Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BUNALIMA GİREN GENÇLER KEŞKE ÖLÜMÜ SEÇMESELER
  • 0
  • 285
  • 01 Şubat 2022 Salı
  • +
  • -
Seçmeseler de;
Keşke bir araya gelebilseler…
Sorunlarının çözümü için;
Kendi aralarında örgütlenebilseler…
Keşke örgütlenseler de;
Yaşadıkları olumsuzluklara hep birlikte direnseler…
Hatta ve hatta;
Haklı davalarında kendilerine destek vermeyen biz yetişkinlerin yüzlerine tükürseler!
Ve ortaya çıkıp deseler ki;
Yahu siz bu ülkenin vatandaşı değil misiniz?
Siz bu ülkede yaşamıyor musunuz?
Sizler hiç vergi filan vermiyor musunuz?
Bizleri kandıran yöneticileri sizler seçmiyor musunuz?
Seçiyorsanız;
Seçtiğiniz muktedirlerin ‘atamasını yapmayıp’ umudun peşinde koşturduğu 500 binin üzerini çoktan aşan ‘öğretmen adaylarının’ sayısını filanda mı bilmiyorsunuz?
Ve içlerinden birisi çıkıp şöyle dese;
Yaklaşık bundan otuz yıl önce kurulan ve ‘Atanamayan Öğretmenler Havuzunun’ içerisinde KPS (Kandırmaca Personel Sınavıyla) yıkanan 500 bini aşkın ‘öğretmen adayı’ var…
Ve bekleye-bekleye psikolojik bunalım sonucu ‘intihar ederek’ yaşamına son veren bir sürü genç ‘öğretmenler’ var…
Atanacağı günü bekleye-bekleye bunalıma girip, daha iki-üç gün önce bir genç öğretmenimiz -ardında bir not bırakarak- ve intihar yolunu seçerek, o da bu dünyaya veda etti…
Adı; Mustafa Kaya
(Ancak bazı gazetelerde ‘Murat’ geçiyor.)
Şanlıurfa’nın Birecik İlçesinden…
28 yaşında…
4 yıl önce Hasan Kalyoncu Üniversitesi PDR Bölümünden mezun oluyor…
Geçtiğimiz yıl Gaziantep Eğitim Bilimleri Enstitüsünde ‘Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık’ Yüksek Lisans Programından mezun oluyor.
Ancak diplomasını almak nasip olmuyor…
Mustafa Kaya;
Babasını çocuk yaşta kaybediyor…
Annesi ve bir ağabeyi ile birlikte yaşama tutunuyor…
28 yaşına kadar orada-burada yevmiyeli işlerde çalışıyor…
Yevmiyelerden sağladığı birikimle;
Hem ailesine katkı sağlamaya çalışıyor…
Hem ‘umuda yolculuk’ yaptığı eğitim masraflarını kendisi yapıyor…
Askerlik masraflarını karşılamak içinde;
Bir ara ‘özel sektörde’ de çalışıyor…
Ama nerede ve hangi işte çalışırsa-çalışsın;
Onun beynini süsleyen bir tek ‘umut yolculuğu’ var…
O da; bir an önce ‘atamasının’ yapılması…
Ve bir an önce ‘okutacağı’ öğrencilerine kavuşması…
Ama bekle-bekle olmuyor…
Hatta ve hatta KPS yazılı sınavlarında en yüksek puanı tuttursa da…
Sıra ‘sözlü mülakatlara’ gelince orada çakılıyor!
Kısacası;
‘Umuda Yolculuk’ Mustafa Kaya’yı çok fazla yoruyor…
Ve 29 Ocak 2022 tarihinde;
Biz arkada kalanlara şöyle bir not bırakıyor;
“Hayata veda ediyorum…
Üniversitemi, askerliğimi özel sektörde çalıştım ve okudum…
Abimi ve annemi çok seviyorum…
Babamı özledim.” diye bir ‘not’ yazdıktan sonra intihar ediyor…
Bir paragraf önce “biz arkada kalanlara bir not bıraktı” tabirini bilinçli olarak kullandığımı ifade etmek isterim…
Çünkü o bırakılan ‘not’ sadece annesine, abisine, arkadaşlarına ve sevenlerine değil…
Bu toprağın üzerinde ‘vatandaşlar’ olarak yaşayan hepimizedir…
Bu son cümleden hareketle;
Gelin bu zamana kadar birlikte düşünemediklerimizi (gecikmeli de olsa) ister birlikte düşünelim…
İsterseniz kendi-kendimize aklımıza gelen şu soruları soralım;
“Bir vatandaş ve bir yetişkin olarak, gençlerimizin bu ‘intihar’ etme olayında bizimde bir payımız ve sorumluluğumuz var mıdır acaba?”
Örneğin;
Bu ülkeyi yönetenlere veya yönetmeye talip olanlarla (seçimlerden seçimlere de olsa) yüz-yüze geldiğimiz de;
“Efendiler, bizim verdiğimiz vergilerle dağa-taşa üniversiteler ve Yüksek Okullar açıyorsunuz…
Yüzlerce, binlerce, milyonlarca öğrenci mezun ediyorsunuz…
Ondan sonra da sokağa salıyorsunuz…
Yaşanan sorunların giderilmesi için hiçbir çözüm üretmiyorsunuz…
Çocuklarımızı, gençlerimizi ruh hastası yapıp intihar etmelerine vesile oluyorsunuz” diye soranımız olmuş mudur acaba hiç?
Ben sanmıyorum…
Ve sohbetimizi bitirmeden öncede sizlerden özellikle şunu rica ediyorum;
Lütfen ‘Allah rahmet eylesin.”
‘Allah geride kalanlarına sabır versin” gibi dualarla işin kolaycılığına kaçmayalım…(onları yine yapabilirsiniz)
Mademki bugünkü sohbetimizde ‘atanamayan öğretmenler’ ve bunalım sonucu ‘intihar eden’ öğretmenleri konuşuyoruz…
O halde bu konunun üzerinde şöyle düşünelim;
Ülkemiz yüz yaşına gelmesine rağmen hala 130 bin öğretmen açığı görünüyor…
Ve bir rivayete göre 500 bin ve yine bir rivayete göre 700 bin dolayında elinde ‘öğretmenlik diploması’ olanlar bir an önce ‘atanacağı günü’ bekliyor…
Ve yine bir hesaba göre;
Bu rakamın 2023 yılında bir milyon dolayına çıkacağı söyleniyor…
E, bu durumda yolculuk nereye gidiyor?
Gerek mevcut iktidar tarafı ve gerekse muhalefet kanadı bu işin nasıl çözüleceği hakkında hiçbir bilgi vermiyor…
Atanmayı bekleyen bir çocuğumuz veya yakınımız olmasa da;
Sizce bu konunun üzerinde bir ‘vatandaş’ olarak düşünmemiz gerekmez mi?
Buyurun;
Düşünelim o zaman…
Şimdi söz sırası sizin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM