Emir demiri (anayasayı) keser mi?

Emir demiri (anayasayı) keser mi?

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü partisinin grup toplantısı sonrasında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
O yanıtlardan anladık ki; Partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayını yarın açıklayacak. Henüz resmi olarak açıklanmamış olsa da kamuoyunda Binali Yıldırım’ın adının açıklanacağı beklentisi yüksek.
Sürpriz olur mu? Sanmıyorum…
Binali Yıldırım’ın aday olarak açıklanması sonrasında TBMM Başkanlığından ayrılıp ayrılmayacağı da Erdoğan’a soruldu.
Bu soruya Erdoğan;
“ Siz galiba dersinize iyi çalışmamışsınız” diye soruyu soran gazeteciye şu yanıtı verdi.
“İstifada nereden çıktı, istifası gerekmiyor. Milletvekilliği belediye başkanlığı seçilene kadar devam eder. Seçildiği zaman istifası gerekir. Öncesinde istifa gerekmiyor.”
Binali Yıldırım sadece milletvekili olmuş olsa idi bu yanıt doğru idi. Fakat Binali Yıldırım aynı zamanda TBMM Başkanıdır.
Zaten kimse de ‘aday olunca milletvekilliğinden istifa etsin’ demiyor… ‘ Aday gösterildiği zaman TBMM Başkanlığından istifa etmesi gerekiyor’ diyor…
Çünkü TBMM Başkanlığının özel bir statüsü vardır.
Anayasanın 94. Maddesinin son fıkrası da bu ‘özel durum’ nedeniyle diyor ki;
“…Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine, görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.”
Madde gayet net ve anlaşılır şekilde yazılmış.
Binali Yıldırım yarın partisinin İBB adayı olarak açıklanır ise, AKP adına seçim faaliyetlerinde bulunacaktır ki, TBMM Başkanı sıfatı ile bunu yapamaz.
O zaman da adaylık faaliyetleri için TBMM Başkanlığından istifası gerekir.
Anayasanın 94. Maddesine uygun olarak düzenlenmiş olan Siyasi Partiler Yasasının 24. Maddesi de, “TBMM Başkanı ve başkanvekilleri partilerinin siyasi faaliyetlerine katılamazlar, Ancak yeniden milletvekili adayı olmaya ilişkin faaliyetler bu hükmün dışındadır” demektedir.
Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası gayet açık.
Peki, “İstifa etmesine gerek yok” diyen Erdoğan, Anayasanın ve Siyasi partiler Yasasının bu maddelerini bilmiyor mu?
Elbette biliyor!
Bu maddeleri bilerek göz ardı ediyor.
İstifa konusu, İBB adayı olarak isminin açıklanması beklenen, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’a da soruldu.
Ne yanıt verdi dersiniz?
“İstifa tartışmaları benim dışımdadır. Konu kapanmıştır diye düşünüyorum.”
Evet, tartışmalar senin dışında ama konu senin dışında değil ki.
Konunun merkezinde olan sensin.
Binali Yıldırım, “istifa tartışmaları benim dışımda” derken, ‘bizim partide her şeye Erdoğan karar veriyor, biz de o karar uyuyoruz’ mu demek istiyor?
O karar anayasaya ve yasalara aykırı olsa da mı? Emir demiri kesiyor mu?
Yoksa yarın sürpriz yapılacak ve başka bir isim mi açıklanacak?
O zaman gerçekten konu kapanmış olur. Aksi halde istifa tartışmaları sürecektir.
Konu YSK’na da taşınacaktır.
Görev sürelerinin uzatılması ‘ödülü’ alan YSK üyeleri bakalım nasıl bir karar verecekler?
Anayasanın 94. Maddesine ve Siyasi Partiler Yasasının 24. Maddesine göre mi karar verecekler yoksa anayasayı ve yasaları bir kenara bırakarak mı karar verecekler?
Kararlarında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “istifa etmesine gerek yok” sözleri mi etkili olacak.
Göreceğiz.
Bu arada şu öngörüde de bulunabiliriz.
İyi Partinin “ Erdoğan’da seçim yasaklarına alınsın” başvurusunu reddetmişti.
YSK, Erdoğan’ın ‘Cumhurbaşkanı’ sıfatıyla devletin başı olduğunu, bu nedenle seçim yasaklarından muaf tutulduğu kararını almıştı.
Aynı zamanda AKP Genel Başkanı olduğunu görmezden gelmişti.
Bu sayede cumhurbaşkanlığı gücünü yerel seçim kampanyası boyunca partisi adına kullanmasının önünü açmıştı.
Yarın Binali Yıldırım’ın TBMM Başkanı olduğunu da göz ardı ederek, anayasa ve yasaya rağmen ‘istifasına gerek yok’ kararı da alabilir.
O zaman hem İBB adayı hem de TBMM Başkanı olarak Binali Yıldırım, TBMM Başkanlığı gücünü kampanya boyunca kullanabilir.
Cumhurbaşkanı makam gücünü (devlet gücünü)tüm ülkede kullanacaktır.
Nasıl olsa “ demokrasi bizim için amaç değil araçtır” demediler mi?
Dediler…
O zaman eşit ve adil bir seçim olur mu?
Ne gezer…
Amaç daha önce yaptıkları gibi yine atı alıp Üsküdar’ı geçmek olacaktır.
Görülen köy kılavuz istemez!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?