Özel İdarenin “Taş” dosyası!..

“Mazot parasına muhtaç İl Özel İdare Dosyası!..” yazıma alaka gösterip özelden belge ve bilgi gönderen duyarlı takipçilerime ziyade teşekkürler…
*
Bir kardeşimizin (yazıya yorum olarak yazmayıp da özelden gönderdiği için ismini vermiyorum) belgelere eklediği bilgi notu fevkalade dikkat çekici:
-Taşocağı devletin, makinalar devletin, fakat ocağı işletip devlete fatura eden (…) falanca firma!..
-Falanca firma araçların hepsi özel idareye kiralık, parasını idare ödüyor. Ekskavatör başka bir firmadan özel idareye kiralık…
-Daha satılan mazotlar, çakıl diye satılan çamurlar hepsinin belgesi, ses kaydı, savcılık bilirkişi raporu var…
*
Bu iddialar yabana atılabilecek, es geçilebilecek iddialar değil.
Burada esas merak edilen husus:
-Sade bir vatandaş bu bilgi ve belgeleri elde edebiliyor ve durumdan haberdar olabiliyor da, nasıl oluyor da bir İl Genel Meclisi Başkanı, bir Meclis üyesi, bir Milletvekili, Valisi, Kaymakamı; bu bilgi ve belgelerden haberdar olamıyor?
-Haberdar olmuşlarsalar neden gereken işlem yapılıyor, ya da yapılamıyor?
-Bu iddialar asılsız mıdır, ya da doğru olmakla beraber yoksa suç mu teşkil etmiyor?
-Bu iddialar doğruysa; bu verilen görevleri kötüye kullanmak, emanete ihanet sayılmaz mı?
-Bu iddialara alet olan (amir-memur) hangi personel ise; bu gayri hukuki ve ahlakî işlemleri kendi iradeleriyle yapmaları mümkün müdür?
-Kendi iradeleriyle yapmıyorlarsa bunları destekleyen, sükûtlarıyla teşvik eden arkalarındaki güç nedir, güçlüler kimlerdir?
*
-Hani nerede, “evladımız da olsa, parti mensubumuz da olsa, kendi personelimiz de olsa, yolsuzluğa prim vermeyiz” diyen siyasi irade?
-Hani nerede kaldı “Zalime sessiz kalmak; zalimin zulmüne destek vermektir… Zulme ses çıkarmayan, zalimin suç ortağıdır!..” söylemleri?
*
Özel idareyi mazot parasına muhtaç hale getiren ortada bir yolsuzluk, usulsüzlük varsa;
-Bu, açıkça hırsızlık değil midir?..
-Hırsıza sessiz kalmak; hırsızın hırsızlığına destek vermek değil midir?
-Hırsızlığa ses çıkarmayan, hırsızın suç ortağı değil midir?
*
Ey “Efendim, doğru konuşanı 9 köyden kovuyorlar, onun için sesimizi çıkartamıyoruz” diyen doğrucu dürüstler!..
Doğru konuşanların kovulduğu köyler, zaten doğru konuşanlardan rahatsız olan, doğru konuşanların olmadığı köylerdir.
O zaman doğru konuşanların olmadığı yerlerden kovulmak; şereftir, izzettir, rahmettir!
*
Bu iş, burada bitmedi…
Ancak daha bir taş meselesinde bu kadar taşlıklar olabiliyorsa, acaba daha ne kadar taşlıklarla karşılaşacağımızı zamanla göreceğiz!

Vesselam…