her zaman olduğu gibi;
Seçim tantanasıyla…
Seçimlere endeksli İftar Sofrasıyla..
Öte yandan ise halkın hayat pahalılığıyla uğraşmasıyla…
Ve dar gelirli vatandaşların ‘geçim sıkıntısıyla’ gelip geçiyor….

Yani demem o ki; “şöyle bir gün arkamıza yaslanıp da, eşimizle dostumuzla ağız tadıyla bir sohbet edemiyoruz vesselam”

Eh, takdir edersiniz ki ağız tadıyla sohbet edemeyen birisi kalkıp eşini-dostunu uzaklara ziyarete de gidemez…
Hele ki günleri cebindeki bozuk paraya göre hesap edin benim gibi emekli pozisyonunda olanlar hiçbir yere ziyarete gidemez…

Kısacası amiyane bir tabirle veya benzetmeyle ifade edecek olursak; dolap beygiri gibi dolanıp durur kendi çevresinde!

Eh, durum böyle olunca da mecburen karşısına çıkacak olan gelişigüzel sürprizleri beklemeye başlar…
Ve karşısında hiç beklenmedik bir sürprizle karşılaşırsa da, sevincinden ve mutluluktan göklere uçar…
Tıpkı benim uçtuğum gibi…
*** *** ***
Bilgisayarımın başında ‘Damıtılmış Anlarım’ başlığı altında yeni bir çalışma yapıyorum…
Yani ‘ceviz kabuğunun içini dolduracak’ anılarımı yazıyorum.
Ve tamda yarım asır önce ilçemizi ‘ilçe yapan’ ve çok önemli çalışmaların altına imza atan ilçe kaymakamımız Osman Turan Erçin’in iz bırakan ve bizlerle birlikte geçen anılarını yazarken birdenbire cep telefonum çaldı…

Baktım ve ekranda arayanın Ömer Cinel olduğunu gördüm..
Ve ben kendisine; “Yahu bun ne biçim bir iç ses ki, tam senin enişten Kaymakam Osman Turan Erçin’le ilgili yazı yazıyordum ve sen aradın” deyince,

Sevgili Ömer Cinel’de bana; “O zaman yazdığın konuyu daha iyi bütünleştirmek için sana bir sürprizim olacak, nerede buluşalım” deyince bende; “Kaledeki Hakan Güvenç Parkında buluşabiliriz” dedikten sonra karşılıklı olarak telefonlarımızı kapattık…

Ve randevulaştığımız saatte dediğimiz yerde buluştuk…
Sevgili Ömer Cinel’in yanında benim yeğenim Ulaş ve birde sakallı genç bir adam var…
Ve bana; “Al sana biraz önce yazdığını söylediğin kaymakamın oğlunu getirdim” dedi…

El sıkıştık…
Kucaklaştık..
Ve şimdi karşımda duran genç adam, bundan 54-55 yıl önce Dereli’de kaymakamlık yapmış Osman Turan Erçin’in küçük oğlu Mehmet Cengiz idi…
Ama ben 50 küsur yıl öncenin bu küçük çocuğuna mahallede sadece ‘Mehmet’ derdim…
Çünkü Kaymakamın eviyle bizim ev kapı-kapıya olduğu için bir anlamda Mehmet çok sevdiğim küçük bir çocuk olduğu kadar, aynı zamanda “elimizde büyüdü” tabirini rahatlıkla kullanabilirim.

Vay be!
Zaman nede çabuk akıp geçmiş..
Dünün küçücük çocuğu neredeyse altmışına merdiven dayamış.
Ve biz Mehmet’le görüşmeyeli tamı-tamına 55 yıl olmuş…

Başta sevgili Ömer Cinel bana böylesine güzel bir sürpriz yaptığı için kendisine bu sayfa üzerinden bir kez daha teşekkür ederim beni yıllar öncesine götürüp, böylesine güzel bir sürpriz yaptığı için…

Özetleyerek sonlandıracak olursak;
Tam 55 yıl sonra ve 55 yıl önce Dereli Sütlüce Mahallesinde aynı havayı soluğumuzu Mehmet Cengiz Erçin eğitimini tamamlamış.
Doktor olarak akademik kariyerini tamamlayıp Prof unvanı almış.
Ve sonra da anayasamızın 10. Maddesinin de dediği gibi;
“Dil, din, cins, ırk ayrımı yapmamış”
Sadece ‘insanların-insanca-ve doğuştan gelen haklarını savunup bu yolda geri yürümekten gere adım atmamış…
Her yurtseverin başına gelenler onunda başına gelmiş!
Ve malum güçler tarafından dalı-budağı erken budanmış!
Ama benim bir zamanlar küçük Mehmet’imi yaptığı yolculuktan da hiçbir kimse geri adım attırmayı başaramamış…

Şimdi nasıl mutlu olmam ben böyle bir değerin bana hayatımın en güzel sürprizlerinden birisini yapmış olmasından…
Hemde öylesine mutlu oldum ki anlatamam…

Ve son söz;
Kişisel mutluluğumu anlatarak kafanızı gereksiz yere şişirdim ise özür dilerim…
Ve anlayışla karşılayanlara da teşekkür ederim…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?