BİRİNCİ YARIYIL TATİLİ

BİRİNCİ YARIYIL TATİLİ

Bugün karne günü.

İlkokul, ortaokul ve liseye devam eden öğrenciler karnelerini aldıktan sonra, iki hafta sürecek yarıyıl dinlencesine girecekler.

Karne, öğrencilerin okul yaşamı ve derslerinin durumunu izlemek amacıyla verilir.

Öğrenciler dört ay süren yoğun ders yapmanın ardından hak ettikleri tatile girerken, bu döneme ait başarı ya da başarısızlıklarının göstergesi olan karnelerindeki notlar sadece çocuklar için değil, aileler için de epey önem taşımakta ve heyecan vermekte.

Notlar çocuğun gelişimini izlemek ve hangi alanlarda desteğe gereksinimi olduğunu anlamak için kullanılabilecek bir araç olarak görülmeli.

Beklentilerinin karşılığını bulan veliler sevinip rahatlarken, istedikleri başarıyı göremeyenler hayal kırıklığı içerisinde “niye, neden, niçin” diye sorgulamaya başlarlar.

Çocuklarının okul dönemlerinde, velilerin asla bırakmaması gereken sorumlulukları bulunmakta, kendilerine düşen görevleri iyi bilmeleri gerekmektedir.

Alınan karnelerle ilgili olarak veliler neler yapmalıdırlar?

Çocukların başarı ya da başarısızlıklarının değerlendirildiği ve not olarak gösterildiği karnelerdeki rakamlara bakarak “bu dönemi de başarılı olarak atlattık” rahatlığı ya da “eyvah ne yapacağız karamsarlığı ve telaşına düşerek” kaygılanmak yerine, çocuğun iki hafta gibi kısa süren yarıyıl dinlencesini en verimli şekilde geçirmesi için planlama yapılmalı ve uygulamaya koyulmalı.

Başarısızlığın nedenleri üzerinde öğretmenlerinden de yardım alınarak araştırılmalı, tespit edilen sorunlar, çocuğun da katılımı ile yapılacak planlama doğrultusunda düzeltilmeye çalışılmalı.

Nedenler değerlendirilirken, çocuğun onurunu kırmadan, başarısızlığın nerelerden kaynaklandığı incelenmeli, alınacak önlem ve çözümleri ile ilgili yapılan araştırma esnasında kesinlikle öğretmenlerinden yararlanılmalı.

Çocuğun başarısız olan notları dikkate alınarak kişiliğinin ve zekâsının göstergesi olarak değerlendirilmesi son derece yanlış olacaktır.

İstenilen düzeyde başarılı olamayan öğrenciler, ailesi tarafından karnesindeki notlara bakılıp değerlendirileceklerinin farkında olarak “ne tür tepki verecekler, ne yapmalıyım…” düşünce ve kaygı içersine girerler.

Düşük notlara “başarısız, işe yaramaz, beceriksiz, tembel, bundan adam olmaz…” tepkisinin geleceğini bilir.

En olumsuz yaklaşım, başarılı olan akranları ile kıyaslanması olacaktır.

Her çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal gelişimi ile ayrı bir birey ve belirli alanlarda kapasitesinin olduğu unutulmamalıdır.

Notları dikkate alarak çocuğu aşağılamak, değersiz ve bir işe yaramaz olduğunu hissettirmek gibi yaklaşımlar çocukla olan ilişkide onarılmaz yaralar açabilir.

Notları değerlendirirken, “bu derslerinin notu beklentimizin çok altında ancak, daha iyisini yapabileceğine, başarılı olacağına inanıyor ve sana güveniyoruz…” gibi motive edici söylemler kullanılmalıdır.

Çocuğa tepki göstermek yerine, destek verici yaklaşımda bulunmak onları psikolojik yönden rahatlatacak, aileye güvenerek iletişimin daha da güçlü olmasını sağlayacaktır.

Ayrıca, ikinci dönemde “nasıl daha başarılı olunabileceği” üzerinde konuşularak değerlendirme yapılmalıdır.

Çocuğun derslerine çalışması birinci derecedeki görevi ve sorumluluğudur. “Notların çok iyi olduğunda sana sürprizim olacak, hediye alacağım…” gibi yaklaşımlar asla doğru değildir.

Başarısını çocuğu fark ve takdir ederek, “belirli bir plan içerisinde çalıştığın süre hedeflerine kolay ulaşırsın, başarın aile olarak bize gurur veriyor” gibi söylemler ödül vermekten daha etkili olacaktır.

Abartılı olmamak koşuluyla çocuğun ihtiyaçlarına uygun maddi ödüllerle destekleme yerinde olabilir.

Önemli olan çocuğun başarısını kendisine söz ve davranışlarla hissettirerek, ruhsal gelişimi üzerinde etkili olabilmektir.

Bilinmesi gereken, ailenin çocuğa yönelik tutum, kurduğu iletişim, ilişki ve yetiştirme biçiminin onun okuldaki başarısında oldukça önemli bir role sahip olduğudur.

Hangi tür olursa olsun verilecek ceza, çocuklardaki kişisel gelişmeyi duygusal ve zihinsel olarak engelleyen en önemli etkendir.

Başarısızlığın nedenleri üzerinde konuşarak çözüm bulma arayışına girmek etkili bir sonuç verecektir.

Tüm veliler tarafından, eğitim bilimcilerinin “çocuğun almış olduğu notlar sadece çocuğun değil, aynı zamanda ailenin de notları olup, çocuklarının karne notlarını  kendi puanları olarak da görüp değerlendirmeleri daha doğru olacaktır” sözünün ana düşüncesinin çok iyi anlaşılması gerekmektedir.

Ayrıca;

Çocukları yazılı/görsel basın, bazı dergiler ve internetin zararlı içeriklerinin olumsuz etkilerinden korumak için çok dikkatli olunmalı,

Öncelikle çocukların internet kullanımı sıkı bir şekilde takip edilmeli, bilgisayarlar çocuklara ait özel odalar yerine evin ortak yaşam alanlarına taşınmalı,

Çocukların internet kullanma süreleri ve oynadıkları oyunlar mutlaka denetlenmeli, sınırlı bir kullanım sağlanmalı, her siteye girilmesi önlenmeli,

Günün belirli saatlerinde yaş grubuna uygun kitap okumaları sağlanmalı,

Çocuklarımızı gerçek hayatta nasıl korumaya çalışıyorsak, sanal ortamda da (internet) güvende olduklarından kaygı duyulmamalıdır.

Tüm eğitim iş görenleri ve öğrencilere iyi tatiller dileği ile…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?