Örneğin;

Yaşama tutunmak için…

Bu fani dünyada bir gün daha fazla yaşamak için…

Çoluğunun-çocuğunun geçimini sağlamak için borçlanmak zorunda kalan yoksulların borçlarına bir ‘af’ çıkarılabilirdi…

Yani;

Cumhuriyetin 100. yıl hatırına borçları silinir ve sıfırlanabilirdi…

Yaz yılda-birde olsa onlarında yüzü güldürülebilirdi…

Sakına-sakın ‘af olmaz’ demeyin…

Eğer derseniz, bende size şöyle derim;

“Siyaset tüccarları işine gelince mahpus damlarında yatanlara af çıkarıyorsa…

Ensesi kalın olanların ‘vergi borçlarını’ ödememesi için af çıkarıp kıyak yapıyorsa…”

Niye yoksulların borçları için bir af çıkarmasın!?”

Arşivlere şöyle gelişigüzel bir bakıverdim de;

Göbeği şiş, ensesi kalın ve çalışanın sırtından asalak olarak geçinen para babalarına son yirmi yılın içerisinde tam 10 kez ‘vergi affı’ çıkarılmış…

Yani, ensesi ve cüzdanı kalın olanlardan alınması gereken vergi borçları alınmamış…

Bu kadarla kalsa iyi…

Yine yirmi yıllık zaman diliminde ensesi yağlı olanlar daha çok yağlansın diye tam 191 kez ‘ihale yasası’ değiştirilmiş…

Her neyse…

Bu iki örnek yeterde artar bile diyerek geçelim…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Cumhuriyetin 100 yıla ayak basmasına şunun şurasında üç gün kaldı..

Ancak ne iktidar tarafında…

Nede muhalefet kanadında…

Cumhuriyetin 100. yılına girişiyle ilgili hiçbir söz eden yok…

Varsa-yoksa;

Seçimler ne zaman olacak?

Muhalefet ‘cumhurbaşkanı’ adayını ne zaman açıklayacak?

Altılı masa denilen masa dağılacaksa ne zaman dağılacak?

Cümbür-cemaat 85 milyon nüfus bu konuların üzerine odaklandık…

‘Altılı masa’ dedim de aklıma geldi;

Keşke ‘altılı masanın’ etrafında toplananlar Atatürk’ün ve aynı zamanda devletin kuruluş ve temel ilkeleri olan altı ilkeden;

Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Halkçılık, Laiklik, Milliyetçilik ve Devrimcilik ilkeleri üzerine de kafa yorsalar…

Belki bundan sonra düşünürler diyerek geçelim…

Ve biz tekrar şu yoksul borçlarının ‘affedilmesi’ konusuna geri dönelim…

Sohbetimizin üst-başlığında ne diyorduk?

‘Yönetsel erkler, Cumhuriyetin 100. yılına girmeden bazı konularda sürprizler yapsa da, topluma müjde verse” diye düşünüyorduk…

Diyeceksiniz ki;

“Ne gibi sürprizler yapabilir?”

Örneğin bin aklıma gelenleri şöyle sıralayabilirim;

-Konu başlığında da belirttiğim gibi yoksulların devlete olan bilumum borçları silinip sıfırlanabilir…

-Elektrik ve doğalgaz borçları 100. yıl süresince alınmayabilir…

-Ataması yapılmayan binlerce öğretmenin ataması yapılarak intihar etmeler önlenebilir…

-Üniversiteyi bitirmesine rağmen hala sokaklarda serseri mayın gibi dolan gençlerimize istihdam alanları yaratılabilir…

-Yarınlara dair hiçbir güvencesi olmayan tarım emekçileri bir şekilde devlet tarafından sigortalanabilir…

-Üçüncü sınıf, dördüncü sınıf ülkelerden ‘tarım yapmak için’ toprak kiralama yerine, büyük kentlere ‘iş bulmak’ umuduyla göç eden, ancak iş bulamadığı için aç-arık sefalet içinde yaşayanlar tekrar köylerine ve nadasa bıraktığı toprağının başına döndürülebilir…

Vesaire, vesaire…

Listeyi uzat uzatabildiğin kadar…

Uzadıkça uzuyor…

Üstelik bunları yapmak da o kadar zor değil…

Yeter ki çobanın tekeden süt sağmak gibi bir niyeti olsun…

Veya bağcıyı dövmeden üzüm yememeye niyet etsin…

Buyurun;

Şimdi söz sırası sizin…

Benim aklıma gelmeyenleri de siz ekleyiverin…