EKİM 17

EKİM 17

Merhaba Sevgili Okurlar
Ömrü olana günler ne çabuk geçiyor. Keşke yazmak okumak kadar kolay bir şey olsaydı. Yazmak ile konuşmak aynı kefede yer alıyor olsa da ;İnsan oğlu konuştuğu sözlerin inkarına gidebilir ama yazdıklarının asla inkarı olmaz.
Bu sıralar en sevdiğim işleri yapmakta dahi zorlanıyorum. Mümkün olduğu kadar televizyon da izlemiyorum.
Aklım sınır ve sınır ötesi “Barış Pınarı Operasyonu” n da .
Rabbim Devletimize ve Kahraman Mehmetçiklerimize güç ve kuvvet versin.
Dualarımız sizlerle.
Bugün köşemde birazcık kendimi şımartmak istiyorum. Çünkü dün benim doğum günümdü.
Bütün hikayeler insanın dünyaya gözünü açması ile başlar. Ve hiç bitmez. Gözlerimiz dünyaya veda ettiğinde ise anlatılan hikayeler insanın yaşam tarzına göre nesilden nesile aktarılır. Sanırım bende çok hikaye biriktirdim. Bazen kahkahalara boğulduğum bazen ise gözyaşlarımla kavrulduğum güzel ve buruk hikayeler. İnşallah akılda kalırım. Hayatta en büyük servetim ise ;Babamın ve Annemin bırakmış olduğu tertemiz adlarıdır .
EKİM 17
bağımızın kopmasına ramak kala
beni sarmalayan ellerine
büyük bir sevinçle bağrına basmana
adımı koyarken dedem
sessizliğine,
gülüşüne, şefkatine
bağışlayan rabbime
şükrüne, canlarıma
kısacası en güzeli
kokuna hasret kalan gönlüme
dik duruşu öğreten babama
ikinizin meyvesinden oluşuma
aşırı sevinçten kolumu çıkaran
ablalarıma, abime
benden sonra gelen kardeşlerime
ve;
yokluğu sel gibi olan
hayatıma en güzel armağanları
bırakan eşime…
her şeyden önce insan olmayı
öğrenen yavrularım
bu güne kadar varlıklarıyla
renk veren ,suskunluğu ile hüzün katan
canlara, cananlara, arkadaşlara, dostlara
sevgili okurlarıma
Ferah tutalım yüreklerimizi. Biz öyle bir Milletiz ki söz konusu “VATANIMIZ” olunca “TEK YÜREK” oluruz.
Bugün bana katlandığınız için sonsuz teşekkürler.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?