Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Cümleten merhabalar,
Cümleten iyi Pazarlar,
Bugünkü sohbetimizde sizlere Şebinkarahisar gezisi sırasında Aşık Veysel üzerine dinlediğim bir sohbeti paylaşacağım..
Ve paylaştıktan sonrada -naçizane- bir öneride bulunacağım…
Saygıdeğer sayfa arkadaşlarım,
(Sizlerle görselde paylaştığım mekan) Şebinkarahisar-Avutmuş Bölgesi, Kadıoğlu mahallesinde bulunan çok eski bir kahvehane.
Çıta örgülü çatısından sizlerinde tahmin edeceğiniz üzere bu Kahvehane yüz-küsur yaşındaymış…
Ve bu gördüğünüz bina bir zamanlar Aşık Veysel’i konuk edip ağırlamış..
Ve şimdi burada izniniz olursa bu bilgiye nasıl eriştiğimi sizlere kısaca anlatmak ve paylaşmak isterim…
Şebinkarahisar-Tamzara gezisinde yol arkadaşlarımla birlikte karar verip, Avutmuş-Kadıoğlu tarafını gezmeye karar verdik;
Ve gittik..
Kadıoğlu’na inince (görselde paylaştığım) tarihi bina dikkatimi çekti…
Karşı tarafında da yaşlı ve orta yaşlı mahalle sakinleri oturuyor.
Oturanlara selam verdik…
Ben cep telefonumun kamerasıyla bu tarihi binayı kayıt aldıktan sonra, oturan gurubun yanına yaklaşırken, içlerinde en yaşlı olan birisi bana;
“O bina Aşık Veysel’in bir gece konuk olduğu, saz çalıp, türküler söylediği bina” deyince;
Resmini çektiğim bina daha da çok ilgimi çekti…
Ve başladık bu konu üzerine sohbet etmeye..
Bu konuyu açan ve yaşının 87 olduğunu söyleyen Mehmet dayı (her ne kadar yaşının 87 olduğunu söylese de, sapasağlam ve dipdiri duruşa sahip bu -eski toprakla- karşılıklı tanıştıktan sonra anlatmaya başlıyor Mehmet dayı;)
“Ben 1933 doğumluyum. Aşık Veysel buraya geldiğinde daha 9- 10 yaşlarında falandım.
Hangi yıldı pek hatırlamıyorum amma galiba 1940 veya o yılların birisindeydi;
Ta, Sivas-Şarkışla’dan kızıyla birlikte başka yerlere de uğrayarak kalkıp gelmiş ta buralara kadar.
Geldiği günün akşamı bu Kahvede saz çalıp türküler söyledi.
Kahvenin içi tıklım-tıklım dolu olduğu gibi bu gördüğün alanda kalabalıktan geçilmiyordu…
Aşık Veysel türküsünü söyledikten sonra buranın büyükleri ve ileri gelenleri Aşığa -emeğinin karşılığı olarak-,ona duyurmadan kendi aralarında para toplayıp, Aşık Veysel’e verdiler.
Ve o gece bu Kahvehanenin ‘konuk odasında’ onu en iyi şekilde ağırlayıp, kızıyla birlikte konuk ettiler.
Yani çocuk yaşımda, o zaman çok yakından gördüm ben Aşık Veysel’i.” diye anlatırken, hala o günün heyecanını yaşıyordu Mehmet dayı..
Hatta biz dinleyenleri kıskandırmak istercesine;
“İşte o büyük insanı bu babayiğit yakından gördü dercesine; Aşık Veysel’i görmenin keyfini çıkarıyor ve bize adeta hava basıyordu Mehmet dayı…
Yaşanmış bu güzel öyküyü dinledikten sonra, bende diyorum ki;
“Yaklaşık 80 yıl önce Anadolu’nun en büyük Halk Ozanlarından Aşık Veysel, Şarkışla’dan kalkıp, Şebinkarahisar topraklarını ziyarete gelmiş,,,
Avutmuş Bağları-Kadıoğlu mahallesinde bir gece konuk kalmış ve türküler söyleyip, bağlama çalmış…
Ve üstelikte ‘Konuk olduğu ve bağlama çaldığı’ kahvehane bu zamana kadar çökmemiş ve ayakta kalmış.”
Şimdi sizce bu tarihi bina ‘Aşık Veysel Konuk-Evi’ veya ‘Müze’ olarak tanzim edilse fena mı olur yani?
Üstelik bu tarihi binayı (sahibinin gönlünü yaparak) kamulaştırıp, toplumun ortak hizmetine sokacak o kadar çok ‘Kanaat Öncüleri’ ve ‘İleri gelenleri’ zenginleri ve iş-Adamları var ki…
İsteseler en kısa zaman diliminde bu işin üstesinden gelebilirler.
Ve bu mekanı herkesin ilgi duyacağını ‘Ziyaret Mekanı’ haline getirebilirler…
Ve bu da Şebinkarahisar’a yakışır…
Sizce de yakışmaz mı?
Örneğin;
Bundan 80 yıl önce buna benzer bir olay yaşanıyor Çorum’un İskilip ilçesinde…
Ve bundan 20 yıl önce İlçelerinde 80 yıl önce konu olan büyük bir sanatçının kaldığı eve adını vererek ‘Müze’ye çeviriyorlar..
Kim mi bu sanatçı?
Baba ocağı Maçka ve doğum yeri Görele olan ünlü ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüpoğlu..
1942 yılında tarihi bir araştırma için yolu Çorum-İskilip’e düşüyor.
Yaptığı araştırmalar sürecinde bir evde kalıyor…
Hatta o unutulmaz ‘KARADUTUM’ şiirini bu evde yazıyor..
Ve aradan yıllar geçiyor…
Ünlü sanatçı 1975 yılında bu dünyadan ayrılıyor.
Ve Çorum-İskilip öncüleri ve sanatseverleri bu büyük sanatçının 80 yıl önce kaldığı evi ‘Müze’ yapıp ismini veriyorlar…
Yani kısaca demem o ki;
Şebinkarahisarlılar da istedikten sonra Aşık Veysel’in 80 yıl önce kaldığı bu konutu ‘Aşık Veysel Konuk-evine’ veya bir ‘Sanat-Evi’ gibi değerlendirebilirler diye düşünüyor ve öneriyorum…
Bu konuda sizler nasıl düşünürsünüz onu bilemem ama…
Yinede bu konuda benim bu örenimi desteklemenizi bekliyorum.
Buyurun;
Zaten söz sırası sizin..
Bu konuda ne söyleyecekseniz; söyleyin…
NOT: Birinci görsel benim cep telefonu kameramdan.
2.Görsel değerli eğitimci ve fotoğraf sanatçısı Mehmet Öztürk’ün kamerasından..