Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
AKARKEN KÜPLERİNİZİ DOLDURUNUZ BUGÜNLERİ DAHA ZOR BULURSUNUZ
  • 0
  • 97
  • 07 Mayıs 2024 Salı
  • +
  • -

Öyle ya;

Bu dünyanın yazı var, kışı var…

Yarının ne olacağı belli değil ki…

Bir bakıyorsun ortalığı kuraklık götürüyor…

Bir bakıyorsun bereket yağmuru yağıyor…

Halka verir talkımı,

Kendi yutar salkımı,

Sözünü kendine referans yaparsın…

İtibardan tasarruf etmek istemiyorsan;

İtibar yoksullarını tasarruf etmeye çağırırsın…

Ardından da hangi lüks yaşamı ‘yaşamak’ istiyorsan yaşarsın…

Yani, itibar yoksunlarından elde ettiğin birikimlerle;

Diyanet kurumunun başında dini-imanı temsil eden…

Arapça bilmediğini söylese de, haramı-helalı herkesten iyi bilen…

Diyanet İşleri Başkanı zatı-muhterem Ali Erbaş Efendi gibi;

Sizlerde şatafatlı bir yaşam sürdürebiliyor musunuz?

Bindiğiniz araba lüks olsa da, yenisini alabiliyor musunuz?

Sanmıyorum…

Ama Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş;

Canı ne zaman isterse üst model bir makam arabası alabiliyor…

Hatta ve hatta Diyanetin envanterinde;

2 Mercedes, 1 zırhlı Mercedes, 1 Mercedes VİTO, 1 Kırmızı TOGG ve bir Audi A8 makam arabası olmasına rağmen…

Günlüğü 25 bin lira olan 16 milyon liralık lüks bir makam arabası kiralayabiliyor…

Şimdi sizde haklı olarak diyeceksiniz ki;

Balık baştan kokar…

Yani, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Efendi de;

‘İtibardan tasarruf edilmez’ diyen liderini örnek alıyor…

Ve bu dünyada gündelik yaşamını ona benzetmek istiyor…

Her neyse…

Mademki ‘itibardan tasarruf edilmez’ diyen liderimizi örnek verdik…

Şatafatlı yaşam sürdürmeyi düşünen Diyanet İşleri Başkanını bir tarafa bırakalım…

‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ (dünü çabuk unuturuz) sözünden hareketle;

Birde cumhurbaşkanımızın şatafatlı lüks yaşamına kısaca bir göz-atalım…

‘İtibardan tasarruf edilmez’ diyen sayın cumhurbaşkanımızın da;

Makam aracı olarak hizmetinde onlarca lüks ve son model araba olmasına rağmen…

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının 2024 bütçesi görüşülürken TBMM’ne verdiği teklifte; 20 makam aracı daha alınması isteniyor…..

Hem de cumhurbaşkanlığı sarayına ait 268 araç olmasına karşın…

Diğer taraftan;

Birisi dünya liderlerinde bulunmayan 13’de uçağı olduğunu sizler zaten biliyorsunuz…

Cumhurbaşkanımızın 13 uçağı var dedim de aklıma geldi;

Bu ülkede en düşük emekli aylığı 10 bin lirayken, THY Genel Müdürünün ayda 1 milyon 400 bin lira (eski paraya siz çevirin) aldığını biliyor muydunuz? (bir emekli aylığının 140 katı)

Ve aynı kurumun genel müdürlük alt kademesinde;

8 genel müdür yardımcısının 1 milyon 260 bin lira aldığını…

41 başkanın ayda 700 biner lira aldığını…

53 başkan yardımcısının 490 biner lira maaş aldığını…

Ve yüzlerce müdürün 350 bin lira maaş aldığını biliyor veya duymuş muydunuz?

Geçelim…

Neden söz ediyorduk?

Ha, anımsadım…

Cumhurbaşkanımıza yakışan şatafatlı yaşamdan söz ediyorduk…

Sayın cumhurbaşkanımız geçmişte her ne kadar malvarlığını:

‘Bütün servetim bir yüzük” diye kamuoyuna açıklasa da…

Yani, bu konuda çok alçakgönüllü ve mütevazı olsa da…

Sayın cumhurbaşkanımızın bugün başkentteki ‘Külliyesinin’ dışında;

Bitlis-Ahlat’ta Kışlık Sarayı ve Okluk Koyunda Yazlık Sarayları olduğunu hepimiz biliyoruz…

Ve Beştepe de bulunan Küllüye veya sarayının da;

Gündelik giderinin 11 milyon lira olduğunu yazılı basından TV’lerden öğreniyoruz…

Ne dersiniz söz cumhurbaşkanından açılmışken, bir-iki örnekte geçmiş cumhurbaşkanlarından örnek verip, günümüzle mukayese edelim mi?

Bence edelim…

Ve de öncelikle bu ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü örnekleyelim…

15 yıl cumhurbaşkanlığı yapan Mustafa Kemal Atatürk;

Ülkenin ekonomik koşullarını göz-önüne alarak yurt dışı gezilerine hiç gitmiyor…

Kendisini ziyarete gelen dünya liderlerini de kendi olanakları ölçüsünde ağırlıyor…

Ve oradan-buradan yaptığı tasarruflarla;

Hem Osmanlıdan kalma Duyunu Umumiye borçlarını ödüyor…

Hem cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde binlerce kişinin çalıştığı 46 fabrika kuruyor…

Hem yabancıların imtiyazında bulunan demiryollarını ve limanları geri satın alıyor…

Hem, kendi cebinden örnek çiftlikler ve ormanlar, haralar kuruyor…

(Ki, bu mal varlıklarını da daha sonra millete bağışlıyor.)

Örneğin 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’de;

Şahsi görev harcamalarını, devlete yük olmadan hep kendi cebinden harcıyor…

Ve çoğu kez makam aracı kullanmıyor…

Resmiyet dışı gideceği yerlere mümkün olduğu kadar dolmuşla gidiyor…

Ve ücretini de kendi cebinden ödüyor.. (Tıpkı 1. Görselde gördüğünüz gibi)

Ve o meydan muharebelerinin kahraman lideri İsmet İnönü ki;

(Hakkını teslim etmek gerekirse) gittiği yere koruma ordusuyla gitmiyor…

Ve gittiği yere giderken de çantasını koruması değil, hep kendisi taşıyor…

(Bugünkü liderler bir dosyayı koltuğunun altında götüremiyor.)

Son olarak da Ahmet Necdet Sezer’i örnek vermek istiyorum…

Bilenlerin de bildiği ve bilmezlikten gelmediği gibi;

Cumhurbaşkanlarımızdan birisi olan Ahmet Necdet Sezer de, kendi özel yaşamında devlete hiç yük olmamıştır…

Tam tersine yaptığı örnek davranışlarla, diğer yönetsel güçlere örnek olmaya çalışmış ve devleti savurgan olmaktan alıkoymaya çalışmıştır…

Örneğin;

Cumhurbaşkanlığının harcaması gereken bütçenin hepsini harcamayıp, artırdığı 46 milyon lirayı hazineye geri göndermiştir…

Çankaya Köşkünde cumhurbaşkanı S. Demirel’den kalma;

40 Danışman sayısını tasarruf etmek için 4 Danışmana indirmiştir…

Köşkün Koruma Müdürlüğüne tahsis edilen 14 arabayı geri iade etmiştir…

Yine oğlunun düğünün yaptığı Çankaya Köşkünde;

Sabaha kadar yanan elektrik paralarını cebinden ödemiştir…

Ve gündelik yaşamında bir yerden bir yere giderken;

Kırmızı ışıkta geçiş üstünlüğü olmasına rağmen, o da kurallara uymuş yeşil ışıkta geçmiştir…

Marketlerden alışveriş yapmak için hanımı ile birlikte alışverişe gitmiştir…

Hatta kasiyere para ödemek için hanımıyla birlikte herkes gibi sıraya girmiştir Vs…Vs…

Bugün söz biraz daha fazla uzadı…

Şimdi ben aradan çekiliyorum…

Ve gecikmeli de olsa sözü size bırakıyorum..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
Mobil Sürüme Geç