Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Bugünkü sohbet konumuz;

Belediyenin il merkezimizde yaptığı ve yapmakta olduğu ‘Bisiklet ve Yürüyüş Yolu’ üzerine olacak…

Ve eğer dikkate alırlarsa;

Yapılmakta olan bu sevindirici ve güzel projeye eklenti olarak bir-iki önerimizde bizim bulunacak…

Ancak;

Önce şu yapılmakta olan ‘Bisiklet ve Yürüyüş Yolu’ güzergahı üzerine konuşalım…

Giresun-merkezin doğu tarafında;

Hacıhüseyin Mahallesinden başlayıp, Sanayi tarafı istikametinde denizle-otoban yol arasında çok güzel bir ‘bisiklet ve yürüyüş yolu’ yapılmış ve yapılmaya da devam ediyor…

‘Devam’ ediyor diyorum;

Çünkü söz konusu yolun daha henüz bitmediği her halinden belli oluyor…

Örneğin;

Konu ‘mühendislik’ konusu ama…

Daha sonra yeni bir düzenlemesi var mıdır onu da bilmiyorum…

Sözünü ettiğim ‘yol’ beton sertliğinde olduğu için yürürken insanı yoruyor…

Adalelerini sertleştiriyor…

(Eksiklerini bilahare düzelteceklerini umuyorum)

Ve şimdi de yapmak istediğim naçizane önerilerime geçiyorum;

Az önce de dediğim gibi eksikleri tamamlanırsa, il merkezimiz çok güzel bir ‘Bisiklet ve Gezi Yolu’ kazanmış olacak…

Görebildiğim eksiklerse şunlar;

Burası bir ‘yürüyüş yolu’ olduğu kadar aynı zamanda bir ‘bisiklet yolu’ olarak da hizmet verecek…

Ve bu bisiklet yolunda;

Küçük çocuklarda ‘bisiklet binmeye’ öğrenecek…

Yani, bu ‘yol’ otobana bir metre anca yakınlığı olduğu için görülmez tehlikeler belirecek…

İşte bu görünmez tehlikeyi önlemek için;

Hiç vakit kaybetmeden bu ‘bisiklet yolu’ güzergahında otoban-yol tarafına ‘demir parmaklıklar’ veya gerekli önlemler alınmalı…

(Görselde paylaştığım fotoğrafta da yol yakınlığı görülmektedir.)

Söz ‘demir parmaklıktan’ açılmışken;

Otobanla-Bisiklet ve Yürüyüş Yolu arasında bırakılan ara boşlukta (mutlaka düşünülmüştür) yaz-kış yeşilliğini koruyacak bitkiler dikilip güzel bir görüntü verilmeli…

Bak;

‘Yaz-kış yeşilliğini koruyan bitki’ dedim de, yine başka bir şey geldi aklıma…

Durun unutmadan hemen onu da söyleyeyim;

Sahil boyunda (yaklaşık) yirmi yıl önce dikilen fidanların birçoğu büyüyerek gerek bölünmüş yol arasında ve gerekse yol kenarında Giresun’un yeşilliğine yakışır çok güzel bir görüntü veriyor…

Ancak ‘Sanayi’ tarafına doğru gidilince;

Dikilen fidanlar seyrek dikilmiş olduğu gibi, dikilen fidanların çoğu da kurumuş veya ‘kuruma’ belirtileri göstermektedir…

Bu konu ‘mühendislik’ konusu olmasına mühendislik konusu da…

Ben yine de ‘acaba’ diyorum;

‘Bazı bitkilerin büyümekte ve yeşermekte zorlandığı yerlere yöre bitkimiz olan, toprağı yadırgamayan ve yaz-kış yeşil kalan ‘taflan’ fidanı dikilse daha mantıklı ve yerinde olmaz mı?

Yine bildiğim ve aklımın erdiği kadarıyla;

Bu ‘taflan’ denilen ‘kara yemiş’ fidanları belli boya gelince budanıp ve (duvar bitkisi) gibi bir görüntüde sağlarda bunun için böyle bir öneri yapıyorum…

Her neyse..

Özetlersek;

Hangi siyasi görüşü temsil ederse etsin…

Toplumun ortak çıkarları adına yapılan her türlü kazanımları takdir ediyor ve ayakta alkışlamayı kendime görev sayıyorum…

Ve son sözü de konumuzla ilintisi olduğu için B. Rahmi Eyüpoğlu’nun şu anlamlı dizelerine bırakıyorum;

“Ben arıya arı demem

Arının balı olmalı

Ben güzele güzel demem

Güzel faydalı olmalı

Güzel dediğin işe yaramalı

Kadın mı? Hamur yoğurmalı

Çocuk doğurmalı

Ağaç mı? Meyve vermeli

Çiçek mi? Kokmalı

Bayramdan bayrama neyleyim güzeli

Güzel dediğin her Allahın günü

Yanıbaşımızda olmalı

Yağmur misali hem gözümüze, hem gönlümüze

Hem toprağımıza yağmalı.

Güzel dediğin yağmur misali hepimizin olmalı.”

———

Tekrar görüşmek üzere;

Hoş, hoşça ve esenlikle kalın…

Görsel bilgi notu;

Benim akşamları yaptığım sağlık yürüyüşü…