Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER SENDEN BENDEN DESTEK BEKLER
  • 0
  • 433
  • 11 Ocak 2023 Çarşamba
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Yanlış anlamazsanız;

Bugünkü sohbetimizde sizlerden ilk kez bir ricada bulunmak istiyorum…

O da şu;

Aklımın erdiği ve dilimin döndüğü kadar dile getirmek istediğim bu sohbet yazısına lütfen sonuna kadar okuyun…

Okuduktan sonrada;

Sadece ‘BEĞENİ’ yapmayın…

‘BEĞENİ’ duşuna basıp savuşturmayın…

Bu konuda mutlaka söylenecek bir çift sözünüz varsa; ki vardır…

Fikrinizi söyleyerek ‘atanamayan öğretmen’ sorunlarının çözümüne bir katkı da siz yapın…

Yani;

İster iktidar yanlısı olun…

İsterseniz muhalefet safında durun..

Bu sorun;

Üzerinde düşünülmesi gereken hepimizin sorunu…

Aklıma gelenleri gelişigüzel sıralayacak olursam;

En başta ve zamanında bu tür olumsuzlukları yaşamayan ve şimdi emekli olan biz eski öğretmenlerin düşünmesi ve tepki göstermesi gerek bu yaşanan olumsuzluklara karşı…

Hatta gerekirse ‘bastonunu’ elin alıp ‘atanamayan öğretmenlerin’ yaptığı eylem alanında onların yanında olmalı…

Ve onlara kendi döneminde böyle yığılmaların olmadığını anlatmalı..

Başka?

Bugün ‘öğretmen’ olma umuduyla fakülteleri dolduran öğrenciler de ‘atanamayan öğretmenlerin’ yanında durup, onlarla birlikte haykırmalı…

Ve demeliler ki;

“Bugün ülkemizde 47 üniversite bünyesinde ‘öğretmen yetiştiren’ 58 Fakülte bulunuyor…

Her yıl ortalama 40 bin mezun veriyor…

Ve bu rakam her yığıla-yığıla yüzbinleri aştı milyonları buluyor.” deyip;

“Bizimde akıbetimiz aynı mı olacak diye düşünüp, meydanlarda eylem yapan meslektaşlarının yanında saf tutmalı…

Sadece onlar mı saf tutmalı?

Hayır…

Anne-baba, konu-komşuda bu eylemlere destek olmalı…

Verdiği ‘verginin’ boşa gitmesini istemeyen vatandaşlar…

Farklı düşüncelerde de olsa, öğretmen örgütü olarak bildiğimiz sendikalar da bir adım öne çıkıp, bu genç meslektaşlarının dile getirdiği sorunlar üzerinde birazcık kafa yormalı…

Ve birde bu olumsuzluğun üzerinde en çok ‘öğretmen yetiştiren’ Fakültelerin yetkilileri ve sorumluları düşünmeli ve demeli ki;

“Yahu, biz her yıl binlerce öğrencinin eline ‘öğretmenlik yapabilirsin’ diye diploma veriyoruz…

Acaba biz boşuna mı kürek çekiyoruz?” diye düşünmeleri gerek…

Hatta ve hatta;

“Bizim eğitip yetiştirdiğimiz öğretmenleri siz tekrar KPSS diye bir sınav yapıyorsunuz…

Acaba biz eksik bilgiyle mi yetiştiriyoruz” diye alınganlık gösterip, itiraz etmeleri gerekmez mi?

Kısacası;

Bu kangren hale dönüşmüş bu ‘atanamayan öğretmenler’ sorunu hepimizin ortak sorunu olarak kabul etmemiz gerekmiyor mu?

Hani;

Verdiğimiz her vergi, bize hizmet olarak geri döneceği söyleniyordu da onun için böyle düşünüyorum…

Hani;

“Zaman zaman tasada ve kıvançta birlikte oluyoruz…

Hepimiz aynı gemide yol alıyoruz…

Batarsak birlikte, kurtulursak birlikte kurtuluyoruz…” sözünü çok kullanıyoruz da onun için böyle abuk-sabuk saçmalayıp duruyorum!

Ve daha fazla saçmalamadan da son sözü geçtiğimiz gün İstanbul Beşiktaş’ta eylem yapan atanamayan öğretmenlere bırakıyorum…

Atanamayan öğretmenler diyor ki;

“Bizler artık özel okullarda sömürülmek, mesleğimizin dışında işler yapmak ve işsiz kalarak gelecek kaygısı yaşamak istemiyoruz…

Bizler artık geleceğimizi güvence altına almak, hayatımıza yön vermek, kendimizi geliştirmek ve ülkemizin istikbali olan gençlerimizin yüreğinde ve zihninde ışık yakmak, ülkemize hizmet etmek istiyoruz…

Bu yüzden öğretmen atama takviminin en kısa süre içerisinde açıklanmasını, hükümetimizden talep ediyoruz…

Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapılmasını talep ediyor; en kısa zamanda okullarımızda öğrencilerimizin yanında olmak istiyoruz” diyorlar….

Çok mu şey istiyorlar?

Bu konuda siz ne düşünürsünüz onu belemem…

Ben bu konuda kendi fikrimi şu şekilde ifade etmek istiyorum…

Kamuoyuna yansıyan istatistiklere göre;

Cumhuriyet 100 yaşına basmasına rağmen hala okullarımızda 140 bin dolayında öğretmen açığı varmış…

Peki atanamayan öğretmen sayısı ne kadarmış?

Bu rakamda 500 bin rakamını çoktan aşmış…

Şimdi bunları soru şekline dönüştürecek olursak;

Peki, neden bu kadar atanamayan öğretmen varken, 140 bin öğretmen açığı kapatılmıyor?

Bütçede para mı yok?

Ve en önemli soruda şu;

Madem mezun ettiğiniz 500 binin üzerinde öğretmenin atamasını yapmıyorsunuz da, neden hala Eğitim Fakültelerine öğrenci kaydı yaptırıp -atama bekleyecek- 40 bin öğretmen mezun ediyorsunuz?

Örneğin;

Bu yığılan öğretmenlerin tayinlerini yapıp sıfırlayana kadar neden fakültelere öğrenci kayıtlarını durdurup dondurmuyorsunuz?

Buyurun…

Bu konuda söz sırası şimdi sizin…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM