AKSU ŞENLİKLERİ TİYATRO GÜNLERİ

AKSU ŞENLİKLERİ TİYATRO GÜNLERİ

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Ben sohbetimizin üst başlığını her ne kadar “Aksu Şenlikleri” ibaresini kullansam da…
Siz bakmayın benim öyle dediğime…
Bugün adına ‘Uluslararası Aksu Festivali’ denilen etkinliğin adı bundan 42 yıl önce halk tarafından doğaçlama olarak yapılan bu etkinliğe ‘Mayıs Yedisi’ veya ‘Aksu Şenlikleri’ dedikleri için bende her nedense arada-bir hep ‘şenlik’ ifadesi kullanıyorum..

Her neyse bunu geçelim…
Adına ne denirse densin…
Benim asıl değinmek istediğim ‘Uluslararası Aksu Festivali’ etkinliği çerçevesinde 25 yıldır yapılmakta olan Tiyatro Günleri…
Ki, ne yalan söyleyeyim, Aksu Festivali etkinlikleri çerçevesinde yapılan bu etkinlik benim en sevdiğimi olumlu bir etkinlik…
İyi ki de yapıyorlar…

Ancak, bu sözünü ettiğim etkinlikleri bu kadar önemsememe rağmen, bu yıl kendime özgü yoğunluğum nedeniyle oyunların hepsine gidemeyip ve sadece ‘Tiyatro Günlerinin’ son oyunu olan ve Bulancak sanat Tiyatrosunun, Bertoult Brecht’in oyunu;
“Bay Puntila ve Uşağı Matte” oyununu izledim…

İyi kide izlemişim…
Çok muhteşem ve kusursuz sahnelenmiş bir oyundu…

Ancak, ben oyunun kısa bir değerlendirmesine göçmeden önce oyun öncesi tiyatroya gösterilen ilgiden de söz etmek istiyorum.

Tiyatro Günlerinde sahnelenen oyunların tamamı Vahit Sütlaş- Giresun Belediye Şehir Tiyatrosunun sahnesinde sahneleniyor.

Gitmek istediğim oyun saat: 20.00’de başlayacak…
Ben oyunun başlama saatinden yarım saat önce salona gittim.
Tiyatronun dışarısı bir hayli kalabalık..
Tiyatroya bu hayat pahalılığında bu kadar ilgi gösterilmesi beni gerçekten bir tiyatro-sever ve aynı zamanda bir eğitimce olarak çok memnun etti…

Giresun Belediye Şehir Tiyatrosundan birçok oyuncu, yakasında ‘görevli’ yazılı yaka kartları asılı…
Gelen konukları güler bir yüzle karşılıyorlar…

Tiyatronun dış kapısına vardığımda, belediyenin oyuncularından Eray Aktaş ile eski tiyatro öğrencilerimden Fırat Çınar bir banka oturmuş sohbet ediyorlardı…

Benim geldiğimi görünce ikisi de saygılı bir şekilde ayağa kalktı..
Bana yaklaşarak “Hoş geldiniz hocam” diyerek karşıladılar…
(Eh, o kadar da olsun artık… Bizimde bu kente azda olsa tiyatro konusunda veya diğer alanlarda üz-buçuk hizmetimiz oldu…

Eray Aktaş “Çay içer misin hocam, oyunun başlamasına daha vakit var” dedi…
Bende “Bir dakika biletimi alayımda, sonra içeriz dedim”
Her neyse, ben Fırat’la birlikte biletimizi alırken, Eray’ da bana çay alma uğraşları içerisindeydi…

Oyunun başlama vakti yaklaştı…
Derken tam içeri girecekken, Giresun Belediye Şehir Tiyatrosu Genel Yönetmeni Doğan Turhan’la karşılaştık…
Merhabalaştık…
Kucaklaştık…
Ve Ertan Kara birlikte ikimizin fotoğrafını çektikten sonra salona girdik…
Başta da söylediğim gibi oyuna fazla ilgi olduğu için meğer bizim bilet salonun en arkası ve dipte bir yerinden verilmiş…

Salon görevlisi bizi bilet numaramızın olduğu sandalyeyi gösterip yönlendirirken, birden omzuma bir el dokundu…
Baktım Belediye Şehir Tiyatrosunun başarılı oyuncusu ve aynı zamanda Tiyatro Oyuncuları Şefi Ayşegül Yenal;
“Hocam lütfen sizi ön tarafa alalım”
Ben “Hayır” olmaz desem de, Ayşegül Yenal beni kolumdan tutarak en ön koltuklardan birisine oturttu…
Mutlu olmadım dersem yalan olur…
Çok mutlu oldum…
Tiyatroda usta-çırak ilişkisi de bunu gerektirmiyor mu?
Galiba onlarda olması gerekeni yapıyorlar olmalı…

Oyunun başlama anonsu yapıldı…
Işıklar söndü…
Şimdi de yönetmenliğini (tiyatroya benimle başlayan) Mustafa Çolakoğlu’nun yönettiği oyunu izleyeceğim…

Oyunun konusu; bir zamanlar Almanya’da toprak ağası olan ve yaşamını alkol bağımlılığı ve zengin olmanın şımarıklığı ile geçiren bir toprak ağasının alkol kullandığında bir başka kimliğe ve kullanmadığında ise bir başka insan olduğu anlatan bir oyun..

Oyunun değerlendirmesine bütünsellik içinde bakacak olursak;
Oyunda rol alan bütün sanatçılar, gündelik yaşamlarında başka bir iş yapıyor ve en küçük oyuncunun yaşı yedi, en büyük oyuncunun yaşı ise yetmiş yaşında oyuncular var…
Hiç abartmadan söylüyorum; vallahi de billahi de profesyonel oyunculara taş çıkartıyorlar…

Kısacası muhteşem bir kurgu…
Çok iyi bir oyuncu kadrosu..
Muhteşem bir yorum…
Uzun sözün kısası;
Bizlere böyle güzel bir oyun sunana Bulancak Sanat Tiyatrosu oyuncularını kutluyor ve ayakta alkışlıyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?