Kadın olmak!..

Kadın olmak!..

Bir kadın asla içindeki çocuğun yok olmasına izin vermez. Çocuk gibi davranmayı ve çocuk gibi sevilmeyi bekler. İncinmeden sevilmek ister, bu yüzden çocuktadır davranışları. Her ne kadar çocuk gibi sevilmek istese de çocuk muamelesi görmek istemez. Kendisini dinlenilmesini, dikkate alınmasını ve önem verilmesini ister. İşte bu yüzden kadının çocuksu davranışlarını hoş göreceksiniz ama asla o’na çocuk olarak görmeyeceksiniz.

Kadın, güçlüdür aslında…

Erkeklerden daha güçlüdür. Fakat bu gücünü çoğu zaman ortaya koymasını sevmez. Erkeğinin O’nu sıkı sıkı sarmasını, incitmeden sevmesini, değer vermesini, önemsenmesini bekler. Ve huzur dolu güven en büyük servettir kadın için. Bu yüzden gücünü saklar, göstermez.

Kadın, sevginin temel taşıdır aslında…

Sevdiği kadar sevilmek ister. Zor sever ama tam sever. Kadın, severken beyni ve kalbi aynı duyguyu taşımalıdır. Kalbinin sevdiği kişi hakkında beyninde kuşku varsa önce kendine zindan eder, sonra da kendine dünyayı. Kadının yüreğine girerken beynine de yerleşeceksin ki !!! ölümüne sevsin erkeği. Kadını bir başka kadın uğruna terk etmek çok kolaydır. Haklılık payınız çok olsa bile kolay kolay terkedilmeyi hazmedemez “kadın”. Bu yüzden çok iyi hesaplamak gerekir. Eğer yol ayrımına gelmiş ise birlikteliğiniz; kırmadan, incitmeden ayırın yolları. Kadın zorla güzellik olmayacağını çok iyi bilir. Gururludur ve gururu çoğu zaman sevgisinden önde gelir. Sırf bu yüzden yaşam boyunca kendini mutsuzluğa kilitleyen çok kadın vardır, göz göre göre yok olup giden.

Kadın, yalnızdır kalabalık şehirlerin içinde…

Kendi kabuğu içerisinde ayrı bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. Kimsenin girmesine, bilmesine asla izin vermez. Kimsenin de o dünyasına girmesine izin vermez. İçinde fırtınalar kopan limana demirler kendisini. O limandan çıkmasını istemek en büyük hatadır. İsterseniz kaybedersiniz…

Kadın, delidir ve çılgındır…

Ne zaman neler yapabileceğini asla kestiremezsiniz. Bazen, baharda açan taze çiçekler gibidir, duyguları bir anda coşar. Bazen; akan çağlayanlar gibi duru, bazen de fırtınalı denizler gibidir. Duygusunun, üreticiliğinin sınırı yoktur ama bunu ortaya çıkarmak için bir ömür hayatını adayacağı erkeğini bekler. Bir kadının duygularındaki gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız çok. Çünkü; hayatın içinde olan her şey biz kadınlar olduğu için anlam kazanır. Yemek yemek, su içmek, hatta çok sevdiğiniz çay desek. İstinalar hariç diyelim ama bir kadının elinden içtiğiniz, yediğiniz yemek ile kendi elinizden yedikleriniz arasında bir kıyaslama yapın. Lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?… Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne denir ki size !!!

Kadını çocuktur diye başlamıştım;

Çocuklar çabuk kırılır ve çabuk ağlarlar. İşte bu yüzden bir kadını ağlatırken çok dikkat edin!!! Çünkü Allah gözyaşlarını sayar.

Kadın, erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından değil!!!

Üstün olsun diye başından da değil, GÖĞSÜNDEN YARATILDI GÖĞSÜNDEN…

Korunsun diye,

Sevilsin diye,

Eşit olsun diye,

Kalbinizde yer bulsun diye…

Sevin kadınları,

Kadın ‘ANA’dır

Kadın ‘BACI’dır

Kadın ‘EVLAT’dır

Ne demiş Alemlerin sevgilisi;

“Kadınlar gelincik gibidir, soldurmayınız.” HZ.MUHAMMED (S.A.V.)

Sadece bir güne adlandırılan ve başarılı olsalar bile eksik etek sayılan biz KADINLARIMIZIN olmayan günü KUTLU OLSUN.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?