UNUTMADIK UNUTMUYORUZ SENİNLE GURUR DUYUYORUZ  

Sen ki;

‘Bağımsızlık benim karakterimdir.’ diyensin…

Ve bu sözlerini pratiğe taşıyarak;

Emperyalistleri cephe savaşlarında yenen dünyanın ilk liderisin…

Seni nasıl unutabiliriz mavi gözlüm?

Sen ki;

Bir toplumu elinden tutup, ortaçağın karanlığından, kör kuyulardan çıkarıp ‘aydınlığa’ taşımak için geceni-gündüzüne katmışsın…

Yüzyıllardır hüküm süren saray saltanatını ve monarşiyi kaldırıp;

‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin olsun’ diyerek ‘Cumhuriyeti’ kurup, önderlik yaptığın toplumu ‘ümmet’ olmaktan kurtarmışsın…

Sen ki cumhuriyeti kurar-kurmaz;

Yüzyıllardır insan yerine koyulmayan, nüfus sayımlarında bile yer almayan kadınları ‘medeni yasa’ çıkararak, erkeklerle eşit durama getiren bir lidersin…

Kadınlara ‘seçme ve seçilme’ hakkı verensin…

Sen ki, bir kadın eğilip çizmeni öpmek istediğinde;

“Ey Türk kadını!

Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlarda yükselmeye laiksin” diyensin…

Bu toplum şimdi seni nasıl unutabilir mavi gözlü dev lider?

Çıkarcıların ve gericilerin dışında;

Hangi kadın senin onlara verdiğin değeri unutabilir?

Sen ki;

Cumhuriyeti kurduğun günden, bu dünyaya veda ettiğin 15 yıllık zaman dilimine onca ‘yenilikler’ sıkıştırdın…

Bu ülkenin yönetiminde bulunduğun 15 yıl içerisinde mülkiyeti devlete (kamuya) ait olan tam 46 fabrika yaptın…

Ve birçok işsizi ‘işsiz’ olmaktan kurtardın…

Sen ki yönetimde bulunduğun bu 15 yıllık zaman diliminde;

Bu toplumun ortak mutluluğu için onlarca ‘yenilikler’ yaptın…

Harf Devrimi ve ardından ‘eğitim seferberliği’ yaparak;

Yerlerde sürünen ‘okuma-yazma’ yüzdesini yukarılara çıkardın…

Karanlıklarda ‘kör ebe’ oynayan bu toplumu ‘aydınlığa’ çıkarmaya çalıştın…

Unutanlar unutsun;

Ahde-vefayı bilenler seni nasıl unutabilir eey! büyük devrimci…

Sen ki;

Cumhuriyeti kurarak ‘Monarşiyi’ kaldırdın…

Halkçılık ilkenle ‘Oligarşiyi’ sonlandırdın…

Milliyetçilik ilkenle ‘ulusalcılığı’ öne çıkardın…

Laikliği getirerek ‘teokrasi’ yönetimini rafa kaldırdın…

Devletçilik ilkenle ‘Kamunun ortak kazanımlarını’ öne çıkardın…

Devrimcilik ilkenle ‘tutuculuğa ve gericiliğe’ karşı savaş açtın…

Şimdi bu durumda nasıl unutabiliriz biz seni?

Üstelik sadece bizler değil;

Dünyanın birçok ülkesi ve o ülkelerin yöneticileri ve halkları da unutamıyor seni…

Daha doğrusu unutmak istemiyor…

Ve unutmak istemediği içindir ki;

Senin ismini caddelere, sokaklara ve parklara veriyor…

Birçok ülke senin hayatını ve mücadeleni ders olarak okutuyor…

Sana hayran olan ülkeler, senin resminin bulunduğu ‘pul’ basıyor…

En büyük meydanlarına senin ‘heykellerini’ dikiyor…

Bunu rakamlarla ifade edersek;

Bugün 38 ülkede senin ‘heykelin’ bulunuyor…

Tam 63 ülkenin cadde, sokak ve parklarında senin ismin yazıyor…

İster kapitalist, ister sosyalist olsun…

İster diktatör ve isterse faşist olsun;

Dünyanın en ünlü ve hatırı-sayılır liderleri sana övgüler düzüyor…

Örneğin, Rus İhtilali lideri Lenin;

“Mustafa Kemal sosyalist değildi…

Fakat görülüyor ki iyi bir teşkilatçı, yüksek anlayışlı, ilerici, iyi düşünceli ve akıllı bir önderdir…

O, soygunculara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor…

Emperyalistlerin gururunu kıracağına ve Sultanı da birlikte alt edeceğine inanıyorum.” diyor 1921 yılında…

1922 yılında ise İngiltere Başbakanı Lloyd George de şöyle diyor;

“Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir…

Şu talihsizliğe bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk milletine nasip oldu..”

Pakistan Devlet Başkanı Eyüp Han da 1963 yılında;

“Kemal Atatürk yalnız bu yüzyılın en büyük liderlerinden biri değildir…

Biz Pakistan’da o’nu gelmiş geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz…

O, yalnız sizin ulusunuzun sevgili önderi değildir…

Dünyadaki bütün Müslümanlar gözlerini sevgi ve hayranlık duygularıyla O’na çevirmişlerdir…” der…

Daha buna benzer onlarca ‘ünlü liderin’ övgüleri var ama…

Ben sayfa ölçülerimi göz önüne alarak, bir örnek daha vererek, sohbetimizi özetleyerek sonlandırmak istiyorum…

Bilenlerin de bildiği gibi;

Sosyalist ülke Küba’da, dünyada gelmiş-geçmiş en ünlü liderlerin bile ‘heykeli’ yoktur…

Küba’nın başkenti Havana’da sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün heykeli bulunmaktadır…

Ve heykelin ön yüzünde de;

‘Yurtta Barış, Dünyada Barış” yazmaktadır…

Küba’nın sosyalist efsane lidere Fidel Castro ise M.K. Atatürk için kısaca şöyle der;

“Bu kadar büyük bir devrim yaptım ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım…

Atatürk, 1919 ‘da Anadolu’dan düşmanları kovmak için Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı…

Ve anti-emperyalist bir savaş verdi ve zafere erişti…

Biz, Atatürk’ün bu devrimci savaşından etkilendik, esinlendik ve tam 40 yıl sonra, 1959 yılında Granma Gemisiyle Havana’ya çıktık…

Ülkemizden emperyalistleri ve işbirlikçisi faşist Batista rejimini yıkmak için bizde zafere eriştik…

Bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağı devrimci Mustafa Kemal Atatürk’tür” diyor…

Eeeee?

E’si şu;

Bugün 10 Kasım…

Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayırılışının 85. yılı…

Varsın;

Atatürk’ü sevmeyenler sevmesin…

Önemsemeyenler varsın önemsemesin…

Varsın;

Manevi huzurunda sap gibi dikilmek istemeyenler dikilmesin!

Biz sevenleri ve saygı duyanları;

Bu ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 85. yılında da unutmadık unutmuyoruz…

Bu toplumun ortak mutluluğu için verdiği ‘Bağımsızlık Mücadelesi’ ve yaptığı yeniliklere, devrimlere saygı duyuyoruz…

Ve; verdiği mücadelenin önünde saygıyla eğiliyoruz…